Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: Tayyip Erdoğan olarak bunu söylemeye devam edeceğim!

Cumhurbaşkanı Erdoğan 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde konuştu. Erdoğan, "Tayyip Erdoğan olarak faizsiz ekonomi özlemimi gür bir sesle dillendirmeye devam edeceğim. Faize dayalı ekonomik dizamın değişmesi için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. İtirazla yetinmeyecek alternatifleri üreteceğiz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: Tayyip Erdoğan olarak bunu söylemeye devam edeceğim!

İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:

İstanbulumuz'da 3 kıtanın kavşak noktasında 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi münasebeti ile sizleri ağırlamaktan onur duyuyorum.

Özellikle yurt dışından şehrimize teşrif eden misafirlerimizi bu kadim şehri bütün yönleri ile yaşamalarını temenni ediyorum. Ülkenizdeki kardeşlerinize selam götürmenizi istihram ediyorum.

İslami finansın kurucularından Şeyh Salih Abdullah Kamil'i bugün rahmetle anıyorum. Abdullah Salih Kamil kardeşimi de burada tebrik ediyorum.

İŞ BİRLİĞİNİ EN ÜST DÜZEYE ÇIKARMALIYIZ

Müslümanlar olarak dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturuyoruz. Ancak İslami finans 2,5 trilyon dolar seviyesinde. İslam Organizasyonu Teşkilatı üyelerinin dünya ticaretinden aldığı pay yüzde 11 düzeyinde.

İslam alemi olarak aramızdaki ticaret, yatırım finans ve iş birliği imkanını ne üst düzeye çıkarmalıyız. İslam ekinonomisi için stratejiler amacı ile düzenlenen zirvemizde yapılan tartışmaların çok faydalı olduğuna inanıyorum. 3 gün sürecek zirvede birbirinden değerli isimler yer alacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: Tayyip Erdoğan olarak bunu söylemeye devam edeceğim! - Resim : 1

FAİZE DAYALI SİSTEMLE MÜCADELE ETTİK

Faize dayalı bir ekonomik sistemi doğru göremeyeceğimizi ifade ettim. Muhalefet hemen her konuda olduğu gibi bunda da karşımıza dikildi. Kendilerine ezberletilen argümanların ötesine geçemediler, buna cesaret edemediler.

Tayyip Erdoğan olarak faizsiz ekonomi özlemimi gür bir sesle dillendirmeye devam edeceğim. 

Faize dayalı ekonomik dizamın değişmesi için mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. İtirazla yetinmeyecek alternatifleri üreteceğiz.

KATILIM BANKACILIĞINDAKİ ORANI YETERLİ BULMUYORUZ

Dünyada artan eşitsizlikler finansal krizlerin sebep olduğu güven bunalımları bizimle birlikte başkalarını da yeni modeller geliştirmeye teşvik ediyor. Bu nokta İslami ekonomi işbirliği özgün yapısıyla öne çıkıyor. Tüm teşviklerimize rağmen katılım bankacılığının yüzde 8,1 oranında kalmasını biz yeterli bulmuyoruz.

GEMİYİ GÜVENLİ LİMANLARA ÇIKARMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ

Ticaret savaşlarıyla fırtınalı sularda 86 milyonun yolculuk ettiği gemiyi güvenli limanlara çıkarmak için uğraşıyoruz. Komşumuz Suriye 8 Aralık devrimi ile yavaş yavaş istikrara kavuşuyor. Rusya - Ukrayna savaşının sona erdirilmesi için İstanbul'da yeniden görüşmelerin başlaması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNE İLERLİYORUZ

Gazze'de zulmün durması ve ateşkesin tesisi için gayret gösteriyoruz. İçeride Terörsüz Türkiye hedefimize sağlam adımlarla ilerliyoruz. Her şeye karşı çıkan mutlu azınlık dışında siyaset kurumu Terörsüz Türkiye sürecine destek veriyor. Dikkatli sabırlı bir süreç yönetimi ile bu sefer menzile varacağımıza inanıyorum.

ENFLASYONU TEK HANELİ SEVİYELERE İNDİRECEĞİZ

Temel önceliğimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileşmeler kaydettik. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledi. Enflasyonu tek haneli seviyelere indireceğiz.

