İBB'den 155 bin dolar burs aldığı ortaya çıkan Ravza Kavakçı dosyasına takipsizlik kararı verildi

AK Parti döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden aldıkları yüksek miktardaki burslarla gündeme gelen Ravza Kavakçı Kan, Fatma Betül Sayan Kaya ve Rabia İlhan Kalender ile bu üç isme burs veren yöneticiler hakkında dava açılmıştı. İBB'den 155 bin dolar burs aldığı ortaya çıkan Ravza Kavakçı dosyasına ise takipsizlik kararı verildi.

İBB'den 155 bin dolar burs aldığı ortaya çıkan Ravza Kavakçı dosyasına takipsizlik kararı verildi

AK Parti Milletvekili Ravza Kavakçı Kan’ın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde işe başladıktan bir hafta sonra burs alarak ABD’ye eğitim için gittiğinin gündeme gelmesi üzerine yapılan burs ödemesinin usulsüz olduğu gerekçesi ile başlatılan soruşturmada takipsizlik kararı verildi.

İBB'den 155 bin dolar burs aldığı ortaya çıkan Ravza Kavakçı dosyasına takipsizlik kararı verildi - Resim : 1Gazeteci İsmail Saymaz, AK Parti Milletvekili Ravza Kavakcı Kan’ın İBB'den burs alıp sonrasında yükümlülüklerine yerine getirmediğini köşe yazısında yer verdi.

İsmail Saymaz köşe yazısında şunları yazdı:

AK Parti Milletvekili Ravza Kavakcı Kan, 1994’te İBB’ye bağlı Belbim A.Ş.’de bilgisayar programcısı olarak işe girdi ve iki yıl sonra ayrıldı. Belediyeye ikinci girişi 2006’da oldu. Ocak 2006’dan itibaren İBB’de sözleşmeli mühendis sıfatıyla çalışan Kan, 24 Kasım 2008’de ABD’deki Howard Üniversitesi Yüksek Lisans Bölümü’nden kabul aldı. Derhal istifa etti.

1 Aralık 2008’de yine İBB’ye bağlı Metro İstanbul Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’ne iş başvurusunda bulundu. Çünkü raylı sistemlerden sorumlu Metro A.Ş., personeline yurtdışında burslu şekilde lisans üstü eğitim aldırmaya karar vermişti. Birkaç şartla tabi. “İBB’nin menfaatini sağlamak” örneğin. “İş gücü kapasitesini arttırmak” ya da. “Personelin dönüşünü garantiye almak” gibi mesela. İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı raporuna göre 16 Aralık’ta işe başlatıldı.

23 Aralık’ta, burs sözleşmesi yokken, İnsan Kaynakları Müdürü Ali Yandır tarafından, Kan adına ABD’ye kesilmiş uçak biletinin ödenmesi teklifi Metro A.Ş. Genel Müdürü Ömer Yıldız’a sunuldu. Yıldız’ın 22 Aralık’ta “Uygundur” yazısıyla onaylandı. Onayın tarihi, tekliften bir gün önce olabilir mi? İBB’de oluyordu. Metro İstanbul A.Ş.’den Howard’a ‘seçilmiş başarılı profesyonellerin’ yurt dışındaki eğitimi için burs programı başlattıklarını, tüm masraflarına sponsorluk ettiklerini bildiren mektup gönderildi. Kan da dört kişilik ‘başarılı profesyoneller’ grubunun içindeydi. Ancak Kan, bu yazı kaleme alınırken, Metro A.Ş.’de bir haftadır çalışıyordu. Yine sözleşme ortada yokken, 30 Aralık’ta ‘yurt dışı eğitim bursu’ adı altında Kan’a 4 bin dolar ödendi. Burs sözleşmesi ise 1 Ocak 2009’da imzalandı.

Mecburi hizmet bitmeden milletvekili oldu. Kan, 2009 yılından 2013’e kadar ABD’de yüksek lisans eğitimi gördü. Doktora dört yıl olmasına rağmen dört yıl yedi ayda bitirebildi. Felsefe ve siyaset bilimi dalında mezun oldu. “Türkiye’nin Rol Model Statüsündeki Paradokslar Avrupa Birliği’ne Katılımı: Temsil Gücüne Eleştirel Bir Bakış” başlıklı tezi yazdı. Bu teze İBB onay vermediği gibi, içeriği şirkete bildirilmemişti bile. Ayrıca Metro İstanbul A.Ş.’nin faaliyetleri ile bir ilgisi de bulunmuyor.

Kan’ın eğitimi için 155.035,42 dolar ve 52.781,49 TL harcandı. 15 gün içerisinde görevine dönmesi gerektiği halde müracaat etmedi. İBB haricinde bir işte çalışmaması gerekirken, 2014’te özel üniversitede ders verdi. Mecburi hizmetini tamamlamadan, 7 Haziran 2015 seçimlerinde AK Parti’den milletvekili seçilince iş sözleşmesi askıya alındı.

İBB el değiştirdikten sonra, o dönemin Genel Müdürü Ömer Yıldız ile Yardımcısı Ali Yandır hakkında güveni kötüye kullanmaktan suç duyurusunda bulunuldu. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, Kan’ın ve iki eski belediye yöneticisinin ifadesini almadan kovuşturmaya yer olmadığına hükmetti.

Kararda, ihtilafın Metro A.Ş. ile Kan arasındaki burs sözleşmesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Sözleşmede, mecburi hizmet şartının getirildiği belirtiliyor. Gerek Metro A.Ş.’de, gerekse başka iştiraklerde, şartları taşıyan çalışanlara yurt dışı eğitim burs imkanının sağlandığı kaydediliyor. Şüphelilerin “şirket zararına ve başkalarının menfaatine tasarrufta bulunma kasıtları bulunmadığı” savunuluyor.

İBB, karara itiraz etti. Dilekçede, şüphelilerin sözleşmedeki yaptırımları uygulamayıp kamu zararına yol açtıkları ifade ediliyor. Kan’ın sözleşmedeki yükümlülüklere uymadığı ileri sürülerek, masrafların faiziyle ödenmesi gerektiği vurgulanıyor. İBB, zararın tazmini ve iş sözleşmesinin feshedildiğine dair tespit için Kan aleyhine iki dava daha açtı. Bu davalar devam ediyor.