Pınar Altuğ'dan bomba açıklamalar "Evliliğimden vazgeçtim"

Pınar Altuğ Atacan, katıldığı programda kendisine yöneltilen, "Pınar Altuğ aldatan kadın oldu mu?" şeklindeki soruya, "Sanane" diye cevap verdi. Altuğ, "Ben kendi evliliğimden vazgeçtim" dedi.

Pınar Altuğ'dan bomba açıklamalar "Evliliğimden vazgeçtim"

Yapımcılığını BBO Yapım'ın üstlendiği 40’, Jülide Ateş'in sunumuyla, Haber Global ekranlarında 3 Aralık Perşembe akşamı televizyoncu, oyuncu Pınar Altuğ’u konuk etti. Ekranların gündem yaratan programı 40’ta Pınar Altuğ Atacan, kendisine yöneltilen 40 soruyu tüm içtenliği ve dobralığıyla yanıtladı.

Başarılı sunucu Jülide Ateş, bu haftaki 40’ta kendisi için bir ilk de yaşadı. Ateş, Pınar Altuğ’a sorduğu “Pınar Altuğ aldatan kadın mı?” sorusuna yanıt olarak “Sana ne” cevabını aldı! 

İşte, Pınar Altuğ Atacan’lı 40’tan satır başları:

 İlk kocamla evlenirken niye seviyorsun diye sordunuz mu? Ben birisinin yuvasını mı bozdum? Ben kendi evliliğimden vazgeçtim!

JÜLİDE ATEŞ: Pınar Altuğ aldatan kadın mı?

PINAR ALTUĞ: Sana ne ya da kime ne? Neden böyle bir açıklama yapma ihtiyacım var? Ben ilk kocamla evlenirken ‘niye seviyorsun’ diye sordunuz mu? Boşanırken niye soruyorsunuz? Üstelik de boşanan benim! Hayatımın hiçbir döneminde beraberliklerimle ilgili çok açıklamalar yapan kadın olmadım. Evlendiğim zaman niye evlendin diye kimse sormadı, boşanırken sorma hakkı oldu. Biliyorsun bu bizim çok sevdiği bir şeydir. Evlenirken niye evleniyorsun diye sormaz ama, çocuğu ne zaman yapacaksın, o mu oldu diye sorar, bu mu diye sorar. Kaldı ki ben birinin yuvasını mı bozmuşum. Ben kendi evliliğimden vazgeçtim. Dolayısıyla bu beni ve onu ilgilendirir. Acayip olanı ise ne o, ne ben hiç açıklama yapmadık. Herkes konuştu! Konuşmaya istedikleri gibi deva edebilirler, biz ne yaşadığımızı biliyoruz. Hele üzerinden 17 sene geçmiş ve 14 senedir başka bir adamla beraberim, evliliğim var, çocuğum var, tekrar geriye dönüp bunları konuşmak gereksiz ve saçma.

Pınar Altuğ, yıllar sonra Çocuklar Duymasın’dan gidişini anlattı! “Benim gidişim kovulmuşum gibi lanse edildi! Karadağlı hep der ki “o gün sen giderken ben yanında gelmeliydim!”

JÜLİDE ATEŞ: Pınar Altuğ dipten nasıl çıktı?

PINAR ALTUĞ: Dibe vurmadım ki. Basın işler yolunda gitmediğinde onu daha büyütmeyi ve daha kötü göstermeyi sever, bu bir gerçek. Ay ne kadar mutlular diye atılan bir başlık yerine boşanıyorlar mı daha caziptir; negatif insanlara daha cazip gelir.

Çocuklar Duymasın’da evet bir boşanma kararı aldım, bu haberden ilk haberi olan ailemden önce Birol. Aradım, biz boşanma kararı aldık, bunun diziyi etkileyeceğini ya da başka bir yön vereceğini düşünüyorsan ben ayrılabilirim. O da ‘ben böyle bir şeye ihtiyaç duymuyorum, burada anneyi oynayabilirsin’. Ya da şöyle diyeyim, ben dizide hayat kadınını oynasaydım benim namuslu bir evliliğim olamayacak mıydı? Ya da ben katili oynasaydım, akıl hastası bir kadını oynasaydım, normal bir anne olamayacak mıydım? Olabilir mi böyle saçma bir şey? Böyle bir yük, böyle bir koşullandırma kimsenin üzerine konulamaz ama ben, yine de teklif ettim.

