Araştırmacılar tarafından yapılan detaylı incelemenin ardından Nature Ecology & Evolution dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, kelebeklerin ve güvelerin genomları, muazzam tür çeşitliliğine rağmen 250 milyon yıldan fazla bir süredir büyük ölçüde değişmeden kaldı. Uzmanlar, bu durumu gerçekten bir mucize olarak değerlendirdi. Araştırmacılar, 21. yüzyıldaki hızlı çevresel değişimler karşısında, analizin Lepidoptera'nın (kelebekler ve güveleri içeren kanatlı böcekler takımı) Dünya'daki dramatik değişimlere karşı nasıl bu kadar dirençli olduğuna dair ipuçları verdiğini söyledi.
200'DEN FAZLA GENOM İNCELENDİ
Wellcome Sanger Enstitüsü ve Edinburgh Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, evrimsel tarihlerini daha iyi anlamak için kelebeklerin ve güvelerin 200'den fazla genomunu (bir organizmayı inşa etmek ve sürdürmek için gereken genetik bilgilerin eksiksiz bir seti) incelediler. Genetik kodun izini ilk kelebeklere kadar sürdüler ve neredeyse tüm lepidopteranların yapı taşları olan 32 atadan kalma kromozomu belirlediler.
"DNA DİZİLERİMİZ DERİN TARİHİMİZİ KAYDEDER"
Araştırmanın kıdemli yazarı ve Wellcome Sanger Enstitüsü Hayat Ağacı programının başkanı Prof Mark Blaxter şunları söyledi: "Tüm yaşam ortak bir bağla, DNA'yla birbirine bağlı. DNA dizilerimiz derin tarihimizi kaydeder.
OLDUKÇA İSTİKRARLI
Kelebeklerin evrimsel tarihine, ortak atalarına, tüm kelebeklerin büyük-büyük-büyük-vesaire-büyükannesine kadar uzanan genomları aracılığıyla bakabildik. Oldukça istikrarlı olduklarını gördük. Memelilerden 16 kat daha fazla türe sahip olan ancak çok daha istikrarlı bir genetik temele sahip olan kelebekler arasında bir zıtlık var. Bu sadece harika!" şeklinde konuştu.
GENETİK NORMLARINI İHLAL ETTİ
Lepidoptera, bilim tarafından bilinen en çeşitli hayvan grupları arasında yer alır ve Dünya üzerindeki canlı organizmaların yaklaşık yüzde 10'unu oluşturur. Günümüzde çoğu güve ve kelebek türünün 31 kromozomu var, ancak bilim insanları, Britanya yazında yaygın olan tebeşir mavisi kelebeği de içeren nadir bir tür alt kümesinin 90 kromozoma sahip olduğunu ve bu durumun tür gruplarının genetik normlarını ihlal ettiğini buldu.
GENİŞ ÖLÇEKTE NASIL GELİŞTİ
Wellcome Sanger Enstitüsü'nün ilk yazarı ve doktora öğrencisi Charlotte Wright şunları söyledi: "Anlamaya çalıştığımız en büyük soru, biyoçeşitliliğin daha geniş bir ölçekte nasıl geliştiğidir. Güvelerin ve kelebeklerin başarısının altında yatan genomun en büyük özelliklerinin neler olduğunu bilmek istiyoruz. Bu grubun tanımlanan türlerin yüzde 10'unu oluşturmasını nasıl anlamlandırabiliriz? Onu bu kadar başarılı olamayan diğer tür gruplarından farklı kılan şey nedir?”
KİTLESEL YOK OLUŞ
Araştırmacılar, bulgularının, bazı bilim adamlarının altıncı kitlesel yok oluş olarak adlandırdığı, gezegenin biyolojik çeşitliliğinin hızla kaybolduğu bir ortamda türlerin korunmasına yönelik çabalara yardımcı olabileceğini söyledi.
NEREDEYSE YARISI ORTADAN YOK OLDU
Önemli polen taşıyıcılar da dahil olmak üzere pek çok böcek türünde endişe verici azalmalar yaşanıyor. Butterfly Conservation'ın 2023'te yayınladığı araştırma, 1976'dan beri Birleşik Krallık'ta bir zamanlar uçtukları yerlerin neredeyse yarısında kelebek türlerinin yok olduğunu ortaya çıkardı.
ARAŞTIRMALARA BİLGİ SAĞLAYACAK
Araştırma ekibi, lepidopteranların ekosistem sağlığının güçlü göstergeleri olduğunu ve kelebek ve güve biyolojisinin daha derinlemesine anlaşılmasının, biyolojik çeşitliliğin korunmasına yönelik adaptasyon konusunda gelecekteki araştırmalara bilgi sağlayacağını söyledi.
"İLK DEFA BİR GENOMA SAHİP OLDUK"
Blaxter, "İnsan genomu 2010 yılında yayınlandığında hâlâ milyonlarca parça halindeydi ve biz bu parçaları bir araya getirmiştik ancak kodun harflerinde hala birçok boşluk vardı" dedi. "Yapbozun parçaları eksikti. Kelebek genomları sayesinde tüm parçalara sahibiz. İncelediğimiz türlerin çoğunluğu için ilk defa bir genoma sahip olduk.”