Kuraklığa rağmen hasadı tamamlayan çiftçiler, samanın az olması nedeniyle hayvanlarını hasat sonrası tarlalarda otlatıyor. Üreticiler, hem tarım hem de hayvancılığı birlikte sürdürerek kaynakları en verimli şekilde kullanmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
TÜM HASATLARIN KENDİNE ÖZGÜ VAKTİ VAR
Ekim ve kasım aylarında tohumları toprakla buluşturulan buğday ve arpa, haziranda başaklarının sararmasıyla hasat edilmeye başlanıyor.
Temmuza kadar süren hasat çalışmalarının ardından buğday ve arpadan geriye kalan sapların bulunduğu tarlalar, büyük ve küçükbaş hayvanlar için geniş otlanma alanına dönüşüyor.
ÇOCUKLUĞUNDAN BERİ TARIMLA UĞRAŞIYOR
Tarım ve hayvancılık yapan 38 yaşındaki Sadık Yılmaz, çocukluğundan beri tarım ve hayvancılıkla uğraştığını söyledi.
300 dönüm arazisinde buğday, arpa ve mercimek ürettiğini belirten Yılmaz, hasadını sorunsuzca bitirdiğini dile getirdi.
"HAYVANLARIMIZI BUĞDAY TARLALARINA BIRAKTIK"
Bu yıl gerçekleşen tarımsal kuraklığa işaret eden Yılmaz, "Bu sene yağışların az olması nedeniyle şu an kuraklıkla mücadele ediyoruz. 300 küçükbaş ve 10 büyükbaş hayvanım var. Şu an hayvanlarımızı buğday tarlalarına bıraktık. Saman da yaptık ama az oldu. Hasat sonrası tarlada geriye kalan saplarda hayvanları otlatıyoruz." diye konuştu.
Mahmut Yılmaz da hayvanlarını sabahın erken saatlerinde otlatmaya çıkardığını, belirli aralıklarla sulamak için köye getirdiğini ve gece geç saatlere kadar tarlalarda otlatmaya devam ettiğini söyledi.
"BU İKİ MESLEĞİ BİRLİKTE SÜRDÜRÜYORUZ"
"Biçerdöverden arta kalan saplarda hayvanlarımızı otlatıyoruz. Samanın her gramını değerlendiriyoruz, ziyan edilmiyor. Sonuçta burada hem çiftçilik var hem hayvancılık var. Bu iki mesleği birlikte sürdürüyoruz." diyen Yılmaz, hayvancılık ve tarım mesleğinin atalarından kalan miras olduğunu ve bu mirasa sahip çıkmaya çalıştıklarını anlattı.