Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: 'Ucuz kiralama sürecini başlatıyoruz'

Cmhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı Eğitim Programı'nda açıklamalarda bulundu.Cumhurbaşkanı Erdoğan "Dörtlü deklarasyonun bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni bir kilometre taşı olmasını ümit ediyorum" ifadelerini kullandı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Sosyal konutların bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak, bilhassa dar gelirli ailelerimize rahat bir nefes aldıracağız" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan önemli açıklamalar: 'Ucuz kiralama sürecini başlatıyoruz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şu şekilde: 

Ak Parti Ekonomi İşleri Başkanlığımızın kıymetli mensupları çok değerli yol ve dava arkadaşlarım hanımefendiler beyefendiler sizlerin kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyor. Ankara dışından toplantımızı teşrif eden kardeşlerime hoş geldiniz diyorum.

Yılın tamamında sanayicilerimizden ticaret erbabımıza çiftçilerimizden gençlerimize kadar herkesin tüm vatandaşlarımızın nabzını tutuyoruz 24 yıldır daima milletin rehberliğinde yürüyen, milletle aynı ufka bakan milletin rotasından hiç çıkmayan bir siyasi hareket olarak Ekonomi İşleri Başkanlığımızın rolünü bu bakımdan çok önemli buluyorum.

"MİLLETLE İNATLAŞMA OLMAZ, MİLLETİN RIZASI HİLAFINA İŞ YAPILMAZ"

Bizim prensibimiz 24 yıldır hiç değişmemiştir. Değerli kardeşlerim milletle inatlaşma olmaz milletin rızası hilafına iş yapılmaz. Bugüne kadar ne yaptıysak hep bu hassasiyetle yaptık. Başkaları gibi yukarıdan aşağıya doğru dikte eden değil her kademede istişare eden farklı fikirleri can kulağıyla dinleyen bir yaklaşımla hareket ettik. İnşallah bundan sonra da aynı çizgide siyaset yapmaya devam edeceğiz.

"PEK ÇOK YERDE ENFLASYONUN ENDİŞE KAYNAĞI OLMAKTAN ÇIKTIĞINI SÖYLEYEMEYİZ"

Küresel ekonomi koronavirüs salgını ile yaşadığı şokun etkilerini halen atlatmadı. Ticaret zincirinin kırılan halkaların henüz tam manasıyla onarmadı. Dünyada bir ara son 60 - 70 yılı zirvelerini gören enflasyon ile üretim ve istihdam meselesi bir çok ülkenin başını arıtma devam ediyor. Batılı ülkeler dahil pek çok yerde enflasyonun endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyemeyiz. Nitekim bunun işaretlerini yapılan açıklamalarda yakinen görüyoruz.

Enflasyonla mücadelede belli bir aşama kaydeden ülkeler dahi tedbiri temkinli ve teyakkuz halini elden bırakmıyor tabii bir de buna bizim coğrafyamızda yaşanan sıcak çatışmaları eklemek gerekir.

Aynı şekilde Amerika ile Çin arasında son günlerde tekrar kızışan tarife gerilimi de küresel ekonomi üzerinde ilave bir baskı oluşturuyor. Türkiye olarak işte böyle bir atmosferde hem ülkemizi çatışmalardan uzak tutmaya hem 6 Şubat felaketinin yaralarını sarmaya hem de ekonomide belirlediğimiz hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz.

"SOYKIRIMI DURDURMA NOKTASINDA ÖNEMLİ BİR ADIM ATTIK"

Dün bölgemizin son iki yıldır kanayan en büyük yarası olan Gazze soykırımını durdurma noktasında önemli bir adım attık.

Liderlerle Sharm El Şeyh'te güçlü bir irade ortaya koyduk. Amerikan başkanı Sayın Trump Mısır Cumhurbaşkanı Sayın Sisi, Katar Emiri Şeyh Temim ile birlikte imzaladığımız dörtlü deklarasyon bölgemizde kalıcı barışa giden yolda yeni 1 km taşı olmasını ümit ediyorum.