Ama öyle bir şey oldu ki, Çocuklar Duymasın benim için çok kıymetli, başka bir şeyler onun üzerine konuşulmamalı. Biz el sıkıştık ve ben gittim. Benim gidişim ben gönderilmişim, kovulmuşum olarak lanse edildi. Çünkü bu daha eğlencelik bir haber. Ben kendim gidince olmuyor! Ben kendim Birol’a ben gidiyorum dedim, o da tamam git dedi. Benim gidişim böyle bakıldığı zaman çok onurlu ve gururlu bir durum, ama kovulmam daha iyi bir haber. Biz yaşadığımız biliyoruz. Biz bu kadar düşman olsaydık seneler sonra yeniden biraraya gelir miydik?

Mesela Karadağlı hep der ki: “O gün sen giderken ben yanında gelmeliydim ya da gitmemeliydin senin elini tutmalıydım” Ama o gün ki aklımızla bunu beceremedik. Bugünkü aklımızla bunu düşünebiliyoruz.

Kayınvalidemle aramızda bir gün bile yaş muhabbeti olmadı.

JÜLİDE ATEŞ: Pınar Altuğ istenmeyen gelin oldu mu?

PINAR ALTUĞ: Biz ilk beraber olduğumuzda, benim kayınvalidem özel bir kadındır, çok farklıdır, Yağmur’la birlikte gidiyoruz geliyoruz, haşır neşir haldeyiz. Yağmur odada uyurken kapıyı açıyor, ‘Bir şey soracağım sen Pınar Altuğ’la mı berabersin?’ diyor. ‘Evet’ diyor Yağmur, ‘tamam’ deyip kapıyı kapatıyor. Beraberlik gayet yolunda gidiyor, evlenmeye karar verdik, kayınvalidem bir sosyal ortamda çok yakından tanıyabileceğin bir isim, bizim camiamızdan biriyle tesadüfen aynı masaya düşüyor. Kadın dönüp kayınvalideme ‘Ya bu kadar yaş farkına karşı gelmiyor musunuz, bu sizi rahatsız etmiyor mu?” diyor, kayınvalidem ona ‘Sanırım sizin çocuğunuz yok, çünkü eğer bir çocuğunuz olsaydı, evladınızın gözünde bu kadar mutluluk ışıltıları uyandıran birinin sizin için ne kadar kıymetli olacağını anlardınız” diyor ve masada herkes buz kesiyor ve konu kapanıyor. Bu kayınvalidemin bana verdiği en kıymetli hediyelerden birtanesidir. Aramızda bir gün bile yaş muhabbeti olmadı, hiç konuşmadık. Dalgasını geçeriz çok eğleniriz, hiç böyle bir şey gelmedi oradan bana, benim ailemden de gelmedi. 2 taraf da bizim yaşımızla ilgilenmedi, bizim duygularımız onlar için her zaman daha kıymetliydi.  

Bizim aramızda evlilik sözleşmesi yok. 14 senedir hiç para konuşmadık!

JÜLİDE ATEŞ: Mutlu evliliğin sırrı evlilik sözleşmesi mi?

