Kemal beyin özel kalem müdürü

15 Temmuz işgal girişiminin ardından sürekli gündeme gelir… FETÖ’nün siyasi ayağı yok mu? Bu neden ortaya çıkarılmıyor? Bu tartışma esnasında rutin bir şekilde iktidar partisi suçlanır… Ancak şu ana kadar ortaya çıkan tablo bazı CHP’lilerin, FETÖ ile içli dışlı olmakta hiçbir mahsur görmedikleri şeklinde…

Lafı çok fazla uzatmadan Yalçın Bayer’in, Hürriyet gazetesindeki köşesinde bu konuyla ilgili kaleme aldığı yazısını sizlerle paylaşıyorum:

"Kılıçdaroğlu’nun uzun yıllardır özel kalem müdürlüğünü yürüten Tuncay Ceylan, Tunç Soyer’in İzmir belediye başkan adaylığını destekliyordu. Son seçim öncesinde sık sık İzmir’e gidiyor, kampanya için katkıda bulunuyordu. Artık Tunç Soyer’in İBB aday olması kesinleşmişti. İki isim o kadar yakın oldular ki Soyer, Ceylan’ı gerektiğinde evinde konuk ediyordu. Başka adaylara ‘cephe’ oluşturmuyorlardı.

Tunç Soyer seçimden başarılı çıkınca, Tuncay Ceylan’ın İBB’de genel sekreterlik makamına getirileceği bekleniyordu.

İzmir’deki kulisleri, tartışmaları bir yana bırakalım; sonuçta Tuncay Ceylan’a ‘danışmanlık’ makamı düştü. Ama tarafların iki yıldan beri ‘sıkıntılı’ bir süreç yaşadıkları fark ediliyordu.

İzmir depreminden sonra da bir şeyler oldu, Ceylan’a oda ve sekreter verilmemesi dikkat çekti.

Dostları kendisine “İtibarsızlaştırılıyorsun, dışlanıyorsun” diyerek Ankara ve Soyer ile konuşmasını önerdiler. Randevu süreçleri beklerken, Tunç Soyer istifasını istedi Tuncay Ceylan’dan... “Ekiple senin uyuşman olmuyor” deyince o da istifasını sunmuştu. (Belediyenin bir şirketinde yönetim kurulu üyeliği sürebilir.)

Tablo buraya kadar nasıl geldi, kimse anlayamadı. Esas, vefasızlık ve saygısızlık vardı; verilen sözler tutulmamıştı. Ve itibarsız bir şekilde kapı önüne konuldu.

FETÖ İLİŞKİLERİ

Bu arada şuna da işaret etmek gerekiyor. Tuncay Ceylan’a dönük FETÖ’cülük iddiası uzun süredir konuşuluyordu. Bazı belediye başkanları bu işten tedirginlik duymuyor değildi. Ceylan, Erkan Karaarslan adlı mali müşaviri belediyelere ‘muhasebecilik ve danışmanlık’ hizmetleri için göndermişti. Bu hizmetleri bazı belediye başkanları istemedi; bazıları da Ankara’dan gelen telefonlara çaresiz olarak ‘evet’ demiş ve Erkan Karaarslan ile yüksek paralar karşılığında çalışmışlardı.

Bundan üç yıl kadar önce, adı ‘belediye imamı’na çıkan Erkan Karaarslan yakalanarak cezaevine konuldu.

Bir süre yattı, daha sonra tahliye edildi. Daha sonra da adı ‘itirafçı’ya çıktı.

Uzatmayalım, soruşturmaya ilişkin dosyaların bazıları ortaya dökülünce CHP Genel Merkezi’nin çok rahatsız olduğu biliniyor artık.

Sonuç mu? Göreceğiz!

Takdir sizin…

Dayakçıların arkasında kimler var?

Selçuk Özdağ, Orhan Uğurlu saldırıya uğradı… Öncelikle bu tür şiddet görüntülerini tasvip etmek, kınamamak mümkün değil…

Yaşanan bu talihsiz olay sonrası yaşananlar ise oldukça düşündürücü… Dayak olayının arkasından derhal MHP hedef gösterildi… Bu suçlama MHP’li yetkililer tarafından sert bir dille reddedilse bile bazı kesimler tarafından ısrar sürüyor…

Olay manipüle edilmeye çok açık… Önümüzdeki günlerde yaşanabilecek bazı gelişmeler, nasıl tehlikeli bir oyun oynandığını çok daha net ortaya koyabilir…