Başkanım sular yok, ooo nambır nambır
-Bugün hangi CHP'li belediyede su yok?
"Tekirdağ"
-Bu hafta su kesintisine devam edecek CHP'li belediyeler:
“İzmir, Çeşme, Uşak, Mersin”
-Risk altındaki CHP'li belediyeler:
"Ankara, Afyon, Bursa"
-Önlem alan CHP'li belediyeler:
"Oooo oooo nambır nambır"
Aradığınız numaraya ulaşılamasa da hepsini tebrik ederim, başarı destanı yazıyorlar.
Buna rağmen yine seçim olsa kazanırlar mı?
Algıyı yönetirlerse evet kazanırlar; ama onlara bu fırsatı vermeyip “sadece hakikati” anlatan yerel adaylar olursa kazanamazlar.
İktidar “doğru adayları” bulursa kaybedilen tüm illerin geri alınmasına kesin gözüyle bakılabilir. Çünkü mevcut belediyeler “hizmet ve gerçeklerle” kazanabilecek pozisyonda değiller.
“SAHTE DİPLOMA, O VAKİT İMAMOĞLU HAKLI”
Yeni bir oyun...
Yeni bir kurnazlık...
Okyanus ötesinden biçilmiş gibi yeni bir plan...
İki gündür, “Ey Hacı Yakışıklı, neden diploma konusunda sessizsin?” diyenler peyda oldu.
Attıkları mesajlara göre yüzlerce kişi sahte diploma almış ve bununla “akademisyen” olan bile varmış.
İyi de kardeşim o vakit diplomalar iptal edilir, gerekli ceza verilir, devlet memuru ise aldığı tüm maaşlar geri alınır.
Sahte diploma alan kim olursa olsun bedelini ödemelidir.
Peki, bu işin “arka planı” var mı?
Bana öyle geliyor ki birileri buradan furya oluşturup, “Herkes sahte diploma almış. O vakit Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı iş normal” demeye getirecek.
Basitsiniz.
İletişim Başkanlığı konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:
“Bazı basın yayın organları ve sosyal medya mecralarında yer alan “400 akademisyenin usulsüz şekilde atandığı” yönündeki haberler, kamuoyunu yanıltmaya yönelik açık bir dezenformasyondur.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla işlem yapılan 220 kişi arasında Türkiye’de hiçbir akademisyen bulunmamaktadır.
Aynı şekilde, Millî Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yapan herhangi bir öğretmen de şüpheliler arasında yer almamaktadır. Sadece bir sürücü kursu eğitmeni ile bir beden eğitimi hocasının adı geçmekte olup, bu kişiler öğretmen statüsünde değildir.
Soruşturma kapsamında 57 sahte üniversite diploması, 4 lise diploması ve 108 sahte sürücü belgesi düzenlendiği tespit edilmiştir. İki kişi dışında, düzenlenen hiçbir diplomanın herhangi bir meslek ifasında kullanıldığına dair bir tespit de bulunmamaktadır.
“400 akademisyenin usulsüz atandığı” yönündeki iddia, dosya şüphelilerinden birinin soyut beyanına dayanmaktadır. Bu ifade dışında herhangi bir somut bilgi, belge veya tespit mevcut değildir.
Türk akademisini ve eğitim camiasını hedef alan bu tür yayınlar, sistematik bir karalama kampanyasının ürünüdür. Nitekim soruşturma da bir dış ihbarla değil, bizzat bir üniversitenin iç denetimi sonucunda adli makamlara yapılan bildirimle başlatılmıştır.
Kamuoyunun manipülasyon amacı taşıyan bu tür içeriklere itibar etmemesi; yalnızca resmi ve doğrulanmış kaynaklardan yapılan açıklamaların dikkate alınması büyük önem taşımaktadır.”
Evet, İletişim Başkanlığı’nın açıklaması bu şekildeydi.
Velev ki 400 değil de 4 bin sahte diploma olsun. Çatır çatır hesabını sorarsınız. Lakin amaç üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca işin aslı değil de “arka planı” dikkat çekiyor.
“AFYON VE UŞAK”
Ak Parti AR-GE ve Eğitim Başkanlığının düzenlediği ve 81 ilde gerçekleşen “Teşkilat Akademisi” programları Ağustos sıcağına rağmen gayet verimli geçerek tamamlandı.
Mevzu “parti” değil, burada bir sosyoloji var.
Muhalefetin başaramadığı şey işte bu!
Hafta sonu Afyonkarahisar ve Uşak’taydım. Bunaltıcı sıcak var... Herkes hafta sonu kaçacak yer ararken partinin teşkilat mensupları, vekilleri, yöneticileri “eğitim salonunda” idi.
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde motive olmuş bir genel merkez ekibi olduğunu ve onların Anadolu'yu ilmek ilmek canlandırdığını gördüm.
Çok samimi söylüyorum, keşke muhalefet partilerimiz de böyle olsaydı, inanın ülke daha çok kazanırdı.
SON SÖZ: Türkiye’nin ana gündemlerinden olan “başıboş sokak köpekleri” sorunu azalmış görünüyor. Acaba hâlâ sahipsiz, tasmasız, ağızlıksız köpekleri sokağa salıp insan hayatını hiçe sayan belediyeler var mı?