HDP kapatma davası için AYM'den flaş adım

AYM Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davada raportör görevlendirdi.

HDP kapatma davası için AYM'den flaş adım

AYM Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından HDP'nin kapatılması istemiyle açılan davada raportör görevlendirdi.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, konuya ilişkin yazılı açıklamasında, siyasi partilerin demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsuru ve toplumun ekonomik, sosyal gelişimine katkı sunmayı amaçlayan kurumlar olduğunu belirtti. Partilerin bu amaçlarını evrensel ve demokratik hukuk kuralları çerçevesinde barışçıl yollarla gerçekleştirmelerinin esas olduğunu vurgulayan Şahin, Anayasa’ya göre siyasi partilerin faaliyetlerinin Anayasa ve kanun hükümlerine uygun sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Anayasa’nın 14. maddesinde, temel hak ve hürriyetlerden hiçbirinin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamayacağının düzenlendiğini hatırlatan Şahin, şunları kaydetti: “Anayasanın 69. maddesinin 6. fıkrasında ve Siyasi Partiler Yasası’nın 103. maddesinde, bir siyasi partinin Anayasa’nın 68. maddesinin 4. fıkrası hükümlerine aykırı eylemlerinden ötürü temelli kapatılmasına, ancak bu nitelikteki fiillerin işlendiğinin ve odak haline geldiğinin AYM’nce tespit edilmesi halinde karar verileceği belirtilmiş, fıkranın devamında da bir siyasî parti; bu nitelikteki fiiller o partinin üyelerince yoğun bir şekilde işlendiği ve bu durum o partinin tüm organlarınca zımnen veya açıkça benimsendiği, yahut bu fiiller doğrudan doğruya anılan parti organlarınca kararlılık içinde işlendiği takdirde söz konusu fiillerin odağı haline gelmiş sayılacağına işaret edilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahip olduğu belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise bu hakların kullanılmasına, ulusal ve kamusal güvenliğin korunması, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla kanunla kısıtlama getirilebileceği ilkesi kabul edilmiştir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi terörün kınanmamasını dahi siyasi partilerin kapatılması için yeterli bir gerekçe olarak kabul etmiştir.”

“Siyasi parti yönetici ve üyeleri demokratik ilkeler çerçevesinde faaliyetlerine devam etmeli, terör örgütleri ile irtibatlı ve iltisaklı olmamalı, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçlamamalıdır” vurgulamasını yapan Şahin, kapatma davasının gerekçesini şöyle özetledi: “Bu bağlamda, Halkların Demokratik Partisi yönetici ve üyelerinin beyan ve eylemleriyle demokratik ve evrensel hukuk kurallarının kabul etmeyeceği şekilde davrandıkları, PKK terör örgütü ve bağlı örgütlerle birlikte hareket ettikleri, örgütün uzantısı olarak faaliyetlerde bulunarak Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve ortadan kaldırmayı amaçladıkları anlaşıldığından adı geçen siyasi partinin kapatılması AYM’nden talep edilmiştir.”