Araştırmacılar, dünyaya korkunç bir tarih verdi. Antarktika sularının asitliği yüzyılın sonuna kadar iki katına çıkacağı için penguenler ve diğer yaban hayatı tehlike altında. Nature Communications dergisinde yayınlanan Boulder Colorado Üniversitesi'nin araştırması, 1990'daki asitlik seviyeleriyle karşılaştırıldığında kıtanın çevresindeki kıyı sularının asitliğinde 2100 yılına kadar yüzde 100'lük bir artış görebileceğini buldu.
BİRÇOK PENGUEN TÜRÜ YAŞIYOR
Bu sular sadece penguenlere değil, balinalar gibi diğer deniz türlerine de ev sahipliği yapıyor. Antarktika'da imparator penguen de dahil olmak üzere birçok penguen türü yaşamaktadır. Okyanus asitlenmesinin tüm deniz türleri üzerinde olumsuz zincirleme etkisi vardır. Asit, istiridyelerin, deniz salyangozlarının, yengeçlerin ve deniz kestanelerinin kullandığı temel mineralleri tüketerek kabuklarını zayıflatıyor. Penguenler ve balinalar gibi yırtıcılar bu canlılara av olarak güvendiğinden, bu durum besin zincirini etkiliyor.
ASİDİK HALE GELECEK
Okyanus suyu karbondioksitin emilmesi sonucu asidik hale gelir. Bu, sudaki PH seviyelerinin azalmasına ve suyun daha asidik hale gelmesine neden olur. İnsan faaliyetleri nedeniyle atmosferde karbondioksit daha fazla bulunuyor, bu da doğanın buna ayak uyduramaması anlamına geliyor. Bu kaçınılmaz olarak okyanusa düşeceği anlamına gelir.
KRİTİK ÖNEME SAHİP
Makalenin ortak yazarı ve CU Boulder Arktik ve Alp Araştırma Enstitüsü'nün (INSTAAR) geçici yöneticisi Nicole Lovenduski, bulguların ayrıntılarını veren bir özette şunları söyledi: "Bulgular, deniz ekosistemi sağlığının gelecekteki evrimini anlamamız açısından kritik öneme sahiptir."
İNSAN KAYNAKLI İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Bulgularına ulaşmak için araştırmacılar, küresel emisyonlar kesilmediği takdirde gelecek yüzyıl boyunca okyanus suyunun nasıl değişeceğini simüle eden bir bilgisayar modeli kullandılar. Bulgular inanılmaz derecede endişe verici. Araştırmacılar ana nedenin insan kaynaklı iklim değişikliği olduğunu belirtti.
DİPTE CİDDİ ASİTLENME OLABİLİR
Makalenin ilk yazarı ve INSTAAR'da araştırma bilimcisi olan Cara Nissen, "İnsan kaynaklı CO2 emisyonları okyanus asitlenmesinin merkezinde yer alıyor. Bu sadece okyanusun üst katmanı değil. Güney Okyanusu kıyısındaki tüm su sütunu, dipte bile ciddi asitlenme yaşayabilir." dedi.
2100 YILINA KADAR ÖNEM ASİTLEŞME
Araştırmacılar biyolojik çeşitliliği korumak amacıyla balıkçılık ve diğer insan faaliyetlerinin kısıtlandığı alanlara odaklandı. Bu alanlar 2100 yılına kadar "önemli asitleşme" görecek. Antarktika'nın okyanusu asitlenmeye karşı daha savunmasız çünkü soğuk su daha fazla CO2 emebiliyor. Ancak Nissen, bu bölgelerdeki okyanus asitlenmesinin potansiyel ciddiyetinin hala şaşırtıcı olduğunu söyledi.
DENİZ SEVİYESİNİ YÜKSELTİYOR
Antarktika'nın yaban hayatı halihazırda iklim değişikliğinden kaynaklanan birçok başka tehditle karşı karşıya. Küresel sıcaklıklar arttıkça birçok hayvana yaşam alanı sağlayan bölgedeki buzlar hızla eriyor. Eriyen buzlar okyanuslara karışarak deniz seviyelerinin tamamını yükseltiyor.
KORUMA ALANI HALİNE GELMELİ
Araştırmalarında bilim insanları, Weddell Denizi'nin bölgedeki en yüksek deniz buzu seviyesine sahip olduğunu keşfettikleri için koruma alanı haline getirilmesini öneriyor. Buz sadece önemli bir yaşam alanı değil aynı zamanda CO2 için bir tampon görevi görerek deniz suyunun atmosferden çok fazla emilmesini önleyebilir.
YÜKSEK ÖNCELİKLİ ÖNEME SAHİP
Nissen, "Sonuç, Weddell Denizi bölgesinin koruma alanı olarak kurulmasının yüksek önceliğe sahip olması gerektiğini gösteriyor. Genellikle açık okyanus üzerinde çalışan bir bilim insanı olarak, Antarktika'nın kıyı bölgelerini, iklim sinyallerinin küresel, derin okyanusa ulaşması için bir kanal olarak düşünme eğilimindeyim. Bu çalışma bana, bu dinamik Antarktika kıyı bölgelerinin de hızlı değişime muktedir olduğunu hatırlattı." dedi.