İmamoğlu'ndan 'makam aracı' açıklaması

Ekrem İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde tartışmalara neden olan 'makam araçları' ile ilgili olarak sayının İBB'nin belirttiği rakamlardan çok daha fazla olduğunu ifade etti.

İmamoğlu'ndan 'makam aracı' açıklaması

Fox TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olan Millet İttifakı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, gündeme dair açıklamalarda bulundu.

'Makam aracı' tartışması

İmamoğlu, büyük tartışmalara neden olan 'makam araçları' konusunda, "23 Haziran'da seçilirseniz bu konuda ne yapacaksınız?" şeklindeki soruya, "Vakit yetmedi. Ne yapacaktım biliyor musunuz? Sadece özel kaleme ait araçları Yenikapı'daki büyük alana dizecektim. Medyayı da çağıracaktım. İşte benim arabalarım diyecektim. Modelleri ile tüm bilgileriyle gösterecektim. Bir genel sekreterin 3 arabası olur mu? Yazlık, kışlık, baharlık... Bakın bu israf. 6 yıldır kendi arabamla belediye başkanlığı yapıyorum. Tüm sürede kendi arabamı kullandım, Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda da aynı şeyi yapmaya devam edeceğim. Kendi aracımı tercih ediyorum. Çocuklarım da makam aracında olmak istemiyor. O yüzden kendi aracım var, kendi aracımı kullanıyorum. Belediye başkanının makam aracı olsun. Bunlar önemli şeyler. Ancak bu alanlarda har vurup harman savurmayacaksınız" dedi.

 'Medya enkazı'

Anadolu Ajansı'nın eski genel müdürlerinden Kemal Öztürk'ün attığı, "Bu medya düzeni böyle devam ettiği sürece daha çok kurum, gazeteci ve etik değer gözümüzün önünde eriyip gidecek. Ve bir gün geride tek sözü dinlenmeyen ekranlar, tek satırı okunmayan gazeteler ve inandırıcılığını yitirmiş gazeteciler kalacak. O gün buna medya enkazı diyecekler" şeklindeki tweet hakkındaki düşüncesi sorulan İmamoğlu, "Ne yazık ki doğru" diyerek, Türkiye'deki iktidarın kendisine tabii gazetelere Ekrem İmamoğlu ismini yazmayın talimatı verdiğini ileri sürdü. Kemal Öztürk'ün haklı olduğunun altını çizen İmamoğlu, basın özgürlüğünün ve halkın haber alma özgürlüğünün yok edildiğini ifade etti. Bu yüzden demokrasi mücadelesi dediklerini belirten İmamoğlu, "Çalışmalarımız bu yüzden" dedi.

YSK'nın kararları

Yüksek Seçim Kurulu'nun sandık başkanları nedeniyle seçimi iptal ettiğini ifade eden İmamoğlu, 17 gündür hiçbir şey yapılmadığını, o insanların da zan altında bırakıldığını söyledi. "17 gündür gerekçeli kararın yazılamamasının sebebi ellerinde gerekçe olmaması" diyen İmamoğlu, "Tam 17 gün. 6 Mayıs'tan bu güne geçen 17 günde gerekçeli kararın yazılmamasının sebebi; ellerinde gerekçe olmamasıdır. Bilmiyorum manşetiniz var diye girmek istemiyorum ama bakın YSK bir karar aldı, 2123 sandıkta kamu görevlisi olmadığından dolayı süreci iptal ettiğini duyurdu. O günden bu güne 17 gün geçti gerekçeli karar yok, 17 gündür o sandıklardaki insanları zan altında bırakıyorlar. Bu insanlar 24 Haziran'da vardı, 16 Nisan'da vardı. İlk defa olan bir şey değildi. O insanları yanıma alıp, huzurunuza çıkardığımda ne diyeceksiniz? Bu insanlar hakkında soruşturma başlatıldı değil mi? Bu soruşturmada ne yapıldı? Bu ifadelerde ne çıktı? Benim ismimi bile anmayı bile reddeden anlayışlı kişiler sonuçları çarşaf çarşaf gazetelerinde yayınlamazlar mıydı? Ellerinde gerekçe yok" dedi.

Otobüs indirimi

Öğrenci kartlarında yapılan indirimlere de değinen Ekrem İmamoğlu, Binali Yıldırım'ın dün müjde olarak duyurduğu konunun Şubat ayında kendisi tarafından açıklandığını söyledi. "Sayın Yıldırım otobüsçü arkadaşlarla görüşüyor ve diyor ki, "Bu indirim sizi etkilemeyecek. Biz size bu rakamı ödeyeceğiz." Biz bunu zaten Şubat ayında otobüsçü arkadaşlarımızla görüştüğümüzde duyurduk. O zaman bunları söylediğimizde bizi hesap kitap bilmemekle suçlayanlar şimdi bizim söylediklerimizi kendisine aitmiş gibi söylüyor. Vaatlerimizi söylemeleri hoşumuza gidiyor. Daha da söyleyecekler" dedi.

Yıldırım'ın yüzünde mahcubiyet var

İmamoğlu, Binali Yıldırım'ın 'Çünkü çaldılar' ve 'AK Partili olanlara büyükşehir oy pusulası vermediler' şeklindeki açıklamalarına değinerek, "Tartışmanın boyutu şöyle; bunu herhangi birisi söyleyebilir, karşısındakini kızdırmak için söyleyebilir. Ama bu ülkede önemli mevkilere gelmiş bir insanın ciddi bir bulguymuş gibi bunu anlatması çok enteresan bir şey. Üzücü olan şu; bunu gerçekten büyük mevkilerde var olmuş bir insan ciddi bir bulguymuş gibi, sıfatına bakarak oy pusulası veriyor, vermiyor tezinden yola çıkarak bütün bu usulsüzlüğü kendilerine göre bir gerekçenin varlığını ispat açısından böyle bir vakayı anlatıyor ve bunu topluma anlatıyor. Soruyu sorduktan sonraki Sayın Yıldırım'ın bir yüz hatlarına bakın kayıtlardaki. Yüzünde bir mahcubiyet var."

Veri kopyalama

Süleyman Soylu'nun bir iftar programında İBB'deki veri kopyalama ile ilgili sözlerine de değinenen İmamoğlu, 'Kimse veriyi kopyaladı kasama koydu' diyemez. 31 Ocak ve 31 Mart arasındaki verilerin tutanak altına alınıp Büyükşehir belediyesinde tutulması olayıdır. Ne işi var verilerin benim kasamda? Kusura bakmayın, ben devletin namusunu sizden iyi korurum. Öyle ucuz laf yok. Siz kendi işinize odaklanın. Herkes kendi işine baksın. Siz atanmış bakanlarsınız, işinize bakın. Herkes işini yaparsa ülkenin sorunları ortadan kalkar" diye konuştu.