İşte pandemide boşanmayı artıran sebep!

Tüm dünyayı etkileyen salgın, evliliklere de sirayet etti. Pandemi sürecinde boşanma oranları artış gösterdi, sebebi ise; "çiftlerin birbirinin gerçek yüzlerini görmesi"

İşte pandemide boşanmayı artıran sebep!

Pandemi döneminde boşanmalar ikiye katlandı. Sebebi aile içi şiddet, kadının iş yükünün artması ve fazla vakit geçiren çiftlerin birbirinin gerçek yüzlerini görmesi. Avukat Gözde Egemen’e göre boşanmalarda asıl artış pandemi hafifleyince yaşanacak. Psikolog Funda Cansu ise, aynı eve tıkılan çiftlerin birbirine tahammülü kalmadığını belirtti.

Milliyet'in hbaerine göre, tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de yayılmaya devam eden Kovid-19 salgını, sağlık, ekonomi, iş ve eğitim sektörü ile birlikte bireylerin aile ve özel yaşamını da olumsuz etkiledi. Bu süreç, çiftlerin birbirini daha iyi tanımasına vesile oldu. Bu süreçte evliliklerini sonlandırma kararında artış yaşandı. İstanbul Barosu verilerine göre, 2019 yılında avukat atanan ve boşananların sayısı 5 bin 214 iken 2020 yılında bu sayı 9 bin 394’e yükseldi. 

Pandemi döneminde evde uzun süre vakit geçiren çiftler arasında zamanla anlaşmazlıklar ortaya çıkmaya başladı ve bu da beraberinde boşanmaları getirdi. Bu anlaşmazlıkların ve boşanmaların nedenlerinden biri, çiftlerin bu süreçte birbirlerinin ‘gerçek yüzlerini’ görmesi ve şiddetin artması. Diğer bir neden ise evde kalma sürecinde, yemek, ütü, çocuk bakımı, temizlik gibi işlerin sadece kadından beklenmesi, böylece kadının iş yükünün artması. Son bir yıllık süreçte evin içinde yaşanan bu sıkıntılar, ilişkilerin bitmesine, boşanmaların artmasına neden oldu.

İstanbul Barosu Adli Yardım Bürosu verileri de pandemi sürecinde boşanmaların arttığı gösterdi. 2019 yılında büroya başvurup avukat atanan ve boşananların sayısı 5 bin 214 iken 2020 yılında bu sayı 9 bin 394’e yükseldi. Tüm İstanbul Muhtar Dernekleri Federasyonu da pandemi döneminde boşanma tebligatlarında yüzde 20 artış olduğunu açıkladı.

Aldatıldığını öğrendi

Karantina sürecinde boşanan M.K. adlı kadın: “Karantina başladığından beri eşimle sürekli aynı evin içindeydik. Bu süreçte şunu fark ettim. Elinden telefon düşmüyordu ve benden de gizlemeye çalışıyordu. Sonra karantina sürecinin kendisini yıprattığını ve bir süreliğine kafa dinlemek istediğini söyledi. Biliyordum, normal bir kafa dinleme değil. ‘Peki’ dedim. Ancak şüphelendim. Daha sonra banka hesaplarını gördüm ve ciddi harcamalar yapmış. Araba ve pahalı hediyeler alınmış. Kendisini takip ettiğimde de, uzun süredir aldatıldığımı öğrendim. Başka bir kadına ayrı bir ev tutmuş ve araba almış. Karantina süreci olmasaydı bu böyle devam ederdi. Normal bir zamanda ben kendisini işte biliyorum. Sürekli yan yana değildik. Ama dediğim gibi karantina sürecinde sürekli aynı evin içinde olmamız şüphelerimi artırdı.”

