Psikologlar salgının etkilerine karşı uyarıyor!

Türkiye koronavirüs salgınıyla mücadelesini tam kapanma, aşılama gibi yöntemlerle aşmaya çalışırken uzman psikologlar pandeminin insan ruhuna etkilerine dikkat çekiyor.

Psikologlar salgının etkilerine karşı uyarıyor!

Türkiye'de koronavirüse karşı uygulanan birinci ve ikinci doz toplam aşı miktarı 13 Mayıs saat 23.00 itibarıyla 25 milyon 503 bin 259'a ulaştı. Son 24 saatte 201 bin 295 Kovid-19 testi yapıldı, 11 bin 534 kişinin testi pozitif çıktı. 55 bin 472 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 4 milyon 856 bin 763'e yükseldi.

Ağır hasta sayısı 2 bin 765 oldu, 238 kişi hayatını kaybetti. Kovid-19 salgını sürecinde aşılamada öncelikli gruplar arasına dahil edilen sağlık çalışanlarının eşleri aşı olmaya başladı. Tam kapanma tedbirleri devam ederken Psikiyatrist-Psikoterapist Dr. Agah Aydın, pandemi sonrası dünyanın toparlanma sürecini dünya savaşları sonrası döneme benzetti. 

Pandemi sonrası yaşamlarımız düşünsel olarak nasıl şekillenecek?
Çocuk ve gençlerle ilişkiyi metalaştıran önceki kuşak, gençleri metalaşmakla suçluyor. Dramatik değil mi? Gençlerle ilişki ve iletişim kurmak istiyorsanız, onları sevmeniz gerekiyor. Bir önceki kuşak, ideolojik şartlanma ve nesne dışında hiçbir şey bilmiyordu. Günümüz gençleriyle iletişim kuramadıkları gibi, ‘Nesneye tapınıyorsunuz’ diye suçluyorlar.

Oysa önceki kuşak, bir çocuğu sevindirmeyi bir şey almak sanıyor. Şimdiki çocukları elma şekeriyle kandıramazsınız. Gerçekten sever, onları gerçekten insan yerine koyarsanız ilişki kurabilirsiniz. ‘Dijital kuşak’ gibi ezberler önceki kuşağın vahşi kavramları.

Dijitalleşme olmasa bir önceki kuşağın dramı hüzün verici olurdu. Kent meydanlarını, kahvehaneleri, komşuluğu kaybetmiş bir kuşak, sosyal medya olmasa insanlıktan çıkardı. Sosyal medya kent meydanlarının yerine geçti ve erişkinler kısmen iyileşti.”

Pandemi en çok da yalnız yaşayan yaşlıları olumsuz etkilediği fikrine katılır mısınız?
Bence en az etkilenecek grup yaşlılar. Maruz kaldıkları şiddete ve haksızlığa rağmen yaşlılar dayanıklıdırlar. Süreç yaşlılara değil gençlere zarar veriyor.

İşi gücü ve hali vakti yerinde olanlar da süreçten sıkıldıklarını söylüyorlar...
Nasıl bir dram içindeyiz ki bir yıl önce bir gün izin için 50 takla atarken şimdi kendi başımıza kaldığımız için kendimize bile 5 dakika dayanamıyoruz. Üstelik maaşımız da yatıyor. Demek ki pek çekilir değiliz.

‘Ben kendime dayanamıyorsam arkadaşlarım nasıl dayanıyormuş’ diye sorgulamamız gerekmez mi? Bu kadar çekilmez olanlar, sadece nesnelerle motive olup yaşamını idame ettirenler için pandemi düşünmek için fırsat olabilir.

Kaynak: Milliyet