Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslamofobi tepkisi

Cumhurbaşkanı: "Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İslamofobi tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Medya ve İslamofobi Sempozyumu'nda konuştu. Erdoğan "Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır."

İşte Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından satırbaşları....

Sözlerime İslam korkusu değil düpedüz İslam düşmanlığı olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. İslam düşmanlığı hastalığı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır. Anadolu'yu ve Kudüs'ü ele geçirme hülyasıyla gerçekleştirilen Haçlı seferleri yıkımlarla dünya tarihinin seyrini değiştirmiştir. Batı, Türklerin şahsında somutlaştırdığı Doğulu toplumlara karşı kinini oryantalizm adı altında korumuştur. Son örneği de Avusturya Başbakanlık binasına terörist İsrail'in bayrağını çekmeyi koyuyorsa bunun nereye varacağını anlamak mümkündür. 

Batı başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde İslam düşmanlığı hastalığı tıpkı kanser hücresi gibi hızla yayılmaktadır.

Amerikan yönetiminin 11 Eylül saldırılarının ardından başlattığı 'Müslümanları şeytanlaştırma' stratejisi, pek çok toplumun kültürel yapısında zaten var olan İslam düşmanlığı virüsünü tetikleyen bir işlev görmüştür.

Daha düne kadar 'marjinal' kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir.

Daha düne kadar 'marjinal' kabul edilen kimi ırkçı akımların artık siyasetin merkezine yerleşmeleri, Batı'nın içine düştüğü bataklıktan kurtulmak yerine derine gömülmeyi tercih ettiğinin işaretidir. Özgürlüklerin ortadan kalktığı bir yerde refahın da uzun süre varlığını sürdüremeyeceği gerçeğine sırtını dönenler aslında İslam'a değil kendi geleceklerine düşmanlık etmektedir.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaşanan Yahudi soykırımını kendilerince özel bir paranteze alanlar bu defa hedef tahtasına Müslümanları yerleştirmişlerdir.

Tüm vatandaşlarının güvenliğini sağlamakla sorumlu kamu otoriteleri adeta bir İslam düşmanlığı yarışına girişmiştir. Batının bu tehdidin boyutlarını tartışmak yerine ırkçı ve ayrımcı akımların etkisine girmesi işin kolayına kaçmaktan başka bir şey değildir.

Asırlar boyu bizzat aydınlarını kullanarak kuşaklar boyunca kendi toplumlarını İslam'la özdeşleştirdikleri Türk korkusuyla yetiştiren Avrupa, böylece siyasi dağınıklığının yol açtığı sorunları saklamayı başarmıştır. Dünyadaki 7,5 milyarı aşkın insanın her birine İslam'ın değil, İslam düşmanlığının küresel bir tehdit olduğunu anlatmalıyız.

Ülkemizde yıllardır süren laiklik tartışmalarının gerisinde dini özgürlüklerin korunmasından ziyade yasaklanması niyetlerinin yol açtığı gerilimler vardır.

İnsanlığın tamamının huzuru, güvenliği için hayati öneme sahip 'İslam düşmanlığının önüne geçilmesi çabaları', oluşturulacak ortak akıl mekanizmaları ile yürütülmelidir. Bu tehdide maruz kalan tüm toplumların ve ülkelerin bir araya gelerek uluslararası alanda güçlü bir iletişim ağı kurmaları şarttır. İslam dünyası kendi arasında vahdeti tesis ettiğinde İslam düşmanlığına karşı verilecek mücadelenin kısa sürede neticeye ulaşması mümkündür.