Bulgaristan'da erken seçim ve Türkiye için bam teli

2 Nisan’da Bulgaristan'da erken genel seçim var. Son derece önemli. Bulgaristan istikrar arıyor ve bu istikrar sadece Bulgaristan için gerekli değil. Burası hassasiyetleri ve gerilimi yüksek Balkanlar ve Balkanlar'daki bu dost, kardeş, komşu ülke Ukrayna savaşından fazlasıyla etkileniyor. 2004 yılından beri NATO üyesi olan ülke baskı altında. Hem savaşın ısıttığı Karadeniz’e kıyısı var hem de harareti hiç dinmeyen Balkanlar’ın hassas ve kritik bir ülkesi.

Takip edebildiniz mi bilmiyorum, çok uzun zamandan beri de siyasi bir istikrarsızlığın içerisinde. Özellikle son iki yılı siyasi çalkantılarla geçti. İş o kadar ileri gitti ki, ülke iki yıl içinde beşinci kez erken genel seçime gitmek zorunda kaldı.

Peki neden ülkede bir türlü hükümet kurulamıyor?

Bunun gerisinde Balkanlar’da yaşanan küresel rekabet var ve Ukrayna savaşının tetiklediği jeopolitik kırılma da temel bir parametre olarak süreçleri etkiliyor. ABD ve Rusya kendilerine yakın siyasi oluşumlar üzerinden iç siyasette inisiyatif ve dizayn arayışındalar. Bu durum ülkede son 2,5-3 yıldır yaşanan ekonomik, sosyal, sağlık ve enerji krizleriyle daha da derinleşiyor.

Son iki yıldır ülkede kullanılan nefret dili ve kurulamayan hükümetler siyasi bir kutuplaşmaya karşılık gözükse bile "Türkiye’de de maruz kaldığımız metotlara benzer şekilde" jeopolitik bir ihtilafa, rekabete ve arayışa karşılık geliyor. Ukrayna savaşında karşıtlaşan ABD ve Rusya’nın hesapları, ortaya koydukları etki, baskı ve manipülasyonlar, siyasi taraflar üzerinden inisiyatif arayışları, zaten sorunlar yaşayan ülkeyi çok daha fazla geriyor. Ortaya çıkan nefret dili, nefret siyaseti ve gerginlik, "Meclis aritmetiğiyle bütünleşip" etkili ve kalıcı çözümler üretmesi umulan olası bir hükümetin önündeki en büyük engele dönüşüyor.

***

Bu durum Bulgaristan’ın son iki yılına damgasını vurmuş durumda. Seçim kampanyalarında "Onunla ortak olmayacağım, bununla ortak olmayacağım" diyerek kendini gösteren hizipleşme dili, seçimlerden sonra bir masaya oturmalarını engelliyor ve bir türlü hükümet kuramıyorlar.

Burada dost ve kardeş için bir umut kendini gösteriyor: Bulgaristan Türkleri.

"Bulgaristan Türkleri", "Bulgaristan’ın İstikrarı" için yapıcı bir rol üstlenebilirler mi?

Neden olmasın?

Buna dair büyük bir demografik ve siyasi inisiyatifleri var.

Bulgaristan’da 1 milyon, Türkiye’de de 300 bin Bulgaristan Türkü yaşıyor. Bu soydaşlarımızın Bulgaristan’daki siyasi krize çare olabilecek köklü bir siyasi oluşumları var: Hak ve Özgürlükler Hareketi.

HÖH, Bulgaristan’ın üçüncü büyük siyasi oluşumu. Bu çalkantılı dönemde Bulgaristan'da yaşayan Türk/Müslümanları aynı çatı altında birleştirmeyi, tabanını istikrarlı biçimde konsolide etmeyi ve üçüncü büyük parti olarak Bulgaristan siyasetine ağırlığını korumayı başardı.

Üstlendiği yapıcı yaklaşım ise Bulgaristan için son derece değerli.  

Öte yandan Hak ve Özgürlükler Hareketi'nin 2 Nisan seçimlerinde parlamentoda hükümet ortağı olması sadece Bulgaristan için değil, Türkiye, Balkanlar, Karadeniz ve coğrafyanın jeopolitik geleceği açısından son derece önemli.

Hükümet ortağı olabilmesi için Hak ve Özgürlükler Hareketi'ne 240 kişilik parlamentoda, 121 sandalye gerekiyor. Avrupalı Gelişimi İçin Yurttaşlar Partisi (GERB) ve Değişime Devam Partisi (PP) yaklaşık yüzde 25'er oy alabiliyorlar. Hak ve Özgürlükler Hareketi ise yüzde 13-14 bandında oy alıyor ve üçüncü geliyor.