 

Hastane diye sevgiliye

Pandemi sürecinde boşanan E.D.: “Karantina sürecine kadar iyi giden bir evliliğimiz olduğunu sanıyordum. Ancak karantinada eşimin aşırı sıkıldığını gözlemledim. Normal bir süreç olarak yorumladım. Hastaneyle ev arasında gidip geliyordu. Kendisi bir de psikolog. Bir süre sonra sürekli hastaneye gitmeye başladı. ‘Hastanenin bana ihtiyacı var’ diyerek sürekli gidiyordu, buna hafta sonu da dahil. Şunu da fark ettim, aslında ben de bu adamla mutlu değilmişim. Bunları düşünürken tesadüfen eşimin aslında hastaneye değil, aynı hastanede çalışan başka bir çalışanın evine gittiğini öğrendim. Hastane diye sevgilisine gidiyormuş. Başka bir eve kira ödemesi yaptığını gördüm. Sorduğumda da itiraz da etmedi. Boşandık.”

‘Bu kadar da olmaz’

Pandemi sürecinde boşanan öğretim görevlisi M.G.: “10 yıllık evliydik. Eşim çok bencil biriydi. Günlük hayatın koşuşturması içerisinde bu bencilliği beni o kadar rahatsız etmiyordu. Ancak pandemiyle birlikte evde geçirdiğimiz üç ayda ‘Ben bu adamla mı evliyim?’ diye defalarca kendime sordum. Bir insan bu kadar ben merkezli ve bencil olamaz. İkimiz de çalışan insanlardık. Pandemi dolayısıyla evden çalışmaya başladık ve şehir dışındaki yazlık evimize yerleştik. Kendi keyfi ve konforu her şeyden önce geliyordu. Evde bir masa vardı ve masanın en güzel köşesine bilgisayarını koymuş, hiç kalkmıyordu. Öğrencilerime yere oturarak ders anlatmak durumunda kaldım. Bu durum adamın umrunda bile olmadı. Yaptığı her şey gözüme batmaya başladı ve ‘Bu kadar da olmaz’ dedim ve evliliğimi bitirmeye karar verdim.”

‘Tüm yük üzerimdeydi’

Özel bir şirkette yöneticilik yapan Ö.K.: “15 yıllık evliliğim pandemi sürecinde bitti. Çocuk bakımı ve ev işlerini yapan bir yardımcımız vardı. Pandemide işi bıraktı. Bu süreçte yeni bir bakıcı da açıkçası istemedik. Eşim de ben de işlerimizi evden yürütüyorduk. Hem çalışıyordum, hem de yemek, ütü ve temizliği yapıyordum. Eşim elini hiçbir şeye sürmedi. Tek bir konuda destek bile olmadı. Tüm yük benim üzerimdeydi. Yaptığı tek şey kendi işiydi ama onun gibi benim de çalıştığım bir iş vardı. İnanın bu süreçte adamdan tiksindim ve ayrılmaya karar verdim.”

‘Pandemi de tuzu biberi oldu’

İstanbul’da öğretmenlik yapan D.C.: “Uzun süredir eski eşimle anlaşamadığımızın farkındaydık. Ancak bu anlaşmazlığa somut olarak ikimizin de gösterebileceği bir şey yoktu. Bir şeyler yolunda gitmiyordu. Pandemide evde kaldığımız süreçte bunun daha iyi farkına vardık. Birlikte mutlu değilmişiz. Evliliğimizin devam etmesinin sebebi belki oğlumuzdu. Pandemin ilk aylarında karşılıklı boşanma kararı aldık ancak mahkeme pandemiden dolayı biraz uzadı ve biz bu karardan sonra belli bir süre yine aynı evde yaşamaya devam ettik. Nihayetinde boşandık.”

