Fuat Oktay sert çıktı: Kıbrıs Rum Yönetimi provokatif faaliyetlerinin cevapsız kalmayacağını bilmelidir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'deki faaliyetleriyle ilgili "Yönetim provokatif faaliyetlerinin cevapsız kalmayacağını bilmelidir" diyerek tepki gösterdi.

Fuat Oktay sert çıktı: Kıbrıs Rum Yönetimi provokatif faaliyetlerinin cevapsız kalmayacağını bilmelidir

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye'ye gelen KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Oktay, basın toplantısında başbakan olarak ilk resmi ziyareti vesilesiyle Üstel'i ve beraberindeki heyeti Türkiye'de ağırlamaktan gurur duyduklarını belirtti. Oktay, Üstel ile yapılan görüşmede KKTC'de yürütülen projeler ile siyasi ve ekonomik alandaki gelişmeleri ele aldıklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay "Bölgemizde ve dünyada yaşanan dönüşümler, küresel ekonomide devam eden artçı sarsıntılar ve oluşan fırsatları birlikte değerlendirdik. Kuzey Kıbrıs'ta, Kıbrıs Türkü odaklı bir perspektifle yapılması gereken reformları, yapısal revizeleri masaya yatırdık. KKTC'nin istikrar içinde kalkınarak, tüm kurum ve kuruluşlarıyla güçlendirilmesine öncelik veriyoruz. Hepimiz, değer üreten ve kendi kendine yeten bir KKTC ekonomisi istiyoruz. Hepimiz, yarının kısa vadeli planlarının değil orta ve uzun vadeli büyük hedeflerin konuşulduğu, sürdürülebilir yapıda bir Kuzey Kıbrıs istiyoruz" ifadelerini kullandı. 

Fuat Oktay sert çıktı: Kıbrıs Rum Yönetimi provokatif faaliyetlerinin cevapsız kalmayacağını bilmelidir - Resim : 1

"2 mobil treyler elektrik santralini KKTC'ye gönderme kararı aldık"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, 2001 yılından bu yana Türkiye'den KKTC'ye yapılan ekonomik ve mali yardımların ikili anlaşmalarla düzenlendiğini vurgulayarak, "Tıkanan, kilitlenen, çözüm üretmekten uzak karar alma mekanizmaları yerine, esnek ve dinamik bir KKTC vizyonunda hemfikiriz. Hepsinden önemlisi, tüm sorunların üstesinden gelebilecek kudrette, kendi kaderini kendisi tayin etmeye muktedir bir KKTC'nin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu doğrultuda 2001 yılından bu yana ülkemizden KKTC'ye yapılan ekonomik ve mali yardımlar, ortak bir çalışmanın ürünü olan ikili anlaşmalarla düzenlenmektedir. 2022 yılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti arasında İktisadi ve Mali İş birliği Anlaşması yürürlüğe girmiştir. 4 milyar 250 milyon lira ödenek tahsis ettiğimiz protokol kapsamında; Yaşanan enerji sorununu çözmek için 40 milyon dolar değerinde 2 mobil treyler elektrik santralini KKTC'ye gönderme kararı aldık" diye konuştu.

"KKTC'de suni bir gündem oluşturulduğu görülüyor"
Oktay, yapılan anlaşmalar üzerinden KKTC'de suni gündem oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek yaptığı konuşmasında, "Bildiğiniz gibi yine elektrik harcamaları için geçtiğimiz günlerde destek sağlamıştık, şimdi de mobil santraller ile sürdürülebilir bir çözüm sunuyoruz. Önceki dönemden KKTC turizm sektörü teşvik ödemesinin sürecini de başlatıyoruz. Ayrıca; KKTC'de okulların teknik teçhizat, donanım ve tefrişi, Mesarya tarımsal sulama projesi, Lefkoşa 500 Yataklı Devlet Hastanesi ve yapımı devam eden Yeni Girne Hastanesi, Belediyeler ve Köylerin Altyapılarına Katkı Projeleri, Turizm-Sanayi ve Tarım Sektörü Hibe Programları Cumhurbaşkanlığı ve Cumhuriyet Meclisi Binaları Projesi, Dijital KKTC ve veri merkezi gibi projeler, anlaşma çerçevesinde devam etmektedir. İş birliği protokolünün yegâne amacı; KKTC'nin her alanda yapısal olarak güçlendirilmesi ve kendi kendine yetebilmesi için gerekli koşulların oluşturulmasıdır. Ne yazık ki bu anlaşma üzerinden KKTC'de suni bir gündem oluşturulduğu görülüyor" ifadelerini kaydetti.

