Güney Kıbrıs'tan skandal hamle! Türkiye'den sert tepki: "Yok hükmündedir"
Lübnan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasına Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sert tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada anlaşmanın yok hükmünde olduğu bildirildi.
Lübnan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması imzalandı.
TEPKİ ÇEKEN ANLAŞMA
Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki Baabda Sarayı'nda düzenlenen imza törenine, Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve GKRY Lideri Nikos Hristodulidis ile Lübnan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Fayiz Rasamini katıldı. Törenin ardından ortak basın toplantısında konuşan Avn, anlaşmanın imzalanmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Avn, anlaşma sayesinde "Lübnan ve GKRY'nin, deniz kaynaklarını keşfetme ve bu alanda ortak iş birliğini geliştirme imkanına kavuşacağını" savundu.
Anlaşmanın hazırlanmasına katkı sunanlara teşekkür eden Avn, "deniz sınırlarının belirlenmesinin ardından keşif faaliyetlerini yürüten şirketlerin çalışmalarını kolaylaştıracak ikili anlaşmaların geliştirilmesi için ciddi şekilde çalışabileceklerini" öne sürdü.
GKRY ile enerji, iletişim altyapısı, turizm ve savunma alanlarında ortak projeler yürütebilecekleri iddiasında bulunan Avn, "Bu iş birliğimiz kimseyi hedef almıyor ve kimseyi dışlamıyor. Herhangi bir komşuya, dosta ya da ortağa engel koyma amacı taşımıyor" ifadelerini kullandı. GKRY lideri Hristodulidis de anlaşmanın taraflar arasındaki iş birliğini güçlendirdiğini öne sürdü.
Anlaşmanın, Orta Doğu'da enerji alanındaki iş birliği fırsatlarını güçlendirdiğini ve bölgenin Avrupa için alternatif bir enerji koridoru olmasına imkan tanıdığını savunan Hristodulidis, Lübnan ile elektrik bağlantısına ilişkin fizibilite çalışması hazırlanması için yakın dönemde Dünya Bankasına başvuracaklarını aktardı.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN GÜNEY KIBRIS'A SERT TEPKİ
Anlaşmaya Türkiye ve KKTC'den sert tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, X sosyal medya platformundaki hesabından Lübnan ile GKRY arasında imzalanan Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Sınırlandırma Anlaşması'yla ilgili paylaşım yaptı.
GKRY'nin, 2003'ten itibaren Kıbrıs Adası'nın egemen eşit unsuru Kıbrıslı Türkleri hiçe sayarak, bölgedeki kıyıdaş ülkelerle Kıbrıs Adası'nın etrafındaki deniz alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin ikili anlaşmalar imzaladığına dikkati çeken Keçeli, son olarak Lübnan ile GKRY arasında 2007'de akdedilmiş ancak yürürlüğe girmemiş bulunan MEB Sınırlandırma Anlaşması'nın dün iki ülke arasında yeniden imzalandığını anımsattı.
Anılan anlaşmaya konu bölgenin, 18 Mart 2020'de Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde tescil ettirilen Doğu Akdeniz'deki Türk kıta sahanlığının dışında kalmasıyla birlikte, Türkiye'nin konuya Kıbrıs meselesi ve Kıbrıslı Türklerin hakları bağlamında yaklaştığını ifade eden Keçeli, Lübnan veya bölgedeki diğer kıyıdaş ülkelerin GKRY ile bu tür bir anlaşma imzalamasının, Kıbrıslı Türklerin Ada üzerindeki eşit hak ve çıkarlarını yakından ilgilendirdiğini vurguladı.
"HAK GASBETMEYE YÖNELİK GİRİŞİMLERE ALET OLMAMAYA DAVET EDİYORUZ"
Keçeli, GKRY'nin, Kıbrıslı Türkleri veya Ada'nın tümünü temsil etmediğini ve Ada'nın tümünü ilgilendiren bu tür tasarruflarda bulunmaya yetkisinin olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Bölge ülkeleri başta olmak üzere, uluslararası toplumu GKRY'nin bu tek taraflı adımlarına destek vermemeye ve Ada'nın egemen ve eşit unsuru olan Kıbrıslı Türklerin meşru hak ve çıkarlarını gasbetmeye yönelik girişimlere alet olmamaya davet ediyoruz.
Türkiye, KKTC'yle birlikte, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarını kararlılıkla savunmaya devam edecektir."
"KKTC'NİN HAKLARININ YOK SAYILDIĞI HİÇBİR ANLAŞMAYI KABUL ETMEYİZ"
Milli Savunma Bakanlığı (MSB) da düzenlenen haftalık basın bilgilendirme toplantısının ardından, gazetecilerin gündemdeki sorularına ilişkin açıklamada bulunuldu.