‘Birbirlerine tahammül etmiyorlar’

Koronavirüs sürecinin sadece fizyolojik değil, psikolojik etkilerinin de söz konusu olduğunu ve bu sürecin ilişkileri de büyük oranda etkilendiğini belirten Psikolog Funda Cansu Gül, şunları aktardı:

“Pandemi hepimizi olumsuz etkiledi. Bu süreç birçok olumsuz duygunun da yaşanmasına neden oluyor. İnsanlarda, hem depresif duygular hem de strese bağlı olarak çeşitli duyguların yaşandığını görüyoruz. Özellikle kaygı ve endişe durumu uygun yollarla ifade edilmediğinde dönüşebiliyor, yoğun bir öfke duygusunun ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bu da beraberinde tahammülsüzlükleri getiriyor. Uzun süre aynı evin içinde vakit geçiren çiftler arasında da böyle bir tahammülsüzlük söz konusu. Bu süreçte ayrılık ve boşanma gibi kararı alan danışanların sayısında ciddi bir artış olduğunuz söyleyebiliriz. Çünkü çiftler uzun süre aynı evin içerisinde kaldıklarında aslında birbirinden çok farklı olduklarını, aynı düşünmediklerini fark edebiliyorlar. Normal süreçte sorun dahi denilmeyecek konular bu süreçte ciddi sorunlara dönüşebiliyor. Bu da ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Ekonomik sıkıntılar, evde sürekli olma herhangi bir sosyal hayatının olmaması bu gerginlik düzeyini artıyor.”

‘Asıl pandemi hafifleyince boşanmalar artacak’

Pandemi süreci ile birlikte açılan boşanma davalarında artış yaşandığını ve asıl pandeminin bitmesiyle birlikte boşanmalarda ciddi bir artış yaşanacağına dikkat çeken avukat Gözde Egemen de şunları aktardı:

“Evlilikte sorun yaşayan eşler sıklıkla boşanma kararını hızlı vermez, genellikle çalışma, çocuklar ve günlük diğer sorumlulukları yerine getirmek için koştururken bu tatsız konuyu bir süre arka plana atmayı tercih ederler. Ancak pandemi ile birlikte pek çok çift uzun süre evde normalde geçirmedikleri kadar birlikte vakit geçirdi. Geçimsizlik, fikir ayrılıkları, sorumluluk almada eşitsizlik gibi var olan sorunlar, bu defa kendisini çok net bir şekilde gösterdi. Tabii bu noktada en büyük problem eşlerin aralarındaki sorunlardan kaçabilecekleri herhangi bir alan olmamasıydı. Üzülerek belirtiyorum ki, evlilikte mevcut fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet sorunları da bu dönemde katlanarak arttı. Pandemi döneminin yarattığı stresle hali hazırda şiddet uygulayan eşler daha fazla şiddet uygulamaya, hatta bugüne kadar şiddet uygulamamış eşler bile şiddete eğilimli olmaya başladılar. Pek çok nedenle boşanma kararını erteleyen şiddet mağduru eşler, bu dönemde şiddetin dayanılamayacak boyuta gelmesi ile boşanma kararı almak zorunda kaldılar. Yine günlük hayatın koşuşturması içinde aldatıldığını fark etmemiş eşler, pandemi döneminde çeşitli bahanelerle evden çıkan, telefon ile sürekli şüpheli görüşme ve mesajlaşmalar yapan eşlerinin kendilerini aldattığını, hatta paralel bir hayatları olduğunu keşfederek boşanma kararı aldılar. Ancak şunu da belirtmek istiyorum, bu zorlu dönemde evliliğinde sıkıntı yaşayan pek çok çift de ekonomik nedenlerle boşanma kararını yine ertelemek zorunda kaldı. Özellikle ücretsiz izin sisteminin devreye girmesi nedeniyle işçiler ve beyaz yakalılar, şirketlerin ödeme güçlükleri sebebiyle ise şirket ortakları finansal belirsizlik dönemine girdiler. Nitekim, nafaka ve malların paylaşımı gibi başlıklar boşanmaya ilişkin önemli ekonomik kalemleri oluşturmakta. Bu nedenle boşanma dava sayılarında asıl ciddi artışın pandemi dönemi koşullarının hafiflemeye başlaması ile ortaya çıkacağını düşünüyorum.”