Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı!

Canse Dere, Melis Sezen ve Cemal Hünal'ın başrollerini paylaştığı Kanal D'nin sevilen dizisi Sadakatsiz'de Volkan karakterine can veren ünlü oyuncu Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı. İşte detaylar...

Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı!

Seyirciyi her Çarşamba akşamı Kanal D ekranlarına kilitleyen sevilen dizi Sadakatsiz reyting rekorları kırmaya devam ediyor. Dizinin hikayesi kadar güçlü kadrosu da, sosyal medyada merak konusu olmaya devam ediyor.

Volkan karakteriyle adından sıkça bahsettiren yetenekli oyuncu Caner Cindoruk'un babası hakkında ortaya çıkan gerçek herkesi şaşırttı. 

Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı! - Resim : 1

“Orhan Kemal Öykü Yarışması”nı kazanan Zafer Doruk'un yıllar önce terlik sattığı ortaya çıktı. Ünlü oyuncu Caner Cindoruk'un ise babasına destek olmak için yanında çalıştığı yıllar sonra anlatıldı. Zafer Doruk, ardından okul kütüphanesinde görev aldı.

Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı! - Resim : 2

Adanalı eski gazeteci Ismet Ramazan Selçuk, Caner Cindoruk'un babası Zafer Doruk'un hakkındaki gerçeği "Geçmiş zaman olur ki" yazısıyla böyle anlattı. 

İşte Cindoruk ailesinin duygulandıran başarı hikayesi...

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ
Yıl 1995… Hürriyet’ten ayrılan bir grup muhabir olarak haftalık Güney Medya Gazetesi’ni kurmuştuk…
Pazartesi günleri yayınlanan gazete, daha ilk sayısından itibaren “ses” getiren “atlatma” haberleriyle dikkat çekmeyi başardı.
Abartmıyorum diğer gazetelerde çalışanlar Güney Medya’nın “takipçisi”, okurlarımız da “tiryakisi” olmuştu. Mesleklerinde uzman geniş “yazar” kadrosu da (Büyük fotoğrafta görüldüğü üzere) kaleme aldıkları konularla Güney Medya’ya ayrı bir lezzet katıyordu.
Bu girişten sonra geleyim esas konuya…
Çukurova Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen “Orhan Kemal Öykü Yarışması”nı o dönem adı henüz ülke genelinde duyulmayan Zafer Doruk kazanmıştı.
İstihbaratı aldım, Öykü Yazarı Zafer Doruk’u buldum. Büyük Sürmeli Oteli önündeki kaldırımda “terlik” satıyordu. Fotoğrafladım, bilgileri toparladım. Bu arada yanında 14-15 yaşlarında kara yağız, yakışıklı bir “delikanlı” vardı. Haberin esas kahramanı “ödüllü öykü yazarı” olduğu için “Yeğenim müsaade edersen terliklerin önünde Zafer Doruk’un fotoğrafını çekeyim” dedim. O da anlayışla karşıladı, kenara geçiverdi. Sonra öğrendim ki, o çocuk Zafer Doruk’un oğluymuş, babasına destek olmak için oradaymış.

Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı! - Resim : 3
Neyse;
“İşportacı Yazar” başlığıyla hazırladığım haber geniş yankı uyandırdı. Yaygın basındaki muhabirler takibini yaptı, konuyu Türkiye geneline taşıdı.
Özel Gönen Okulları sahibi (2000 yılında el değiştirdi, Özel Başkent Üniversitesi bünyesine katıldı) Nevzat Sıkık (rahmetli) Güney Medya’nın iyi okuruydu. Hatta bir gün okula röportaja gittiğimde övgüyle bahsetti, “Güney Medya işyerinde okunmaz, bu nedenle eve götürüyorum” demişti. (Zaten eve girebilen gazete her zaman başarılı olmuştur)

Sadakatsiz'in Volkan'ı Caner Cindoruk'un babası hakkındaki gerçek ortaya çıktı! - Resim : 4
Rahmetli Nevzat Sıkık, (Belki de bir dönem çelik tencere pazarlamacısı olduğu için) “İşportacı Yazar” haberini okuyunca duygulanmış, akabinde Zafer Doruk’a, okulun kütüphanesinde çalışması için teklifte bulunmuştu. Zafer Bey de bir süre sonra hem kütüphanede görev almış, hem de Güney Medya’nın “yazar” kadrosuna katılmıştı. (Kadro derken öyle maaşlı falan değil, gönüllülük esasına dayalı)
Beyin Cerrahı Prof. Dr. Aşkın Karadayı (rahmetli), Ressam Ahmet Akata (rahmetli), Hamide Akata, Ali Hoşfikirer (rahmetli), Dr. Haluk Uygur, Dr. Sabri Yurdakul, Araştırmacı-Yazar Nurettin Çelmeoğlu, Şair Mustafa Emre, Emekli Hakim Tufan Alpat, Demirel Babacanoğlu, Mustafa Öncül, Sefa Sofuoğlu gibi “seçkin” isimlerle birlikte Zafer Doruk da “bila ücret”, o “doyumsuz” yazılarıyla Güney Medya’nın, aranan ve okunan “GAZETE” olmasına çok büyük katkı sağlamıştı.
Şimdi “Konuyu dağıttın, nerelere geldin?” diyenler olacaktır.
Bağlayayım efendim…
Hani, yukarıda “Bu arada yanında 14-15 yaşlarında kara yağız, yakışıklı bir delikanlı vardı. Haberin esas kahramanı “ödüllü öykü yazarı” olduğu için “Yeğenim müsaade edersen terliklerin önünde Zafer Doruk’un fotoğrafını çekeyim dedim” cümlelerini yazmıştım ya…
İşte o çocuk var ya, o çocuk…
Günümüzde; yaş almışların “evladı”, büyüklerin “kardeşi” yaşıtlarının “arkadaşı”, küçüklerin “ağabeyi” genç kızların “sevgilisi”, her hafta evimizin “konuğu”, özel yaşamına dikkat eden, magazin basınına “malzeme” olmayan o çocuk, şimdi ülkemizin vazgeçilmez “ekran” yüzü…
Nasıl kestirebilirdim ki; bilgi, birikimi, yüksek performansı ve üstün yeteneğiyle adını tüm Türkiye’ye duyuracağını.
Nereden bilebilirdim ki; o çocuğun, gelecekte sinema dünyası ve televizyon dizilerinin “yıldızı”, Adana’nın gururu (Şimdi “Yeğenim müsaade edersen” diye hitap edemeyeceğim;) Caner Cindoruk olacağını…