Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu TÜBİTAK'ın kitabını muzır ilan etti!

Türkiye Yayıncılar Birliği, Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu'nun Anna Milbourne'un TÜBİTAK Yayınları'ndan çıkan "Bebekler Nereden Gelir?" kitabını 'muzır' ilan etmesine sert tepki gösterdi. Açıklamada kurul üyelerinin neyin uzmanı olduklarının bir bilinmez olduğu belirtildi.

Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu TÜBİTAK'ın kitabını muzır ilan etti!

Türkiye Yayıncılar Birliği'nin açıklaması şu şekilde:

"Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, kitapları “muzır” ilan etmeye devam
ediyor. Kurulun son muzır kararı ise ne yazık ki yeni bir trajikomik sansür vakası
olarak kayıtlara geçti: Resmî Gazete’deki 6 Temmuz 2020 tarihli kurul kararına göre,
TÜBİTAK Yayınları’ndan 2013 yılında yayımlanan Anna Milbourne’nun “Bebekler
Nereden Gelir?” kitabı muzır neşriyat ilan edildi.

Kitapta küçük bir penguenin, bebeklerin nereden geldiğini merak etmesi üzerine, bazı
hayvanların yavrularının yumurtada, bazılarının ise annelerinin karnında büyüyüp
hazır olduklarında dünyaya geldiklerini keşfetme macerası anlatılıyor. Kurul üyeleri
bebekleri hâlâ leyleklerin getirdiğine inanıyor değilse, embriyoloji biliminin anlattığı
şekilde yavrulama biçimleri arasındaki farkları ortaya koyan bir çocuk kitabının,
“küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna” hangi
nedenle karar verildiğini tahmin bile edemedik.

Ayrıca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurul aldığı bu kararla
TÜBİTAK’la da karşı karşıya gelmiştir. 2 yıl içinde 9 kitabı muzır ilan eden ve nasıl bir
uzmanlığa sahip oldukları bilinmeyen 5 üyesi merak edilen Küçükleri Muzır
Neşriyattan Koruma Kurulu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bilimsel içerikler
üreten bir kuruluşun yayımladığı kitabı muzır ilan etti. Anlayamıyoruz ve
açıklayamıyoruz!

Eserin, türüne göre ayrı ayrı uzmanlıklar gerektiren ve anayasal bir hakkı kısıtlayıp
engelleyen bir kararın, bakanlık tarafından atanmış 5 birim amiri tarafından
verilebilmesi; ifade, bilim ve sanat ile açıklama ve yayımlama özgürlüklerinin ihlal
edilmesidir. Demokratik toplum ilkesinin esas alındığı bir sistemde bunun kabulü
mümkün değildir.

Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun son kararı trajikomik bir sansür
vakası olarak tarihe geçerken, kurulun miadını doldurduğunun da açık bir kanıtıdır.
Yetkilileri acilen, Türkiye’de ifade ve yayınlama özgürlüğünü engelleyen ve tarafı
bulunduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı düşen ahlakçı ve yasakçı zihniyetle
alınan “muzır neşriyat” kararlarını önleyecek somut adımlar atmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla,

Türkiye Yayıncılar Birliği"