Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan kritik açıklamalar: Başaramayacaksınız!

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında gerçekleştirilen Kabine toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, 3 saat 40 dakika sürdü. Erdoğan, toplantıya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

25 Ekim Kabine toplantısı kararları neler? Sorusunun yanıtı sorgulanan konular arasında yer alıyor. Milyonlarca vatandaşın yakından takip ettiği Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde toplandı. Kritik Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde bu hafta iç- dış gündem, koronavirüste vaka ve aşılamada gelinen nokta, fahiş fiyatla ve terörle mücadeledeki son durum ele alınacak. Alınan kararlar ise araştırılan konular arasında yer alıyor. İşte, 25 Ekim Kabine Toplantısı kararları neler? Kabine Toplantısı'nda hangi kararlar alındı? Online eğitim, kısıtlamalar gündeme geldi. 

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, 3 saat 40 dakika sürdü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine toplantısının ardından açıklamalarda bulundu.  

Afrika seyahati

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 saat 40 dakika süren toplantının ardından şu açıklamalarda bulundu: 

Bilindiği gibi geçtiğimiz hafta 3 ülkeyi kapsayan ve toplamda 5 devlet başkanı ile bir araya geldiğimiz Afrika seyahati gerçekleştirdik. Gerek baş başa gerek heyetler arası görüşmelerde, bölgedeki büyük potansiyeli bir kez daha müşaade ettik. Hükümete geldikten sonra en çok önem verdiğimiz konulardan biri Afrika kıtasıyla ilişkilerimizi geliştirmekti. 30 Afrika ülkesine 50 seyahat gerçekleştirdik. Dünyanın yükselen kıtası Afrika'nın önemi 21. yy giderek daha da çok artacaktır. Sömürgecilerin sürekli biçim, yol yöntem değiştirerek kıtayı elinde tutma gayretleri bitmedi. Afrika halkının geçmişte yaşadığı acılar, tüm tazeliğiyle durmaktadır. Afrikalı dostlarımız sahip oldukları zenginliklerin ve kendilerine sağlayacağı faydanın farkındadırlar. Hiç şüphesiz Türkiye'nin Afrika'ya bakışı Batı'dan farklıdır.

Bugün de ülke ve millet olarak sınırlarımızın güvenliğinden, siyasi ekonomik alana kadar her cephede aynı mücadeleyi veriyoruz. Boş bıraktığımız, gereken tedbiri almadığımız her alanın, ülkemizin istiklali ve istikbali için bir tehdit olarak karşımıza çıktığı gerçeğini defalarca yaşadık. Tarihin her döneminde olduğu gibi önümüzde kimi dış kimi iç zorluklarımız mutlaka vardır. Varlığına bile tahammülü olmayanlar bugün de boş durmuyor. Kendi güvenlikleri söz konusu olduğunda dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyenlerin, konu Türkiye olursa aynı şekilde yaklaşmalarını elbette beklemiyoruz. Küresel yönetim sisteminin vanasını elinde tutanlar, kendi sınırları içindeki olumsuzluğa karşı her türlü hukuku meşru sayarken, milyonlarca insanın ölümümü göz ardı ediyor.

"Egemenlik haklarımız hedef alınmıştır"

Geçmişte uzunca bir süre bu anlayışla ülkemizi yönlendirenler, Türkiye artık kendi duruşunu sergileyince paniğe kapıldılar. Türkiye'nin nezaketini, zaaf olarak görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışları kabullenmedikleri sürece cevaplarını alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçiliklerinden yapılan açıklamayı da aynı şekilde kabul ediyoruz. Bu tavır ülkemizdeki yargı teşkilatını, savcılarımızı, avukatlarımız tüm yargı mensuplarına karşı yapılmış bir hakarettir. Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez.

