Deprem profesöründen dikkat çeken uyarı: Balıkesir Gökçeyazı fayı her an kırılabilir

Balıkesir Gökçeyazı fayının tehlikesine dikkat çeken deprem profesörü Hasan Sözbilir, bin yılda bir kırılan bu fayın 2 bin yıldır kırılmadığını ve her an kırılabileceğini söyledi.

Deprem profesöründen dikkat çeken uyarı: Balıkesir Gökçeyazı fayı her an kırılabilir

Ülkemizde art arda depremlerin yaşandığı şu günlerde bir açıklama da Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den geldi. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkez (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, yaptıkları çalışmalar kapsamında, bin yılda bir kırılması gerektiğini belirledikleri Balıkesir Gökçeyazı fay segmentinin, 2 bin yıldır kırılmadığına dikkat çekti. Sözbilir,  "O fay her an kırılabilir çünkü kırılma zamanı geçmiş. Tehlikeli bir fay. Balıkesir'den geçen fay kırıldığında 6.5'ten daha büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip. 7.2'ye kadar çıkabiliyor" dedi.

"İzmir'de yoğun çalışmalarımız sürüyor"

 Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir'de tanımlanmış 13 tane fayın bulunduğunu açıkladı. Bu faylar içerisinde en önemlisinin Güzelbahçe'den başlayan ve Narlıdere, Balçova, Konak, Bornova Pınarbaşı'na kadar giden İzmir fayı olduğunu belirten Hasan Sözbilir, tamamen olmasa da fay üzerinde yerleşim alanlarının bulunduğunu aktardı. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından hazırlanan bir proje kapsamında İzmir, Gülbahçe, Seferihisar, Yağcılar, Tuzla fayı üzerinde çalışma yürüttüklerini söyleyen Prof. Dr. Sözbilir, çalışmalar kapsamında fayların özelliklerini öğrenmek için hendekler açtıklarını belirterek, "Biz proje kapsamında 5 fayı çalışıyoruz. Şimdiye kadar İzmir fayı ile Gülbahçe fayında hendekler açtık. Çok ilginç veriler var. Şu anda proje devam ettiği için açıklama yetkim yok. İzmir'de ilk kez bu proje kapsamında fayların içi açılarak, bakıldı" dedi. İzmir fayı üzerinde de incelemeler yaptıklarını belirten Prof. Dr. Sözbilir, "İzmir'de son büyük yıkıcı deprem, 1688 yılında oldu. Bu depremin sismik kaynağının İzmir fayı olduğu düşünülüyor. Çünkü İzmir fayına yakın binalar zarar gördü ve çoğu can kaybı bu fay üzerinde yaşandı. Hendek çalışması ile 1688 yılındaki depremi hangi fayın ürettiğini bulacağız" diye konuştu. Yine Seferihisar fayında hendek açtıklarını söyleyen Hasan Sözbilir, "Bu fay da önemli. 2005'te Gülbahçe fayı ile 5.7, 5.9 büyüklüğündeki depremi üreten fay. Bunların belli dönemlerde belli büyüklükte deprem ürettiklerini görüyoruz. 1992 yılında Tuzla fayı 6 büyüklüğünde bir deprem üretti. '6' değeri, Türkiye'deki bütün faylar için eşik bir değer. Bir fay 6'nın altında deprem ürettiğinde insanlar çok fazla etkilenmiyor. Binalar yıkılmıyor, zarar görüyor. Ama 6'yı geçtiğinde ölümler başlıyor" dedi.

500 fayın 100 tanesi  Balıkesir, Aydın, Muğla, Milas, Bodrum hattında yer alıyor

Prof. Dr. Sözbilir, Türkiye'nin kara kısmında şu ana kadar tespit edilen 500 fayın 100 tanesinin Batı Anadolu'da olduğunu, bunların da özellikle Balıkesir, Aydın, Muğla, Milas, Bodrum'da yer aldıklarını vurguladı. İzmir'in deprem master planının revize edilmesinin önemine dikkat çeken Prof. Dr. Sözbilir, tespit edilen fay hatlarının da 1/1000 ölçekli imar haritalarına işlenmesi, buna göre bölgelerin yapılaşmaya açılması gerektiğini söyledi. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) yürüttüğü Paleosismoloji Projesi kapsamında Balıkesir- Edremit fayı üzerinde de çalıştıklarını ifade eden Hasan Sözbilir, şunları söyledi:

"Çalışmalar kapsamında fayları keserek içine baktık ve bu fayın yaklaşık bin yılda bir kez yıkıcı deprem ürettiğini tespit ettik. Burada Gökçeyazı segmenti var. O segment 2 bin yıldır kırılmıyor. Normalde bin yılda bir kırılması gereken bir parça, 2 bin yıldır kırılmıyor. O fay her an kırılabilir çünkü kırılma zamanı geçmiş. Tehlikeli bir fay. Balıkesir'den geçen fay kırıldığında 6.5'ten daha büyük bir deprem üretme potansiyeline sahip. 7.2'ye kadar çıkabiliyor. Bu da zarar verecek, can ve mal kaybına neden olacak. O fayın imar haritalarına işlenmesi gerekiyor. Ondan sonra zon boyunca yapılaşma kontrol edilecek."

Prof. Dr. Sözbilir, tabakadaki değişimleri ölçen bir sensörün geliştirilmesi halinde depremlerin tıpkı hava durumu gibi tahmin edebileceğini de sözlerine ekledi.