Anadolu'da öldürülen 10 Ermeni'nin kesilen kafası Paris'e gizlice nasıl gitti?

Bugün aslında dünya sanatının nabzının attığı Miami Art Bazel Sanat fuarından izlenimlerimi yazacaktım.

Ama önüme öyle ilginç bir haber geldi ki, o konuyu yarına erteleyip bugün size onu aktaracağım.

Dün itibariyle nur topu gibi yeni ve çok ilginç bir Ermeni sorunumuz oldu…

Konu şu:

Güya gizlice Paris’e giden “Anadolulu 10 Ermeni’nin kafatası…”

Güya diyorsam olaylar için demiyorum.

Güya bu 10 kafatası, Ermeni olaylarında hayatını kaybeden 10 Ermeni’ye aitmiş.

Ve yine güya gizlice Paris’e gitmiş…

Evet bu bilgi bugün ortaya çıktı. Bulunuş hikayesini de aşağıda anlatacağım.

Kafatası kendi kendine gider mi diyeceksiniz.

Hiç şüphesiz biri veya birileri götürmüş ama kimin götürdüğü belli değil.

Nasıl götürdüğü de belli değil…

O nedenle “güya” diyorum.

MUHABİR DEPODAKİ 18 BİN  KAFATASININ TAM LİSTESİNİ GÖRÜNCE

Ama önce olayı başa sarıp bunun nereden çıktığını yazayım.

New York Times gazetesinin Paris muhabiri, Musee de l”Home’un (İnsanlık Müzesi) bodrum katındaki “kafatası” hazinesini incelemiş.

Defalarca ziyaret ettiğim bu müzenin zemin katında dünyanın en zengin kafatası hazinesi var.

18 bin civarında insan kafatası saklanıyor burada.

Bunların bir bölümü zaman zaman üst katlarda sergileniyor…

Birini ben de gidip görmüştüm.

Ama depodaki kafataslarını görmek mümkün değil.

Fransız Kültür Bakanlığı bu konuda çok ketum. Bilimsel araştırma yapacak kişilere bile çok zor açıyor. Mesela bunlardan biri 10 yılda alabilmiş orada çalışma iznini.

Buraya kadar bilinmeyen bir şey yok.

Geçmişte ben de bir yazı yazmıştım bu kafatasları üzerine.

KIZILDERİLİ ŞEFLERİNİN ARASINDA KALMIŞ 10 ESRARENGİZ KAFATASI

Ancak dün itibariyle depodaki kafataslarının bizi çok yakından ilgilendiren bir tarafı ortaya çıktı.

Bunu da dünkü New York Times’daki bir yazınının satır aralarından öğrendik.

Çünkü New York Times muhabiri müzenin bugüne kadar “confidential” (gizli) sayılan envanterindeki listeyi ele geçirdi. Bunu yazınca büyük bir tartışma başladı.

Bu kafataslarının sergilenmesi etik midir?

New York Times bu confidential listenin ayrıntılarını vermedi. Ama verdiği bilgiler arasında biri var ki işte o bizi çok yakından ilgilendiriyor.

Ayrıca müzenin depolarında saklanan bu 18 bin kafatası aynı zamanda Fransa’nın kolonyal tarihinin de bir aynası gibi.

Bazı ülkeler, mesela ABD, Kızılderili kafataslarının kendisine iade edilmesini talep ediyor.

Geçtiğimiz yıl Cezayir bazı özgürlük savaşçısı Arapların kafataslarının iadesini sağlamıştı.

Anadolu'da öldürülen 10 Ermeni'nin kesilen kafası Paris'e gizlice nasıl gitti? - Resim : 1

BU KAFATASLARI GERÇEK Mİ VE O MÜZEYE NASIL GELDİ

Ancak ortada bir başka sorun daha var.

Bu kafatasları o müzeye nasıl geldi?

Müzede bunlarla ilgili sağlam kayıtlar yok.

Bazıları, sömürgeci Fransız ordusu lejyonerlerinin öldürdükleri insanların kafasını keserek kanıt olarak getirdiğini söylüyor.

Bazıları ise kazılarda bulunmuş.

Kısaca bu kafatası koleksiyonu, aynı zamanda Fransa’nın kirli sömürgeci tarihinin de kanıtları…

Bizi ilgilendiren bölümüne gelince, o biraz farklı.

Çünkü bu kafatasları Fransa’nın kolonyal tarihi ile değil, Osmanlı İmparatorluğu’nun çok tartışılan bir dönemi ile ilgili.

Benim merak ettiğim ise şu:

Bu kafatasları gerçekten Anadolu’da hayatını kaybeden 10 Ermeni’ye mi ait?

Acaba o sır gibi saklanan “confidential” envanter listesinde adları soyadları var mı?

O KAFATASLARI KİME AİT VE  KİM GÖTÜRMÜŞ ANADOLU’DAN

Gerçekse, hayatını kaybettiği ileri sürülen bu 10 Ermeni'nin kafatası oraya nasıl gitti?

Kafatasları kendiliğinden gitmediğine göre kim götürdü?

Hangi kafa bir kafatasını yanında Fransa’ya taşır?

Bir daha belirteyim.

O 10 kafatasının Anadolu’da o günlerde hayatını kaybeden Ermenilere ait olduğu konusunda ciddi bir kanıt var mı bilmiyorum.

Ama bildiğim şu.

Bu kafatasları Paris’de her yıl milyonlarca insanın gezdiği “İnsanlık Müzesi”nde sergilenirse, “Ermeni soykırımının” somut kanıtlarından biri olarak sunulacak.

Bu anıt gibi bir şey değil.

İnsana ait kafatası…

Algılaması ne olur bilemem ama Paris Büyükelçiliğimizin şimdiden Fransız Kültür Bakanlığı’na başvurup bir kaç bilim insanı gönderip inceleme için izni almasında yarar olabilir.