Enflasyon düştü; refah payı beklentileri karşılayacak mı?

Aralık ayı enflasyonu yüzde 1,18 olarak gerçekleşince, 2022 yıllık enflasyonu yüzde 64,27’ye geriledi.

Buna göre; memur ve memur emeklilerine yüzde 16.47, SSK ve BAĞKUR emeklilerine de yüzde 15.39 oranında artış gelecekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, refah payı da eklenerek, tüm emekli ve çalışanlara maaş zammının yüzde 25 olarak uygulanacağını duyurdu.

İlk bakışta enflasyon farkının dışında yüzde 10 civarında refah payı fena değil. Ancak bir ek iyileştirme de düşünülebilir.

 

CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAYAN MUHALEFET ERKEN SEÇİME “EVET” DER Mİ?

En son kulislere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin seçim için düşündükleri tarih 14 Mayıs. Ondan önceki iddialar ise iktidarın istediği tarihin 30 Nisan’da olduğu yönündeydi.

Peki iktidar Haziran’da neden seçim istemiyor, muhalefet Haziran’dan önceki bir seçime neden “evet” demiyor? Bunun iktidar ve muhalefet yönünden farklı gerekçeleri var.

İktidar cephesi:

Üniversite sınavları, 2023 hac takvimi, Kurban Bayramı, ortaöğretim için yaz tatili başlangıcı...

Hepsi Haziran ayına denk geliyor.

Seçimi bu yoğunluktan kurtarmak gerekiyor. Bunun için en uygun erken bir tarihe gitmek zorunlu.

Cumhurbaşkanı’nın iki kez seçildiği ve yeniden aday olması için seçimin zamanından önce yapılması gerektiğine ilişkin iddialar ise inandırıcı olmaktan uzak.

KILIÇDAROĞLU VE AKŞENER NEDEN ERKEN SEÇİM İSTEMİYOR?

Tarihler 2021 Aralık’ını gösterirken, pandemi ve küresel krizin de etkisiyle, iktidara karşı ekonomi odaklı bir tepki oluşmaya başlamıştı. Muhalefet için bu dönemde 2022’de yapılacak bir seçim kaçırılmayacak fırsata dönüşebilirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu; “Eğer bir gün Erdoğan’ı yenebileceksem o gün işte bugündür” diyordu. Mersin’de “Erken Seçim Mitingi” yapıyor, “Türkiye’de değişim rüzgarları esiyor, buna karşı durmak mümkün değil” diyordu.

İYİ Parti lideri Akşener de, “Hemen seçim, erken seçim, şimdi seçim” diyerek, destek veriyordu.

Ama olmadı. Çünkü ne milletin gündeminde erken seçim vardı, ne de muhalefet iktidarı seçime zorlayacak bir kamuoyu baskısı oluşturabildi. Sonrasında köprünün altından epey su aktı. Özellikle son düzlükte iktidar işleri toparladı. Bir tam yılı erken seçim çağrılarıyla geçiren muhalefet ise şimdi seçimin bir ay erkene alınmasına bile karşı çıkıyor.

Millet İttifakı daha Cumhurbaşkanı adayını belirleyememişken, normal tarihinden 30-40 gün önceye çekilmiş bir seçime  “evet” der mi? Beklenen adayın, Altılı Masa’nın 5 Ocak’taki toplantısından da çıkmayacağı anlaşılıyor. Çünkü, aday ve isim konusunu ilk kez 5 Ocak’ta tartışmaya başlayacaklar. Bunu SP lideri Karamollaoğlu açıkladı. Tartışmaların ne zaman biteceği, eğer uzlaşılabilirse aday isminin ne zaman açıklanacağı meçhul.

Genel kanı Şubat içinde aday isminin kamuoyuna deklare edileceği yönünde. Belki de üzerinde uzlaşılan ismin açıklanması Mart’ı bulacak. Dolayısıyla, Nisan’da yapılacak bir seçime “evet” demezler.

Yani Altılı Masa aslında zaman kazanmaya çalışıyor.

Muhalefete mâl edilen bir başka yorum ise şu:

“İktidar, asgari ücret, işçi ve memur zamlarının enflasyon karşısında erimesinden önce seçime gitmek istiyor.”

Bu mantıklı bir yorum değil. Seçimin bir ay erkene alınması bu anlamda iktidara ne bir şey kaybettirir ne de kazandırır. Kaldı ki 2023’te enflasyonun, dolayısıyla hayat pahalılığının hissedilir oranda düşüşe geçmesi bekleniyor.

Seçimin erkene alınmak istenmesi ile ilgili başka bir iddia da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olamayacağı ile ilgili. Bunu gündeme getirmek bile muhalefete zarar verir. Kılıçdaroğlu ve Akşener bu topa girmiyor. Başka kanallarla, Erdoğan’ın böyle bir endişesi varmış izlenimini vermeye çalışıyorlar. Oysa ne Erdoğan’da ne de AK Parti’de böyle bir gündem yok bile.

Peki ne olacak?

Muhalefet 18 Haziran’dan önceki bir tarihte seçime “evet” demez ise, Cumhurbaşkanı meclisi feshetme yetkisini kullanıp Haziran’dan önce seçime gider mi?

Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisini kullanacağını hiç sanmıyorum. Çünkü aklın yolu, Haziran’dan önce seçim yapılmasını söylüyor. Muhalefetle bir tarih üzerinde anlaşılabileceğini düşünüyorum.

Üniversite sınavına girecek milyonlarca genç, sınavdan çıkıp oy kullanmaya ya da oy kullanmaktan çıkıp sınava gitmeye “evet” demez. İstemez.

10 Haziran’dan itibaren hacca gidecek olanlar oy kullanamayacakları gibi başka telaşı da kaldıramaz.

 Bence 14 Mayıs en olası tarih olarak görünüyor.