"OLUMLU SONUÇLARINI GÖRMEYE BAŞLADIK" 

Uygulanan ekonomi politikalarının meyvelerinin alınmaya başlandığını belirten Erdoğan,

"Ekonomi cephesinde 2 yıl dirayetle uyguladığımız, makro ekonomik istikrar ve reform programının olumlu sonuçlarını görmeye başladık. Temel hedefimiz olan enflasyonda gözle görülür iyileşmeler kaydettik. Yıllık enflasyon 11 aydır kesintisiz düşüyor. Nisan ayında son 40 ayın en düşük seviyesine geriledik. Hedefimiz net: Enflasyonu kalıcı şekilde tek haneli seviyelere indireceğiz. Petrol fiyatlarındaki düşüş, hem enflasyonu hem dış açığı aşağı çekiyor. Merkez Bankamızın brüt rezervleri 153 milyar doları aşmış durumda. İstihdam cephesinde de güçlü bir performans var. Mart ayında işsizlik oranı yüzde 7.9'a geriledi. 2005'ten bu yana en düşük seviyeyi gördük. Bununla birlikte emek yoğun sektörleri de yakından takip ediyoruz. Tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde çalışan, özellikle çalışan başına aylık 2500 TL KOSGEB desteği vermeye başladık. Kamu maliyesinde disiplinimizi koruyoruz. Hiçbir boşluk bırakmadan, gözbebeğimiz reel sektörümüzü ihmal etmeden çok boyutlu anlayışla süreci titizlikle yürütüyoruz. Ekonomi yönetimimizin yanı sıra biz de reel sektörümüzün nabzını tutuyor, gerekli tedbirleri alıyoruz. KOBİ'lerimiz için desteklerimizi sürekli güçlendiriyoruz." dedi. 

"YENİ DESTEK PAKETLERİNİ HIZLA HAYATA GEÇİRECEĞİZ" 

Geçtiğimiz hafta KOBİ'lere yönelik açıklanan destek paketini hatırlatan Erdoğan, yeni desteklerin de sinyalini verdi.

Erdoğan, "Ekonomi yönetimimizin yanı sıra biz de reel sektörümüzün nabzını tutuyor, gerekli tedbirleri alıyoruz. KOBİ'lerimiz için desteklerimizi sürekli güçlendiriyoruz. Geçtiğimiz hafta imalatçı KOBİ'lerimizin yatırım ve işletme harcamaları için 30 milyar TL'lik yeni bir paket açıkladık. Ekonomik konjektür ve sektörlerin ihtiyaçlarına göre yeni destek paketlerini hızla hayata geçireceğiz." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE EKONOMİSİ 19 ÇEKTEKTİR KESİNTİSİZ BÜYÜYOR" 

Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: "Geride bıraktığımız 2 yılda, mesafe aldığımız ekonomi programımızı hedeflerimize ulaşana kadar uygulamakta kararlıyız. Bugün açıklanana büyüme rakamları doğru yolda olduğumuzu bir kez daha teyit etti. Türkiye ekonomisi 19 çeyrektir kesintisiz büyüyerek gücünü bir kez daha ispat etti.

"ERDOĞAN KAYBETSİN DE TÜRKİYE BATSIN ANLAYIŞIYLA BİR YERE VARAMAZSINIZ"

Biz Cumhuriyet tarihinin en düşük enflasyon ve faiz oranlarını yakalamış bir hükûmetiz. Böyle bir dönemde 3-5 ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan 'Gezi olayları' olmasaydı Türkiye çok farklı bir konumda olurdu. Gezi ile başlayan 15 Temmuz ihanetiyle iyice şiddetlenen, ülkemize yönelik saldırılar zinciri yakın zamana kadar devam etti. İstanbul merkezli yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına mütakıp sergilenen sokak terörü ve boykot çağrıları da bu çağrıların devamı niteliğindeydi. Ana muhalefet partisi genel başkanının milli markaları hedef gösteren, Türkiye'yi yurt dışına şikayet eden sorumsuz tavrı aslında nasıl bir zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu göstermeye kâfidir.

Hırsları akıllarını esir alanlara şunu hatırlatmak istiyorum; 'Tayyip Erdoğan kaybetsin de gerekirse Türkiye batsın' anlayışıyla hiçbir yere varamazsınız."