Lübnan ve GKRY arasındaki anlaşmanın sorulması üzerine yapılan bilgilendirmede şu ifadeler kullanıldı:
"KKTC'nin haklarının yok sayıldığı hiçbir anlaşmayı kabul etmemiz mümkün değildir. KKTC'nin haklarını görmezden gelen bu anlaşmanın aynı zamanda Lübnan halkının menfaatlerini de ihlal ettiğini değerlendiriyor, Lübnanlı muhataplarımıza denizcilik alanında iş birliğine hazır olduğumuzu ifade ediyoruz."
"ANLAŞMA HÜKÜMSÜZDÜR"
KKTC Dışişleri Bakanlığı ise, Lübnan GKRY arasında imzalanan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının bütünüyle hükümsüz olduğunu açıkladı. Anlaşmanın, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmadığı, aynı zamanda Doğu Akdeniz'de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşıdığı vurgulandı. KKTC Dışişleri Bakanlığı, KKTC'nin doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyeceğinin altını çizdi.
Açıklamada, "Lübnan hükümeti 23 Ekim 2025 tarihli Bakanlar Kurulu toplantısında Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ile 2007 yılında varılmış olan deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmasının yaklaşık 18 yıl askıda kaldıktan sonra onaylandığını duyurmuştu" denildi.
"KIBRIS TÜRKÜ'NÜN HAKLARINI GASP ETMEYE YÖNELİK TEK YANLI GİRİŞİM"
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Söz konusu anlaşma, Rum tarafının 2003 yılından itibaren Kıbrıs Türk halkının Ada ve Doğu Akdeniz'deki eşit hak ve çıkarlarını gasp etmeye yönelik olarak yürüttüğü tek yanlı girişimlerin yeni bir unsuru niteliğindedir. Kıbrıs Adası'nda egemen eşit haklara sahip Kıbrıs Türk halkını hiçe sayarak imzalanmış olan bu anlaşma bundan öncekiler gibi bütünüyle hükümsüzdür. Kıbrıs Rum Yönetimi, Kıbrıs Türk tarafının tüm uyarılarına ve bölgedeki gerçeklere rağmen, uluslararası toplumdan aldığı cesaretle Ada'nın tamamını temsil ettiği sanrısıyla hareket ederek uluslararası hukuka aykırı adımlar atmaya devam etmektedir. Bu siyasi oldu bittiler, yalnızca Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarını ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda Doğu Akdeniz'de hâlihazırda kırılgan olan dengeleri temelden sarsma tehlikesi taşımaktadır. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak geçmişte defalarca dile getirdiğimiz üzere, Kıbrıs Türk tarafının Ada ve etrafındaki doğal kaynaklar üzerindeki egemen eşit haklarını korumaktaki kararlı tutumumuz devam edecektir. Bölgede hakkaniyete dayalı, karşılıklı saygı ve iş birliğini önceleyen bir düzenin ancak iki tarafın karşılıklı rızasıyla ve eşit statüde yapılacak anlaşmalarla mümkün olabileceği açıktır."
"TEKNİK TEDBİRLERİ ALMAKTAN İMTİNA ETMEYECEKTİR"
Açıklamada, "Bu çerçevede, GKRY'nin Lübnan dâhil üçüncü taraflarla yaptığı veya yapmayı sürdürdüğü tüm tek yanlı deniz yetki alanı düzenlemeleri KKTC açısından, daha önce yapılan benzer düzenlemeler gibi, yok hükmündedir. KKTC hem kendi kıyı yetki alanlarında hem de Kıbrıs Türk halkının Ada genelindeki ortak haklarını ilgilendiren tüm konularda gerekli adımları atma iradesine sahip olup, doğal kaynaklardaki eşit haklarına yönelik her türlü saldırıya karşı gerekli siyasi, diplomatik ve teknik tedbirleri almaktan imtina etmeyecektir" denildi.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI
"Uluslararası toplumu, Rum tarafının bölgedeki gerginliği tırmandıran tek yanlı adımlarına destek vermemeye; ilgili devletleri ise Kıbrıs meselesinin hassasiyetlerini gözeterek iki tarafın rızası olmadan yapılan düzenlemelere taraf olmamaya davet ediyoruz" denilen açıklamada, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Anavatan Türkiye Cumhuriyeti'nin desteği ile hak ve çıkarlarını korumaya devam ederken, Doğu Akdeniz'de iş birliği ve istikrarın ancak müktesep haklara saygı ve diyalogla mümkün olabileceği inancıyla hareket etmeyi sürdürecektir" ifadelerine yer verildi.