Tutuklanan orkestra ekibi Bülent Ersoy’a ateş püskürdü! İşte zehir zemberek sözler

Bülent Ersoy’un bir otelde vereceği konser için KKTC’ye sahte PCR ile giriş yapan 21 kişilik orkestra ekibi Ersoy'a ateş püskürdü. İşte o sözler...

Bülent Ersoy’un Kıbrıs'ta bir otelde vereceği konser için KKTC’ye sahte PCR ile giriş yapan 21 kişilik orkestra ekibi bugün Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargıç karşına çıkarıldı.

Bülent Ersoy'un orkestra ekibinin 25 gün daha tutuklu kalmalarına karar verildi. Ersoy'un orkestra ekibinin 3 ila 6 ay arasında hapis cezasıyla yargılanmaları isteniyor.

Öte yandan ekibe sahte PCR belgesi sağlayan zanlılar Yılcay Takar, Mehmet Öz ve otelin genel müdürü zanlı Süleyman Leventoğlu, 20’şer bin TL’lik teminatla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. 

Ersoy'un orkestrası ateş püskürdü 

KKTC’ye sahte PCR ile giriş yapan 21 kişilik orkestra ekibinin hükümsüz tutuklu olarak cezaevine gönderilmesi üzerine orkestra ekibi adliye çıkışında Ersoy'a ateş püskürdü.

İşte zehir sözler

Orkestra ekibi, "Hani servetini harcayacağım diyordu Bülent Ersoy. Utanmadan bir de bak herkesi işinden gücünden etti, devlet memurluğundan etti Bülent Ersoy.  Biz evrak olduğunu bilmiyorduk. Elimize tutuşturdular. Bununla gireceksiniz dediler. Bülent Ersoy görsün bunları. Bu kadar aileyi perişan ettiler" ifadelerini kullandı. 

Ne olmuştu?

KKTC'de 28 Ağustos akşamı bir otelde konser veren 'Diva' lakaplı ünlü şarkıcı Bülent Ersoy'un orkestra ekibinin PCR testlerinin Ercan Havalimanı’ndaki kontrollerde sahte olduğu ortaya çıkmıştı.

Gözaltına alınan ekip, PCR testleri yapıldıktan sonra konsere gelenlerin mağdur olmaması amacıyla polis nezaretinde konsere katılmıştı. Ekip, konserin ardından yeniden karakola getirilip, mahkemeye çıkarılmış ve 1 ay boyunca gözetim altında tutulmuştu.

"Tüm servetim pahasına vereceğim!"

Bülent Ersoy, orkestrasının tutuklanmasının ardından konuyla ilgili açıklama yapmıştı. Bülent Ersoy, yayınladığı gönderide şu ifadelere yer vermişti:

Hayatım boyunca adaletsizliğe hiç prim vermedim. Kendim de iki kez hapse girdim. Kimselerden de yardım dilenmedim, istemedim çünkü o suçları işlemiştim, cezasını da çekmekle mükelleftim. Bu konu ile ilgili bugüne kadar 21 arkadaşım ve dostuma mahkemelerinde ters bir reaksiyon oluşmasın adına herhangi bir şekilde zarar gelmesin diye evet, sustum. Onlara sadece telefon ile müteaddis kereler bağlanarak hepsini bir odaya toplayıp, kendileri ile konuşarak gerek maddi gerek manevi ilgimi, alakamı, sevgimi, bağlılığımı kendilerine hep hissettirmeye çalıştım.

"Hep yanlarında olacağım"

Ailelerine maddeten yardım ettim. Bir saz arkadaşımın hamile eşini yatırdığım çok ünlü bir hastanede doğumunu yaptırttım. Hatta ve hatta kendileri de teveccüh buyurup yeni doğan evlatlarının ismini Bülent koymuş. Ben bütün bunları yaparken yardımlarımı şova dönüştürmeden, sağ elin verdiğini sol el görmemeli, bilmemeli terbiyesi içerisinde hareket ettim. Bu hayatım boyunca da böyle oldu. Zira ben yaptıklarımı şova dönüştürmem, dönüştürmedim de. Ben naçizane şovlarımı sadece ve sadece sahnelerimde icra ettim ve ederim. Yani kısacası elimin erdiği, gücümün yettiğince arkadaşlarımın hep yanlarında oldum ve olacağım da...