Atatürk’ün daha önce hiç bilinmeyen fotoğrafları

Osman Şevki Bey’in Kasım ayında vefat eden kızı Ela Uludağ’ın kişisel arşivinden daha önce hiç yayımlanmamış Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafları gün yüzüne çıktı.

Atatürk’ün daha önce hiç bilinmeyen fotoğrafları

Marmara Bölgesi’nin 2 bin 543 metre ile en yüksek dağı olan Uludağ’ı hemen herkes bilir. Fakat ona bu ismi veren Osman Şevki Bey’den pek az kişinin haberi vardır. Osman Şevki, çok yetenekli bir şahsiyet: asker, hekim, tıp tarihçisi, hattat, besteci, yazar ve milletvekili.

 

Atatürk’ün daha önce hiç bilinmeyen fotoğrafları - Resim : 1
Osman Şevki Bey’in kasım ayında vefat eden kızı Ela Uludağ’ın kişisel arşivinden daha önce hiç yayımlanmamış Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafları gün yüzüne çıktı. İkinci kuşak torun İrem Ela Yıldızeli, tarihî resimlerin ortaya çıkışıyla alakalı şunları söylüyor: “Atatürk’ün manevi kızı Nebile İrdelp’e düğün hediyesi için özel olarak yaptırdığı bir büfe var. Nebile Hanım, Nişantaşı’nda büyük dedemlerin komşusu aynı zamanda. Atatürk’ün bu hatırasını bir zaman sonra Osman Şevki Bey sahiplenmiş.”

Söz konusu fotoğrafların büfenin içinden tesadüfen çıktığını belirten Yıldızeli, görsellerle ilgili olarak, “Atatürk’e ait bu resimler, Osman Şevki Bey’in kendi fotoğraf makinasıyla çektiği fotoğraflar. Büyükbabam fotoğrafçılık sanatıyla da epey ilgilenirmiş. Bunları, Atatürk’ün Ankara’ya trenle geldiği sırada kaydetmiş” diye anlatıyor. Osman Şevki Bey’in evrak-ı metrukesinin içinde kültür tarihimize katkı sunacak daha çok belgenin olduğunu kaydeden Yıldızeli, “Büyükbabam uzmanı olduğu hemen her konuda eser vermiş. Babaannem de bunları gözü gibi korumuş, iyi ki de korumuş. Büyük dedemin dünyasına girdikçe, sürprizlerle dolu yeni yerlere seyahat ediyorum.” ifadelerini kullanıyor.

 

Osman Şevki Uludağ kimdir?

Bulgaristan göçmeni Mahmud Efendi’nin oğlu olarak 1889 Bursa’da doğar. 1913’te Askerî Tıbbiye’den 24 yaşında doktor yüzbaşı olarak çıkan Osman Şevki, 10 yıl boyunca cephe cephe gezer. Balkan Harbi, I. Dünya Savaşı derken Millî Mücadele saflarında görev yapar. 1930’da 41 yaşındayken malulen emekliye ayrılır. 1964’te İstanbul’da vefat ettiğinde arkasında Uludağ kadar büyük bir miras bırakır.