Tamam öldürmeyelim ama…

“FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçeğe inkar olur. Bunu yargının çıkarması ve siyasi iradenin ağırlığını koyması lazım. 26 Haziran 2009'da yasalar torba yasa olarak gündeme getiriliyor. Bu TSK ile ilgili bir kanun teklifi. Bu yasa 25 Haziran'ı 26'sına bağlayan gece yarısı oluyor. Bu yasadan ise kimsenin haberi yok, bizim bundan 26 Haziran sabahı 2009'daki toplantıda haberimiz oluyor. Bahsedilen yasa teklifi askeri şahıslar askeri mahalde işlediği suçlarda dahil özel yetkili mahkemelerde yargılanacak. Bu bir kere anayasaya aykırı. Bu tamamen ne için Dursun Çiçek için. Bu olay medyada ‘AK Parti ile cemaati bitirme planı’ algısı olarak yapıldı. Sivil şahıslar her durumda askeri yerlerde yargılanmaz Özel yetkili mahkemelerde yargılanır. Kayseri'de biz bir olay yakalamıştık Hava İkmal Bölge Komutanlığı'nda astsubay yakaladık. Flaş bellek ayarlıyorlar. Burada sivillerden yardım alıyorlar. 14 Nisan 2009'da 'FETÖ ile mücadele edeceğim' dedim. Bu kanun teklifini kim hazırladı, tamamen FETÖ ile ilgili bu araştırılsın”.

Tamam FETÖ’nün çok büyük operasyonlarına maruz kaldı, tamam FETÖ’nün siyasi ayağı var ve araştırılmalı, tamam FETÖ ile mücadelede bir çok insan ve kurumdan çok daha etkili ancak bütün bunlar kimseye anlamsız konuşma, hedef saptırma ve kimseyi haksız yere suçlama hakkı vermez.

Evet öldürmeyelim ama bırakın da eleştiri hakkımızı kullanalım.

İlker Başbuğ da bal gibi biliyor ki, o bahsettiği yasa, Türkiye’de bütün ağırlığı ile süren askeri vesayeti sonlandırmak için atılan adımlardan biriydi. Ne çabuk unutuldu o günler? Üniformalılar karşısında hizaya girenler, kışlalarda verilen brifingler, parmak sallayarak siyasilere ayar çekmeye çalışmalar, emuhtıralar…

Daha sayayım mı?

Bir şeyleri konuşurken, birilerini suçlarken geçmişte yaşananları unutmayacaksınız!

Sonra adama sorarlar, Türk milletinin ‘Peygamber ocağı’ olarak gördüğü Türk Silahlı Kuvvetleri FETÖ militanlarınca ele geçirilirken neredeydiniz diye?

****************************************************************

Kimseyi salak yerine koymayın

Günlerdir konuşuluyor… Torunlar Grubu’nun Kızılay üzerinden Ensar Vakfı’na yaptığı bağış ve o bağışın ABD’deki Türken Vakfı’na gönderildiği konusu.

Bakıyorum da herkes bunu duyunca şaşırmış durumda. Hiçbir şeyden haberleri yokmuş gibi yapanlar yok mu? İşte buna çıldırıyorum! Her şeyi bütün ayrıntılarına kadar bilmelerine rağmen milleti salak yerine koymaya çalışıyorlar!

Bütün siyasetçiler ve ilgili kişiler bilir ki, bir grup bir yere yüklü miktarda bağış yapacaksa, bunun vergiden muaf olması için, çünkü bunun adı bağış, bir dernek üzerinden yapar. Kime ve niye yaptığı kimseyi ilgilendirmez.

Buraya kadar her şey normal…

Ancak işin içinde Kızılay gibi güven esası üzerine kurulu bir kurum varsa işte burada bir sıkıntı var. Bu bağışın Kızılay üzerinden yapılması kim ne derse desin yanlıştır. Bunu yaparak milletin Kızılay’a bakışını zedelemiş olursunuz. Kızılay’ı vergi, para aktarma gibi başlıkların içinde yer aldığı konuların içine sokmak hatadır. Böyle bir durumda millet, Kızılay’a yaptığı bağışları sorgular hale gelir.

Kusura bakmayın dost acı söyler…