27 Mayıs'tan 15 Temmuz'a

Her noktası, her karesi ibretlik hikayelerle dolu. Adnan Menderes ve arkadaşlarının hukuksuz, saygısız, ahlaksız ve vicdansızca yargılandığı Ada. Dün Yassaıada'ydı, bugün Demokrasi ve Özgürlükler Adası. Her yerini dolaştık, o günlere gittik, kimi zaman hüzünlendik, kimi zaman öfkelendik. Kongre salonuyla, müzesiyle, canlandırmalarıyla, çevre düzenlemesiyle muhteşem bir eser ortaya çıkarılmış.

Özellikle genç arkadaşlarıma bu çağrım. Bugünün değerini anlamak için gidip orayı gezmelisiniz.

Milletin iradesiyle seçilen bir Başbakan ve arkadaşlarının nasıl bir muameleye maruz kaldığını, nasıl bir hukuksuzluk, nasıl bir kepazelik yaşandığını görmelisiniz.

Türk siyasi hayatının en karanlık sayfası. Darbeler tarihinin başlangıcı 27 Mayıs. Bunun arkasından neredeyse her 10 yılda bir bu ülke darbeler yaşadı. 1970, 1980, 28 Şubat, e-muhtıra ve 15 Temmnuz.

15 Temmuz 2016 tarihinde bu millet uyandı ve şaha kalktı! Darbecilere ve heveslilerine gerekli dersi verdi. 15 Temmuz'da tarihteki bütün darbeler darağacına mahkum edildi. Bu sefer sandıkla gelen silahla gönderilemedi.

İşte bu tarihten sonra darbeyi aklından dahi geçirenler başına gelecekleri düşünmeye başladı. Birini istemiyorsanız ve ona karşıysanız dersini sandıkta verirsiniz. Bu saatten sonra darbe imasında bile bulunmak suç sayılmalı.

Dönelim Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na...

Dün mezbelelik ve fuhuş yuvası olan Ada, muhteşem bir görünüşe sahip olmuş. İnanın yurt dışında böyle bir yeri ziyaret etseniz, gıptayla bahsedersiniz.

Böyle bir yeri Türkiye'ye kazandıran, bu muhteşem eserin açılışında orada olmamızı mümkün kılan başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere bütün yetkililere binlerce kez teşekkür ederim.

Ada'nın bugünkü halini almasında büyük emeği olan AK Parti Milletvekili Ali İhsan Arslan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve eşi Direnç Beyi de unutmamak gerekiyor tabi. Onların da büyük emekleri var burada.

Son söz olarak Demokrasi ve Özgürlükler Adası, demokratikleşme yolunda atılmış dev adımlardan biridir.