 "Biz, Kıbrıs Türkü'nün gerektiğinde canını ortaya koyan, mücahit ruhunu iyi biliyoruz"
Anlaşmanın içerisinden bazı unsurların cımbızlanarak, art niyetle sorgulandığını aktaran Fuat Oktay, "Tüm bu karalama kampanyasıyla, anlaşma içeriğinde öngörülen yapısal reformlara ciddi anlamda ihtiyaç olduğu gerçeği görmezden gelinmektedir. Bu ancak KKTC'yi hantal bırakmak ve devlet işleyişini felç etmek isteyenlerin beyhude bir çabası olabilir. Asıl sorgulanması gereken; iyi yönde değişime karşı çıkan, 'böyle gelmiş böyle gider'ci anlayıştır. Sorgulanması gereken; kişisel beklentileri sebebiyle yapısal reformların önünde duranlardır. Bireysel saiklerle KKTC'yi çağın gerisinde bırakma çabası, şehitlerimizin kanlarına ihanet ve gaflettir. İnanmışlık, azim ve kararlılıkla yürümek bizim ortak özelliğimizdir. Biz, Kıbrıs Türkü'nün gerektiğinde canını ortaya koyan, mücahit ruhunu iyi biliyoruz. Ada'daki varlığını, Kıbrıs Rum tarafının mezalimi karşısında bu özelliği sayesinde koruyabilmiştir. Aynı mücadeleci ruhun KKTC'nin kalkındırılması, güçlendirilmesi, çağı yakalamış, sapasağlam bir devlet haline getirilmesi için sergilenmesi gerekir. Bugün de yine iş birliği içinde, fikir birliği içinde, gönül birliği içindeyiz. Bu birliktelik isimlerin, kişilerin, makamların değil milletimizin bir ve beraber oluşundandır. Bu sebeple de ezelidir, ebedi kalacaktır" dedi.

"Maraş'ta atılacak tüm adımlarda mülk sahiplerinin hakları gözetilecektir"
Fuat Oktay, yapılan görüşmelerde Kıbrıs'taki son gelişmeleri de değerlendirdiklerini dile getirerek "Türk tarafı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin çağrısı doğrultusunda gerçekleşen son gayriresmi görüşmede; ayakları yere basan, Ada'daki iki tarafın egemen eşitliğine ve eşit uluslararası statüsüne dayanan bir vizyon ortaya koymuştur. Bu vizyona Türkiye olarak tam desteğimizi sürdüreceğiz. Maraş'ın ekonomi, turizm ve sosyal hayat anlamında canlandırılması yönünde yürütülen çalışmalarla ilgili de yaklaşımımız milim değişmemiştir. Tüm çözüm önerilerini reddederek, Maraş'ın Ada'yla bütünleşmesini yıllardır engelleyenlerin, KKTC'nin burada yaptığı ve yapacağı çalışmalarla ilgili tek bir söz söyleme hakkı yoktur. KKTC makamlarının da defaatle vurguladığı üzere Maraş'ta atılacak tüm adımlarda mülk sahiplerinin hakları gözetilecektir. Bunlara ek olarak; Kıbrıs Rum Yönetimi'nin Doğu Akdeniz'de tek taraflı olarak sürdürdüğü hidrokarbon faaliyetlerine KKTC'den gösterilen haklı tepkileri kuvvetle destekliyoruz. Doğu Akdeniz'de hem ülkemizin hem de Kıbrıs Türk halkının eşit hakları ve meşru çıkarları vardır. Kıbrıs Rum Yönetimi provokatif faaliyetlerinin cevapsız kalmayacağını bilmelidir. Tüm bu alanlardaki çalışmalarımızı KKTC ile samimiyet ve kardeşlik temelinde, dayanışma ve eşgüdüm içinde sürdüreceğiz. Çözüm odaklı, Kıbrıs Türkünü ve Türkiye-KKTC gönüldaşlığını gözeten bir anlayışla KKTC'nin yanında olmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.