Cevdet Yılmaz'dan enflasyon mesajı: Tek haneli rakamlara indirmek istiyoruz

Malatya'da çeşitli ziyaretlerde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, kademeli ve belli bir süreç içinde enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek istediklerini söyledi.

Cevdet Yılmaz'dan enflasyon mesajı: Tek haneli rakamlara indirmek istiyoruz

Deprem bölgesi Malatya’da gün boyu çeşitli açılış ve ziyaretler gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son olarak Türkiye’nin önde gelen işadamlarının da katıldığı ‘Fikir Sofrası’ programına katıldı.

"TÜRKİYE EKONOMİSİ YÜZDE 5,4 BÜYÜDÜ"

Yılmaz, Türkiye’nin dünya büyümesinden çok daha yüksek bir büyüme hızı ortaya koyduğunu ifade ederek “Dünya geçtiğimiz 20 yılda ortalama yıllık ortalama 3,6 büyürken Türkiye ekonomisi yüzde 5,4 büyümeyi başardı. Ortalamanın 1,8 puan üstünde yıllık olarak büyüme sergilemişiz. Bunun ne önemi var diye düşünenler olabilir. Ama 20 yıl boyunca her yıl bu farkı oluşturuyorsanız, bu kümülatif olarak birikimli olarak çok farklı bir yere götürürüz sizi. Bunu bir 50 yıl sürdüğünüzü düşünün bunun etkileri bambaşka olur. Dolayısıyla dünyada diğer ülkelere fark oluşturan ülkeler aslında küçük marjlarla bu farkları gerçekleştiriyorlar ama uzun vadede istikrarlı bir şekilde devam edebilirseniz bunun büyük farklar oluşturduğunu görüyorsunuz. Türkiye bunu başardı” dedi.

"32 MİLYONA YAKIN BİR İSTİHDAMIMIZ VAR"

Türkiye’nin son 13 yıldır kesintisiz bir büyüme sergilediğini ifade eden Yılmaz, “Çeyreklik bazda baktığımızda da 12 çeyrektir kesintisiz yine bir büyüme içindeyiz. Bir taraftan da ihracatımızı arttırıyoruz, geliştiriyoruz. Bu sene 255 milyar doların üstünde bir ihracat görünüyor. Daha da iyisi inşallah gelecekle başarılacak. İstihdamımız fena gitmiyor Covid’den sonra istihdamını en hızlı toparlayan ülkelerden biri Türkiye oldu. OECD ülkeleri arasında 32 milyona yakın bir istihdamımız var. Kadın istihdamı artıyor, kadınların işgücüne katılımı artıyor. Bir taraftan da tabii ki yeni eğilimler yeni gelişmelerle yeni mesleklerin ortaya çıktığı dijitalleşmeyle yeşil ekonomi kavramıyla birçok alanda politikaların dönüştüğü bir süreçten geçiyoruz. Buralarda bizim reel tarafta ciddi bir başarı ortaya koyduğumuzu çok rahat söyleyebilirim.” ifadelerine yer verdi.

"ÖNCELİĞİMİZ FİYAT İSTİKRARI"

Türkiye’nin ekonomik büyümeden, ihracata, istihdamdan üretime önemli bir başarı ortaya koyduğunu kaydeden Yılmaz, “Sadece son 3 yıla baktığımızda dünya ekonomisi bu 3 yılda yüzde 7 büyüyebilmiş kümülatif. Türkiye ekonomisi yüzde 20 büyümüş reel bazda söylüyor enflasyondan arındırılmış olarak. Dolayısıyla reel tarafta iyiyiz ama finansal tarafta sıkıntılarımız yok mu? Var. Özellikle enflasyonda dünya ortalamalarının oldukça üstünde bir enflasyon sorunumuz var. Şu veya bu sebepten bunun da getirdiği meydan okumalar var. Sıkıntılar var, sorunlar var. Bunları da görüyoruz ve buna dönük olarak da son dönemlerde politikalarımızı öncelikle indirmiş durumdayız. Önümüzdeki dönemin daha çok ağırlıklı birinci önceliği fiyat istikrarı meselesi. Ama fiyat istikrarını sağlarken de diğer dengeleri de gözeterek yapmaya çalışıyoruz. Bir anda enflasyonu düşürebilir misiniz, teorik olarak bence mümkün yani bütün dengeleri alt üst edersiniz ne büyümeye bakarsınız ne istihdam var ne sosyal refaha hiçbir şeye bakmazsanız hiçbir dengeyi gözetmezseniz çok hızlı bir şekilde birtakım büyük toplumsal maliyetlerle sonuçlar elde edebilirsiniz” diye konuştu.

"KAYNAK İSRAFINDAN BAHSEDEMEYİZ"

Kademeli ve belli bir süreç içinde enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek istediklerinin de altını çizen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bunun programını planını yapmış durumdayız. Bir taraftan para politikalarında bir güncelleme yapıldı ve orada merkez bankamız araç bağımsızlığı çerçevesinde gerekli adımları atıyor. Diğer taraftan maliye politikamız da depremin getirdiği büyük yüklere rağmen mali disiplini koruyarak yapısal bir bozulmaya yol açmadan yolumuza devam ediyoruz. Deprem harcamaları tek seferlik harcamalar ve yatırım niteliğinde harcamalar. Dolayısıyla bir taraftan da ülkemizin geleceğine yatırım yapıyoruz aslında. Bir kaynak israfından bahsedemeyiz. 2023 yılında milli gelirimizin yüzde 3’ü 2024’de yüzde 2,5 buçuk oranında sadece deprem bölgesi için merkezi idareden para harcayacağız. Bu da tabii bütçe açığımızı belli bir oranda yukarıya taşıyor. Ama deprem hariç baktığımızda aşağı yukarı orta vadede yüzde 3’ün altında gördüğümüz bir bütçe açığı söz konusu. Mali disiplin noktasında da tavrımızı kararlılığımızı sürdürüyoruz”