"Bizim amacımız kriz çıkarmak değil"

Türkiye'nin nezaketini, eski alılşkanlıklarına yönelenler yaptıkları yanlışı kabul etmedikleri sürece hak ettikleri cevabı alacaklardır. Son dönemde bazı ülkelerin büyükelçileri tarafından yapılan açıklamayı da aynı çerçevede değerlendiriyoruz. Bu açıklama doğrudan ülkemizin yargısını ve egemenlik hakkını hedef almıştır. Bu tavır yargı teşkilatımızı, hakimlerimiz, savcılarımız ve avukatlarımızla birlikte yargı mensuplarımıza bir hakaretttir. Türk yargısı kimseden talimat almaz, kimsenin emrine girmez. Türkiye'yi dillerine dolayanların amaçlarının hak, hukuk olduğuna kimse bizi inandıramaz. Malum açıklamaları yapan büyükelçiler hususunda ortaya koyduğumuz tavır bu sorumlu ve samimi duruşun tezahürüdür. Bizim niyetimiz kriz çıkarmak değil, ülkemizin hakkını hukukunu onurunu ve egemenlik haklarını korumaktır. Bugün aynı büyükelçilikler tarafından yapılan bir açıklamayla bundan geri dönülmüştür.

"Milletimiz yakından takip etmektedir"

Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine vurgu yapan bu büyükelçilerin beyanlarında daha dikkatli olacaklarına inanıyoruz. Ülkemizin bağımsızlığına ve milletimizin hassasiyetlerine saygı duymayanların sıfatı ne olursa olsun bu ülkede barınamayacağını da ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin bugün yaşadığı en büyük sancılardan biri bu tür meselelerde yerli ve milli duruş sergilemeyi bir türlü başaramayan kimi siyasetçi, eski diplomat ve medya mensubundan oluşan güruhtur. Kendi ülkelerinin aleyhindeki kampanyaların gönüllü aparatlığına soyunan mankurtları milletimiz yakından takip etmektedir. Önümüzdeki dönemde pek çok sorunumuzla birlikte bu hastalıklı zihniyetten de kurtulacağız. Bu türk çarpıklıklarla ilk defa karşılaşıyor da değiliz.

"Sokak olayları sırasından yaşananları da hatırlayın"

Gezi olaylarında neredeyse bir ay boyunca ülkemizden yapılan canlı yayınları hatırlayın. Benzer hadiseler çok daha vahim boyutlarda Avrupa başkentlerinde yaşandığında aynı çevreler tek bir karenin bile dışarıya sızmasına izin vermediler. 17-25 Aralık girişiminin ardından kopartılan fırtınaları da hatırlayın. Çukur eylemleri ve 6-8 Ekim sokak olayları sırasında yaşananları da hatırlayın.

"Neden rahatsızsın Bay Kemal?"

Türkiye gibi misyon sahibi bir ülkede hiçbir hadise rastgele yaşanmaz. Hiçbir karar tesadüfen alınmaz. Biz niçin yaptığımızı da bunun sonucunda ne olacağını da gayet iyi biliyoruz. Çalışmadığımız lider, arka planına vakıf olmadığımız hadise kalmadı. Milletimiz emin olsun ki bu hedefe çok yaklaştık. Dünyanın en güçlü sağlık altyapısını biz kurduk. Eşi benzeri olmayan şehir hastaneleri biz yaptık. Eskişehir'e git Bay Kemal orada hepsini gör. Çin'den dünyanın en önemli fabrikası orada, kurutma, çalışma makinasının açılışının yaptığımız tesisin modern bir şekilde kurduk. Kurulu enerji gücümüzü 3 katından fazla artırdık. Çoğalan nüfusa rağmen elektrik sıkıntısı çekmeyerek, bu yatırımların meyvesini toplamaya başladık. Ülkemizin her şehrine yaydığımız üniversitelerimizle, yetişmiş insan kaynağımızı güçlendirdik. Adam utanmadan sıkılmadan "81 vilayete niçin Üniversite kuruyorsunuz" diyor. Biz 81 vilayetteki evlatlarımızın ülkenin bir ucundan diğer ucuna gitmemesi için bunları kurduk. Ne çileler çekti bu ülkenin evlatları. Bundan niye rahatsız oluyorsun Bay Kemal? Ve 207 üniversite ile biz şuanda ilim irfan dağıtıyoruz ve dağıtmaya devam edeceğiz. Sizin yapamadıklarınızı biz yaptık, yapıyoruz. Bu örnekleri her alana, her başlığa vermek mümkündür.

