Çok çarpıcı bir yazı! Mehmet Şimşek olmasaydı ne olacaktı? "Elinde sihirli değnek yok, 'Bakan’ı yollayalım, eskiye dönelim' demek kolaycılık"
Pandemi ve deprem gibi ekonomide maliyeti yükselten gelişmelerden sonra sıkılaştırma adımları atılıyor. Eleştirilerin odağındaki Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in uyguladığı politikaların alternatifi daha derin bir kriz olabilir miydi? Gerçek Gündem yazarı Hatice Turhan bugünkü köşe yazısında, "Gelin tersten düşünelim. Şimdi Şimşek olmasaydı ne olacaktı? “Daha iyi olacaktı” diyen bulunur mu? Zannetmiyorum. Siyasiler için de rafta duran bir sihirli değnek yok." ifadelerini kullandı.

Gerçek Gündem Yazarı Hatice Turhan "Mehmet Şimşek’in Sihirli Değneği Yok" başlıklı yazısında Mehmet Şimşek'in ekonomi politikasına yönelik gelen eleştirilere değinerek, " Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ateş altında. Üstelik ummadığı taraftan, kendi mahallesinden geliyor kimi atışlar." dedi.
"TERCİH DEĞİL ZORUNLULUK"
Türkiye'nin ekonomik zorluklarının yalnızca mevcut ekonomi yönetimine bağlanamayacağını, bu noktaya gelinmesinde pandemi, deprem, yüksek kamu harcamaları, seçim ekonomisi ve dış politika gibi birçok etkenin rol oynadığını belirten Hatice Turhan, Mehmet Şimşek'in göreve gelmesinin bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade etti.
Şimşek olmasaydı, enflasyonun kontrolden çıkacağını, para biriminin daha fazla değer kaybedeceğini ve ülkenin finansal güvenilirliğinin dibe vuracağını belirten Turhan, "Hayatı boyunca enflasyon çekmiş, enflasyon ile boğuşmuş biriyim. Maalesef tek bir adımda acısız kurtulma şansımız yok. Siyasiler için de rafta duran bir sihirli değnek yok. İstedikleri zaman "Hokus pokus" yapamazlar." yorumunda bulundu.
BEDELİ OLACAKTI
İşte Hatice Turhan'ın o çarpıcı yazısı:
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ateş altında. Üstelik ummadığı taraftan, kendi mahallesinden geliyor kimi atışlar.
Kolay mı olacak zannediyordunuz? Yendi, harcandı, bitti. Pandemi, deprem. Yükselen kamu harcamaları. Seçim öncesi yüksek maaş artışları. Suriye baskısı. Para basarak Con Ahmet'in devridaim makinesi döner mi zannettiniz. Erke dönergeci mi bu?
Elbet bir bedeli olacaktı.
Peki gelinen noktanın suçlusu Mehmet Şimşek mi?
Gelin tersten düşünelim. Şimdi Mehmet Şimşek olmasaydı ne olacaktı? “Daha iyi olacaktı” diyen bulunur mu? Zannetmiyorum. Bu hale nasıl geldi ayrı bir tartışma.
Şimşek öncesi düzen devam etseydi yaşanacakları size anlatayım. Delirmişcesine yükselen bir enflasyon. Hiç durmadan çalışan para matbaası. Saatlik belirlenen mal ve hizmet fiyatları. Doları bitmiş bir Merkez Bankası.
Unuttunuz galiba CDS yani Türkiye'nin kredi notu kaçtı?
Şöyle anlatayım. Bize para verecek olanların istediği risk primi kaçtı? 893. Tam 893'tü. Şimdi kaç 300'ün altına indi. Bu bile aksi durumda ne halde olacağımızın matematiksel karşılığı.
Halkı zorlayan hiçbir politikayı sevmem. Ancak kitle dalkavukluğunu da sevmem. Çocuğunuz istiyor diye sırf şeker ile besleyemezsiniz.
ÖNCE KALBİ TEKRAR ÇALIŞTIRALIM
Faiz yüksek. Piyasa daralıyor. Dar gelirli sıkıntıda. Esnaf- tüccar nefes tutma egzersizi yapıyor. Ancak bunun kurtuluşu, "Bakan’ı yollayalım, eskiye dönelim" kolaycılığı değil. Eğer o işe yarasaydı daha önce yarardı. Böylesi bir durumun uluslararası piyasalarda yaratacağı etkiyi düşünmek bile istemem. Bir anda piyasalar karışır, azıcık dolarımız pipetle çekilmiş gazoz gibi yok olur. Hoop CDS'ler yine havada.
Hayatı boyunca enflasyon çekmiş, enflasyon ile boğuşmuş biriyim. Maalesef tek bir adımda acısız kurtulma şansımız yok. Siyasiler için de rafta duran bir sihirli değnek yok. İstedikleri zaman "Hokus pokus" yapamazlar.
Dediğim gibi. Neden bu duruma düştük tartışırız. Saatler sürer. Sonuca da varılmaz. Ancak şöyle düşünün. Kalp krizi geçiren bir hasta var önümüzdeki sedyede. Önce kalbi tekrar çalıştıralım. Sonra bu krize neden olan şeylerin muhasebesini yaparız. Çünkü inanın, keşke sigarayı bıraksaydın demek hastayı sedyeden kaldırmaz.