Engelli oğlunu sırtında taşıyarak okula götüren Suriyeli baba yardım bekliyor

İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içindeki Kefer Nasıh köyünde 8 yaşındaki bedensel engelli oğlu Muhammed'i okula her gün sırtında götüren Suriyeli Yaser Salih, oğlunun tedavisi için yardım bekliyor.

Suriyeli Yaser Salih, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi sınırları içindeki Kefer Nasıh köyünde 8 yaşındaki bedensel engelli oğlu Muhammed'i okula her gün sırtında götürüyor.

Yaser Salih, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Muhammed'in ayaklarında kas tümörü olduğunu ve yürüyemediğini, hastalığından psikolojik olarak kötü etkilendiği için konuşma güçlüğü de çektiğini söyledi.

Salih, ''Oğlum Muhammed normal doğumla dünyaya geldi. 5 yaşında tökezleyerek ara ara düşmeye başladı. Doktorlar kas tümörü teşhisi koydu." dedi. Hastalığı nedeniyle oğlunu her gün 2 kilometre uzaklıktaki okula sırtında taşıyarak götürdüğünü anlatan Salih, küçük Muhammed'in tedavi olma ihtimalinin olduğunu belirtti.

"Maddi durumum yetersiz olduğu için tedavi ettiremiyorum"

"Maddi durumum yetersiz olduğu için tedavi ettiremiyorum. Evladım psikolojik olarak da derinden etkileniyor. Önceden kuzenleriyle oyun oynardı, koşardı. Şimdi ise yürüyemiyor." şeklinde konuşan Salih, oğlunun tedavisi için yardım beklediğini, bunun mümkün olmaması halinde ise okula gidebilmesi için elektrikli tekerlekli sandalye istediğini dile getirdi.

Muhammed'in durumunun işini de olumsuz etkilediğine, oğlunu sırtında taşıdığı için yorulduğuna değinen baba Salih, "Ama oğlumu mutlu görünce her şeyi unutuyorum.'' ifadelerini kullandı.

Salih, iç savaşın sürdüğü ülkede çok az sayıda doktor olduğunu dile getirerek, "Sadece acil vakaları tedavi ediyorlar. Suriyeli çocukların çilesini bütün dünya bilmeli. Ülkedeki tüm hasta çocukların tedavi edilmesini temenni ediyorum. Çünkü burada birçok hastalığın tedavisi yok." diye konuştu.

İdlib'deki durum

Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı.

Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı.

Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.

Rejim ve destekçileri bu çerçevede İdlib'in önemli ilçelerinin yanı sıra güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi ele geçirdi.

Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana göç edenlerin sayısı 1 milyon 942 bini buldu. Türkiye ve Rusya, 12 Ocak 2020'de ateşkesin başlaması için mutabık kaldı ancak Esed rejimi ve müttefikleri, ateşkesi hiçe sayarak İdlib'deki saldırılarını sürdürdü.

Bunun üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 5 Mart'ta Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağladı, son ateşkes 6 Mart 2020 saat 00.01'den itibaren yürürlüğe girdi. Rejim ve destekçilerinin zaman zaman ihlallerine rağmen, ateşkese büyük ölçüde riayet ediliyor.