AK Parti süreç raporunu TBMM'ye sundu!
AK Parti tarafından hazırlanan Terörsüz Türkiye raporu TBMM Genel Sekreterliği'ne teslim edildi.15 başlıktan ve 60 sayfadan oluşan rapor, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulmuştu. Raporda, SDG’nin Şam yönetimine entegrasyonunu içeren 10 Mart mutabakatına uyması şart koşuldu.
AK Parti, "Terörsüz Türkiye" hedefi doğrultusunda kurulan Komisyon çalışmaları kapsamında hazırladığı raporu tamamladı.
Hazırlanan Terörsüz Türkiye raporu TBMM Genel Sekreterliği'ne teslim edildi. 65 sayfa ve 15 başlıktan oluşan raporu Mustafa Şen ve Abdulhamit Gül sundu.
Bu adımla birlikte, komisyonda temsil edilen tüm siyasi parti grupları raporlarını komisyona iletmiş oldu.
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, rapor tesliminin ardından şöyle konuştu;
"Genel Başkan Yardımcımız Sayın Mustafa Şahin ile Aday Komisyonu Başkanımız Sayın Cüneyt Yüksel Hocamızla birlikte; “Terörsüz Türkiye” sürecine ilişkin olarak, AK Parti Grubumuzun komisyondaki üyelerimizin katkılarıyla ve Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın onaylarıyla, AK Parti Grubumuzun ve partimizin görüş ve önerilerini Meclis Başkanımıza sunduk.
Elbette bu, Türkiye için son derece önemli bir süreçtir. Bu sürecin, “Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kararlı siyaseti ve liderliğiyle yolunu açan Sayın Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Yine Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’ye teşekkür ediyoruz. Süreçteki yapıcı üslubu ve başkanlığı dolayısıyla Meclis Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş’a da teşekkür ediyoruz.
Raporumuzu 15 başlık altında sunduk. 60 sayfalık, son derece yoğun bir çalışmanın ürünü olan bu raporu; tüm komisyon üyesi arkadaşlarımızla ve partimizdeki yetkili, ilgili kurullarımızla birlikte hazırladık. Değerlendirmemizi yaparak Meclis Başkanımıza arz ettik.
Başlıkları kısaca özetlemek gerekirse:
Türkiye’de bu konuyla ilgili genel durum ve yapılan çalışmalar ile AK Parti’nin meseleye bakışı bir başlığı oluşturuyor. AK Parti döneminde atılan adımlar, atılan tarihî adımlar ve çözüm arayışlarını hatırlatan değerlendirmeler bir diğer başlık.
Türkiye’de özellikle AK Parti ve hükümetleri döneminde yürütülen çözüm arayışlarına vurgu yapan bir başlığımız bulunuyor. “Türkiye Yüzyılı” vizyonu ve “Terörsüz Türkiye” hedefi de diğer başlıklarımız arasında yer alıyor.
Komisyonun çalışma seyrine ilişkin olarak dinlediğimiz muhatapların beyan ve görüşlerine atıfta bulunduğumuz bir bölüm var. Ayrıca bir tespit ve teyit mekanizmasının gerekliliği, bu mekanizmanın nasıl oluşacağı ve ne şekilde işleyeceğine dair önerilerimiz de ayrı bir başlık altında ele alındı.
Kamu düzeni ve süreç yönetimi bir diğer başlık. “Terörsüz Türkiye” ve “terörsüz bölge” hedeflerinin bu süreçle ilişkisi; ekonomik etkiler, uluslararası tecrübeler ve Türkiye modeli de raporumuzda yer alan önemli başlıklardan biridir. Türkiye’nin kendi dinamikleriyle bu meselenin çözümüne ilişkin nasıl bir model ortaya koyduğu ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.
Ayrıca müstakil ve geçici bir kanun çıkarılmasına yönelik bir önerimiz bulunmaktadır. Bu, geçiş hukuku anlamında değil; bu meseleye özgü, müstakil ve geçici bir kanun önerisidir.
Toplumsal uyum bir diğer başlığımızdır. Tasfiye sonrası dönemde, demokratikleşme perspektifi çerçevesinde Türkiye’nin daha ileri bir demokrasiye ulaşması adına atılması gereken adımlar da raporda yer almaktadır.
Sonuç bölümünde ise Sayın Cumhurbaşkanımızın sıkça vurguladığı Türk-Kürt-Arap birlikteliğinin hem ülkemize hem de bölgemize ve coğrafyamıza sağladığı katkılara dikkat çekilmiş; “Terörsüz Türkiye” hedefine başarıyla ulaşılmasına yönelik değerlendirmeler milletimizin takdirine sunulmuştur. Hayırlı olsun."
RAPORUN DETAYLARI
Raporda, bir takım çevreler tarafından toplumsal hafızayı manipüle etmeye, devlet kurumlarına güvensizlik oluşturmaya ya da süreci yanlış bir zemine çekmeye dönük çeşitli girişimlerde bulunulabileceği ifade edildi. Özellikle mağduriyetler üzerinden nefret söylemi üretilmesi; sosyal medya ve iletişim kanalları kullanılarak devletin itibarsızlaştırılmaya çalışılması; vatan ve millet için bedel ödemiş şehit ailelerinin, gazilerin, güvenlik güçlerinin ve korucuların hedef alınması suretiyle toplumsal kutuplaşmayı artırmaya yönelik söylemlerin geliştirilmesi, bu süreçte dikkatle izlenmesi gereken risk alanlarıdır.
Örgütün; illegal, ideolojik ve finansal yapılanmalarıyla birlikte, yurt içinde ve yurt dışındaki tüm şube, unsur ve uzantılarıyla silah bırakması ve kendini tasfiye etmesi; somut, ölçülebilir ve teyit edilebilir biçimde kayıt altına alınmalıdır.
Bu tespit ve teyit süreci, sahadan gelen verilerin, kurumsal raporlamaların ve ulusal güvenlik değerlendirmelerinin birlikte işlendiği bütüncül bir mekanizma aracılığıyla yürütülmelidir.
Sahadan, fesih aşamasının tamamlandığına dair net bilginin gelmesi gerekmektedir. Bu bilgi geldikten sonra komisyon raporu hazırlanacaktır.
'Kanun hazırlık sürecinde ilgili tüm kurumların görüşleri alınmalı. Sahaya ilişkin verileri, hukuki risk analizleri ve uygulamaya dönük öngörüleri dikkatle değerlendirilmelidir' deniyor AK Parti'nin raporunda.
Şam yönetimiyle, 10 Mart mutabakatının gereklerinin yerine getirilmesi gerektiği ifade ediliyor. Zaten günlerdir, özellikle son günlerde bu vurgu iyice sıklaştı, bunun temel nedeni, 1 Ocak 2026’ya kadar süre verilmiş olmasıdır. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gerekse Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın bu konuya ilişkin çok önemli açıklamaları, uyarıları ve mesajları olmuştu. Son olarak AK Parti’nin raporunda da bu hususa değinildi. Raporda, Suriye'de YPG'NİN 10 Mart Mutabakatı'na uyması şart koşuldu.