Bulgaristan seçimlerini takip eden analistler ve kamuoyu yoklamaları, sosyalistlerin, Rusya yanlısı aşırı sağcı Vzrajdane ve yine soldan kopan Sol Parti'nin parlamentoda temsil edileceğini tahmin ediyorlar.

***

Şimdi gelelim bizim için bam teline… Türkiye'de 300 bine yakın Bulgaristan göçmeni çifte vatandaş var. Bu seçmenler sandığa giderlerse, seçimlerin kaderi değişebilir. Zira, Bulgaristan içinde seçimlere katılım oranı çok düşük. 600 bin civarında oy, birinci parti olarak sandıktan çıkmayı sağlayabiliyor. Hak ve Özgürlükler Hareketi son seçimlerde 344 bin oy almış. Bunun 55 bini Türkiye'deki seçmenden gelmiş. Ancak yeterli değil.

Denklem çok basit.

Türkiye'de çoğunluğu sandığa gitmeyen yaklaşık 300 bin soydaş seçmen var. Farkındalar mı bilmiyorum, ama biraz kıpırdanırlar, Hak ve Özgürlükler Hareketi'ne Türkiye'den 113-114 bin oy gönderirlerse, bölgenin geleceğine ve jeopolitiğine damgalarını vuracaklar.

HÖH, Türkiye’den 113-114 bin, Bulgaristan'daki seçmenlerinden 313-315 bin oy alırsa hükümet ortağı olacak.

O yüzden Bulgaristan’dan gelen ve Türkiye’de yaşayan çifte pasaportlu soydaşlarımıza büyük sorumluluk düşüyor. Lütfen sizler de sorumluluk üstlenin, tanıdık ve bildiklerinize ulaşıp, soydaşlarımızın Bulgaristan seçimlerinde oy kullanmaları doğrultusunda onları teşvik edin.

***

Bulgaristan Türkleri ve deprem…

Yazmadan edilir mi?

Yaşadığımız tarihi deprem felaketinde Bulgaristan’daki kardeşlerimiz de Türkiye’ye yardım edebilmek için seferber oldular. Bulgar komşularıyla beraber, büyük keder içindeki Türkiye'deki kardeşlerinin yardımına koştular.

Bu kampanyalar sırasında Hak ve Özgürlükler Hareketi en büyük ve en önemli rolü üstlendi. 2 Nisan seçimlerine hazırlanmayı bir tarafa bırakarak, tüm teşkilatlarını Türkiye'ye yardım için seferber etti. Böylece Bulgaristan’ın tamamında en büyük bir yardım kampanyası organize etmeyi başardılar. 29 ayrı bölgede yardım toplama alanları oluşturdular. Bin 500’den fazla gönüllüyle Bulgaristan’ın dört bir yanından gelen yardımlar tasnif edip, paketlediler. Haskova’da büyük bir depoyu lojistik merkez olarak organize edip, toplanan yardımları HÖH’ün sağladığı 200'e yakın TIR’la Türkiye'ye gönderdiler.

***

Türkiye’nin yaşadığı bu ağır acının hafifletilmesinde, yapılan bu sınırı aşan yardım operasyonunun karşılaştığını diplomatik zorlukların aşılmasında ve gösterilen her türlü çabanın içinde Sofya Büyükelçisi Aylin Sekizkök Hanımefendi ve Büyükelçilik çalışanlarımız da yer almış. Hep birlikte, samimi bir iş birliği ve sonuç üreten bir eşgüdüm içinde;

- 50 bine yakın adet battaniye ve uyku tulumu

- 7 bin 651 çadır yatağı

- 3 bin 620 yatak

- 26 aydınlatma cihazı

- 92 seyyar tuvalet/banyo

- Yedi jeneratör

- 322 ton gıda

- 265 ton giyecek

- 46 ton hijyen malzemesini Türkiye’ye göndermişler.

Ayrıca bir nakdi yardım kampanyası başlatmışlar. Bu paralar Sofya Büyükelçiliğimizin Bulgaristan'dan çadır ve konteyner alması için tahsis edilmiş. Böylece 800'den fazla çadır ve 143 konteyner temin edilmiş. Geri kalan kısmı nakdi olarak Türkiye’ye gönderilmek üzere hazırlanmış.

Farkında mısınız?

Acımız bize ne kadar büyük olduğumuzu gösterdi.