Gece Vuruşu! Saldırılar Neden Çoğunlukla Gece Yapılıyor? İran-İsrail Savaşına Bir Başka Pencere

Herkes soruyor; biz de TV100 canlı yayınlarında uzmanlara danıştık;

Füzelerin genellikle gece saatlerinde atılmasının birkaç askeri, stratejik ve psikolojik nedeni vardır:

Radar ve Görsel Tespit Zorluğu

  • Gece karanlığı, füzelerin veya İHA’ların tespit edilmesini zorlaştırıyor.
  • Özellikle optik ve kızılötesi sensörler sınırlı koşullarda çalışır; bu durum savunma sistemlerinin etkinliğini azaltabilir

 

Psikolojik Etki 

  • Gece saldırıları, toplum üzerinde daha büyük bir korku ve panik etkisi yaratır.
  • Uyuyan sivillerin ya da askerlerin saldırıya hazırlıksız yakalanması hedefleniyor.

 

Gece Vuruşu! Saldırılar Neden Çoğunlukla Gece Yapılıyor? İran-İsrail Savaşına Bir Başka Pencere - Resim : 1

Uydu ve Keşif Körlüğünden Yararlanma

  • Bazı askeri keşif uyduları gündüz çalışacak şekilde programlanmıştır.
  • Gece saatlerinde yapılan saldırılar, gözlem uydularının devre dışı olduğu zamanlara denk getiriliyor.

 

Karşılık Verme Zorluğu

  • Hedef ülke veya güçler, gece saldırılarında daha gecikmeli ve düzensiz karşılık verebilir.
  • Özellikle füze bataryalarının veya hava kuvvetlerinin hazırlık süreleri uzar.

Gece Vuruşu! Saldırılar Neden Çoğunlukla Gece Yapılıyor? İran-İsrail Savaşına Bir Başka Pencere - Resim : 2

Isı İmzası Kamuflajı

  • Sıcaklık farkları daha düşük olduğu için, füze ve motorların ısı imzaları gece daha az fark edilir hale gelir.
  • Bu durum ısıya duyarlı hava savunma sistemlerinin etkinliğini azaltır.

 

Gece füzesi atmak, saldırının gizliliğini artırır, savunmayı zayıflatır, düşmanı hazırlıksız yakalar ve psikolojik etkisini büyütür.

Modern savaşlarda işte bu denelerden ötürü “gece vuruşu”, özellikle nokta atışlı operasyonlarda sıkça tercih edilir.

İran’ın Gece Saatlerindeki Füze Atışları: Karanlığın Ardındaki Strateji

İran’ın gece saatlerinde gerçekleştirdiği füze fırlatmaları, yalnızca karanlığın sunduğu kamuflaja değil; aynı zamanda teknik gerekliliklere, operasyonel hesaplara ve psikolojik üstünlük arayışına dayanıyor.

Balistik füzeler, savaş uçaklarının aksine, atmosferdeki oksijene ihtiyaç duymaz. Bunun sebebi, bu füzelerin seyir ettikleri yüksek irtifalarda oksijenin ya hiç bulunmaması ya da oldukça seyrek olmasıdır. Dolayısıyla, füzeler çalışabilmek için yalnızca yakıt değil, aynı zamanda yanmayı sağlayacak oksitleyici maddeleri de bünyelerinde taşımak zorundadır.

Bu fiziksel gerçeklik, balistik füzeleri iki ana gruba ayırır: sıvı yakıtlı ve katı yakıtlı sistemler. Her iki teknoloji de farklı stratejik avantajlar ve zafiyetler taşır.

 Sıvı Yakıtlı Sistemler: Güçlü ama Açık Hedef

İran’ın özellikle uzun menzilli füzeleri, örneğin Şahab serisi, genellikle sıvı yakıtla çalışır. Bu füzelerin ateşleme öncesinde oldukça dikkatli ve karmaşık bir yakıt doldurma sürecinden geçmesi gerekir. Yakıt ve oksitleyici maddeler, ayrı tanklarda taşınarak uzman ekiplerce füze sistemine yüklenir.

Bu hazırlık esnasında, füze sistemleri dış tehditlere karşı en zayıf durumda olur. Özellikle İsrail’e ait uydu ve keşif unsurlarının izleme kapasitesi göz önünde bulundurulduğunda, bu süreç İran açısından ciddi güvenlik riski taşır.

Bu nedenle Tahran, bu tip hazırlıkları ve fırlatma işlemlerini genellikle gece saatlerine kaydırır. Karanlık, görsel tespiti zorlaştırarak hem yakıt ikmalini korur hem de saldırının başarı şansını artırır.

Gece Vuruşu! Saldırılar Neden Çoğunlukla Gece Yapılıyor? İran-İsrail Savaşına Bir Başka Pencere - Resim : 3

 Katı Yakıtlı Sistemler: Hızlı, Mobil ama Sınırlı

Buna karşılık, İran’ın kısa ve orta menzilli füzeleri —örneğin Fateh-110 ya da Zülfikar— katı yakıtla çalışır. Bu sistemler, yakıt ve oksitleyiciyi önceden karışım halinde içerisinde barındırır; bu da onları anında fırlatılabilir hale getirir.

Yakıt dolumuna ihtiyaç duyulmaması, bu füzeleri mobil sistemlerden kolayca ateşlemeye imkân tanır. Sürpriz saldırılar ve dağınık operasyonlar için bu durum büyük avantaj sağlar.

Ancak bu sistemlerin dezavantajı da vardır: Bir kez ateşlendiğinde durdurulamazlar. Füzelerin yönünü değiştirmek ya da iptal etmek mümkün değildir. Bu da hızlı hareket kabiliyeti karşılığında ciddi bir kontrol esnekliği kaybı anlamına gelir.

Füzeler Neden Oksijen Taşır?

Sıkça sorulan bir teknik soru: Neden füzeler yanma için gereken oksijeni dışarıdan almaz?

Jet motorları gibi atmosferden oksijen çeken sistemlerin aksine, balistik füzeler atmosferin dış katmanlarına kadar çıkabildiği için bu bölgelerde oksijen bulunmaz. Bu sebeple, füzelerin motorlarının çalışabilmesi için yanma sürecinin tüm bileşenleri —yakıt ve oksitleyici— baştan füzenin içine yüklenmelidir. Bu, füze mühendisliğinde temel bir tasarım zorunluluğudur ve uygulamada geceleri yürütülmesi daha emniyetli görülür.

Gece Vuruşlarının Askeri Anlamı

İran’ın gece saldırılarına öncelik vermesi, rastgele alınmış bir karar değil; çok katmanlı bir askeri stratejinin parçası. Bu strateji; teknik mecburiyetleri, sahadaki taktik ihtiyaçları ve hedef ülke üzerinde yaratılmak istenen psikolojik baskıyı bir arada gözetiyor.

Tahran yönetimi hem sıvı hem katı yakıtlı sistemlerini; mobil rampaları ve gecenin doğal örtüsünü eş zamanlı kullanarak, hayatta kalma kabiliyetini artırmak, sürpriz etkisi yaratmak ve zihinsel üstünlük kurmak istiyor.

Bazen füzeler hedefe ulaşmasa bile, gecenin sessizliğinde gökyüzünü yaran bir roketin verdiği mesaj, askeri değil sembolik bir anlam da taşıyor: Modern savaşta, füzelerin nereye gittiği kadar, ne zaman fırlatıldıkları da büyük önem taşıyor.