Almanya'daki Türk çocuklarının asimilasyonu son bulacak

Almanya’da başını Umut Yıldızı Derneği’nin çektiği Türkiye kökenli sivil toplum kuruluşlarının yaklaşık 15 yıldır sürdürdüğü mücadele nihayet Federal Alman Parlamentosu’ndan çıkan yasayla başarıyla sonuçlandı.

Bu konuya ilk önce 2008 yılında Almanya’nın Neuss şehrinde Umut Yıldızı Derneği’ni kuran Kamil Altay dikkat çekti. Sorun çok can yakıcıydı çünkü Jugendamt adlı Alman Gençlik Dairesi, çoğu uydurma gerekçelerle Türk ve göçmen ailelerin çocuklarına el koyuyor, bu çocukları ya koşulları son derece kötü ve güvenliği tehlikeli yurtlara yerleştiriyor ya da Alman ailelerin “koruması” altına verip onlara da aylık ödemeler yapıyordu.

Sistem çok basitti.

Jugendamt “koruma” altına aldığı çocuk başına yerel yönetimlerden tahsisat alıyor, kurumu bu parayla döndürüyordu. Yani sözüm ona çocuklar için kurulan Gençlik Dairesi adeta ticarethane gibi çalışıyordu ki bu durum hâlâ değişebilmiş değil. Çocukların verildiği Alman ailelerin ilk işi ise yasak olmasına rağmen çocukları dininden, dilinden ve kültüründen kopararak asimile ediyordu. Çocuklar Türk aileleriyle iki ayda bir görüştürülüyor ve Türkçe konuşmaları da yasaklanıyordu.

Kamil Altay’ın kurucusu olduğu Umut Yıldızı Derneği öncelikle bu konuya dikkat çekerek Türk hükümetini müdahil olmaya çağırdı. Çünkü son 30-40 yılda bu yöntemle 100 binden fazla çocuk asimile edilmiş, Türk ve Müslüman kimliklerinden koparılmıştı.

Dolayısıyla da koruma altına alınan çocukların öncelikle yakın akrabalarına verilmesi, eğer yoksa aynı din, dil ve kültürden olan bir Türk ailenin koruması altına alınması talep edilmekteydi.

Türk hükümeti konsolosluklar aracılığıyla bu konuda açılan davalara müdahil oldu ama Alman yargısı açıkça Anayasa’yı, uluslararası çocuk sözleşmelerini ihlal ederek bu faşizan uygulamayı sürdürdü.

Nihayet geçen hafta 15 yıl süren mücadele sonuç verdi ve Alman Federal Parlamentosu koruma altına alınan çocukların önce yakın akrabaya verilmesini hükme bağlayan yasayı kabul etti.

Kamil Altay yaptığı açıklamada şöyle dedi:

“Gençlik dairesi koruması altındaki Türk çocukları koruma altına alınarak yurt ve yabancı koruyucu aile de milli ve dini değerlerini kaybediyordu. Çalışmalarımızın sonucunda koruma altına alınan çocukların yakın Akrabaya verilmesini yasal olarak garanti altına almış bulunmaktayız. Yasanın çıkmasına destek veren Federal Parlamento’ya ve şahsıma güvenerek destek veren herkese, gençlik dairesi koruması altındaki Türk çocukları adına teşekkür ederim. Hayırlı olsun…”