PINAR ALTUĞ: Hayır asla değildir. Bana göre içinde hiçbir hesabın olmamasıdır, bunu sadece para anlamında söylemiyorum. Bunu böyle yaparsam böyle olur gibi hesaplar başlarsa bence o evlilikte tehlike var demektir. Ben 17 yaşından beri kendi parasını kazanan, kimseye eyvallah etmemiş bir kadınım. Çok bildiğimi okuyabiliyorum, çok şükür kendi mesleğim var kendi param var. Evliliğin aşkına kapılıp ya da hayat öyle getirdiği için çocuklara vs. ileyle iş hayatından vazgeçip eve tek gelen parayı paylaşan bir ailede yarın öbür gün kadın dımdızlak sokağa bırakılacaksa, evet evlilik sözleşme yapılmalı. Ben kendi açımdan böyle bir şeye ihtiyaç duymadım, hayır bizim aramızda evlilik sözleşmesi yok. Tam tersi bizim aramızda hiç para konuşulmaz; 14 senedir beraberiz 12 buçuk senedir evliyiz, biz hiç böyle bir senin şu kadar var, benim şu kadar var hiç olmadı. Bu bir şans.

Bana hiç kimse bir şey yasaklayamaz! Yağmur’un tepesinden bakmayı sevmiyorum.

JÜLİDE ATEŞ: Pınar Altuğ’a eşinin yanında topuklu ayakkabı giymesi yasak mı?

PINAR ALTUĞ: Pınar Altuğ’a hiçbir şey yasak değil, bir kere hiç kimse bana bir şey yasaklayamaz zaten, öyle bir şey yok, dinlemem. Kanundan bahsetmiyorum tabii ki, kocam mocam bana bir şey yasaklamaz, ömründe yasaklamadı! Zaten bana diyor ki ‘ben seni böyle aldım niye değiştireyim ki?” Beni tanıdığında topuklu ayakkabılarını giyen, mini eteğini giyen bir kadındım. Galiba hepimiz topuklu ayakkabıdan düz ayakkabıya dönüyoruz çünkü konfor güzel, moda da bu konuda destekliyor bizi. Şimdi ben buraya bir Jean, bir t-shirt bir spor ayakkabı ile gelseydim, hiç fark etmezdi.

Ama evet, Yağmur’un çok tepesinden bakmayı sevmiyorum. Çünkü biz aynı boydaydız. Birebir aynı boyumuz 1.74. Ama kadın her zaman daha uzun görünür, bir de topuk giyince daha kocaman oluyorum, sevmiyorum onun yanında öyle gezmeyi, ama düğüne giderken topuklarımı tabii ki giyiyorum, ama sokakta da topuklu ile gezmiyorum.

Sosyal medya toplumu asosyal yaptı

JÜLİDE ATEŞ: Sosyal medya toplumu asosyal mı yaptı?

PINAR ALTUĞ: Evet. Ben buna dahil değilim ama evet. Ben eğleniyorum, arkadaşlarımdan haber alıyorum iyi geliyor. Seviyorum ama, delicesine bağlı ve tiryaki değilim. Ben tiryaki değilim. Fırlatıp atıp, akşama kadar aklıma bile gelmiyor. Gelen sorulara da cevap vermesini seviyorum. Ben böyle sildim, şöyle oldu cevabını da vermeyi seviyorum, bunu yaparken çocuğumdan ya da kocamdan zamanımı esirgemiyorum.

Meltem’i o kadar kabul ettim ki, sokakta Meltem deyince gayet dönüp cevap veriyorum.

JÜLİDE ATEŞ: Pınar Altuğ Çocuklar Duymasın’dan başka bir dizide oynayacak mı?

PINAR ALTUĞ: Teklif gelirse evet. Başka dizilerde de oynadım. Sadece Çocuklar Duymasın’da değil; üstüne üstlük Çocuklar Duymasın’dan ayrıldığım ve tekrar başladığım sürenin aralarında başka dizilerde oynadım ama, Çocuklar Duymasın Türkiye için o kadar başka ki Türkiye için, birçoğumuzun aklında kalmadı bu işler… Ben Meltem’i o kadar kabul ettim ki, sokakta Meltem deyince gayet dönüp cevap veriyorum. Ben bu kadar uzun süre bir karakteri oynayabilmeyi ve ekranda olabilmeyi bir başarı olarak görüyorum. Elbette başka işler de olabilirdi, hala olabilir, daha buradayız bir yere gitmiyoruz, o olmasaydı bu olsaydı diye düşünmedim bugüne kadar.