"Bizi kandıramazsınız"

Utanmadan sıkılmadan, "Aşı yok" diyor. "Evine götürecek ekmek yok "diyor. Böyle bir yalan olur mu? Bunlar korkulması gereken yüceler yücesinden korkmuyorlar ki. Bunlarda edep ahlak yok ki. Şu anda bakıyorsunuz her evde araba var, kapıcısında araba var. Şu anda 2. el araba yetişmiyor zaten. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz . Ama bunu tv ekranlarından vatandaşa anlatıp kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Çünkü biz her şeyin istatistiğini tutuyoruz.

"Bizim için aynı meseledir"

Utanmadan sıkılmadan, "Aşı yok" diyor. "Evine götürecek ekmek yok "diyor. Böyle bir yalan olur mu? Bunlar korkulması gereken yüceler yücesinden korkmuyorlar ki. Bunlarda edep ahlak yok ki. Şu anda bakıyorsunuz her evde araba var, kapıcısında araba var. Şu anda 2. el araba yetişmiyor zaten. Bunları nasıl görmemezlikten geliyorsunuz . Ama bunu tv ekranlarından vatandaşa anlatıp kandırabilirsiniz ama bizi kandıramazsınız. Çünkü biz her şeyin istatistiğini tutuyoruz. Büyük vizyonlara ve hedeflere odaklanırken burnumuzun dibindeki meselelere sırtımızı dönmüyoruz. Terörle mücadele, işsizlikle mücadele bizim için aynı mesafededir. Bunları hepsi de aynı makinanın farklı parçaları gibi birbiriyle yakından ilişkilidir. Bu dönemdeki talihsizliğimiz, küresel kriz ile ülkemize saldırıların aynı dönemde olmasıdır. Türkiye bu fiyat artışlarını halkına nispeten yansıtan ülkelerin başında geliyor. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde durum çok daha vahimdir. Türkiye olarak artan üretim ve lojistik gücümüzle yaşanan sıkıntıları kendimiz için fırsata dönüştürme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Yaşan fiyat artışları ve diğer sıkıntıları vatandaşlımızı bunaltmaması için gereken tedbirleri alıyoruz.

"Fırsatçılığa göz açtırmayacağız"

Elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki maliyet satış fiyatlarında devlet olarak sübvansiyon yapıyoruz. Önümüzdeki dönemde bu doğrultuda atacağımız ilave adımlarımız olacak. Salgın döneminde fedakarlık yapan vatandaşlarımızın üzerine daha fazla yük binmemesi için gereken önlemleri almakta kararlıyız. Fırsatçılara da göz açtırmayacağız. Bu konudaki denetimleri sıkılaştırıyoruz. 2022 Bütçemizi de bu anlayışla hazırladık. Bunun için Cumhurbaşkanı, Kabine yönetim olarak üzerimize düşünleri yapıyoruz, yapmayı sürdüreceğiz. Salgın krizinden iklim değişikliğine kadar her hususta ülkemizin küresel sistemdeki söz hakkını ve itibar konumu için her adımı attık, atmayı sürdüreceğiz. Bugünkü kabine gündemimizde talimatımızla ülkemizin 58 ilindeki cemevleri ziyaret edilerek kapsamlı bir çalışmayı görüştük. Hangi kökene hangi inanca sahip olursa olsun Türkiye'nin 84 milyon vatandaşımızın her birinin meselesi bizim meselemizdir.