Hamdolsun, bugün Gazze’de buruk da olsa çocukların yüzleri gülüyor. Yardım görevlileri hamdolsun şükür secdesi yapıyor. Anneler, iki yıl sonra ilk defa çocuklarını sokağa, yukarıdan bomba yağar korkusu olmadan, gönderebiliyor. Sadece bunları görmek bile bizim için büyük bir bahtiyarlıktır.

Şimdi hep beraber Filistin’in yaralarını sarmamız, Gazze’yi yeniden ayağa kaldırmamız ve Gazzeli kardeşlerimize can suyu olmamız gerekiyor.

Türkiye olarak bunun için çalışacak, bu anlayışla sürecin her aşamasını yakından takip edeceğiz. Filistinli kardeşlerimizin istikbali için bu süreci sabırla, basiretle, dirayetle ve suhuletle yönetmeye gayret edeceğiz.

Arzumuz, dün atılan anlamlı adımın kalıcı ve adil bir barışla taçlanmasıdır.

Hiç şüphesiz bunun tek yolu da 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulmasıdır. İnşallah o güzel günleri de göreceğimize tüm kalbimle inanıyorum.

'ÖNCELİĞİMİZ HAYAT PAHALILIĞINI SORUNUNU ÇÖZMEK'

2023 seçimleri sonrasında uyguladığımız ekonomi programının etkilerini görmeye başladık. Enflasyon başta olmak üzere birçok alanda kayda değer sonuçlar aldık.

Şüphesiz önümüzde kat etmemiz gereken daha çok mesafe var. Hep söylediğim gibi, bizim birinci önceliğimiz hayat pahalılığı sorununu kökten çözmektir.

Kuraklık, zirai don ve bölgesel krizler gibi kontrolümüz dışındaki engellere rağmen hedeflerimize ulaşmakta kararlıyız.

Depremin yaralarını hızla sarmaya devam ediyoruz. Bugüne kadar kamu olarak cari fiyatlarla 3,6 trilyon liralık, yani yaklaşık 90 milyar dolarlık harcama yaptık.

"UCUZ KİRA SÜRECİNİ BİZ BAŞLATACAĞIZ'

Geçen ay Malatya’da, 304 bininci afet konutumuzun anahtarını hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2025 yılı sonunda da toplamda 453 bin bağımsız bölümü teslim ederek deprem bölgemizi inşallah ayağa kaldırmış olacağız.

Bu harcamaları önceliklendirirken mali disiplinden ödün vermiyoruz. Hâlen yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatlarıyla ilgili de çok önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Yani vatandaş gelsin, kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün, buna artık fırsat vermeyeceğiz.

Devlet, bu sosyal konutları kendisi kiraya vererek inşallah samimi bir şekilde uygun fiyatlı kiralama sürecini başlatacak. “Yüzyılın Konut Projesi” adını verdiğimiz bu çalışmayla, 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz.

Projemizde; şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, üç çocuğu olan ailelerimize, engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Yine bu projemizle, Türkiye’de ilk kez kiralık konut uygulamasını TOKİ’miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz.

Sosyal konutların bir kısmını vatandaşlarımıza uygun şartlarla kiralayacak, bilhassa dar gelirli ailelerimize rahat bir nefes aldıracağız. Konut projemiz sadece sosyal politikalarda değil, enflasyonla mücadelede de elimizi güçlendirecek; tek haneli enflasyon hedefine ulaşmamıza katkı sunacaktır.

Ekim ayı sonunda inşallah buraya doğru projemizin detaylarını milletimizle paylaşacağız.

"MİLLÎ GELİRİMİZ, YILLIKLANDIRILMIŞ BAZDA 1,5 TRİLYON DOLARA YAKLAŞTI"

Burada şu hatırlatmayı da yapmak durumundayım: Hükümetimizin, üretimi, yatırımı, istihdamı ve ihracatı merkeze alan büyüme politikasında hiçbir değişiklik söz konusu değildir. Küresel ekonomideki belirsizliklere, ticaret ortaklarımızdaki düşük büyüme oranlarına rağmen Türkiye ekonomisi büyümesini sürdürmektedir.

2025’in ilk yarısında yıllık büyümemiz %3,6 olarak gerçekleşti. Millî gelirimiz, yıllıklandırılmış bazda 1,5 trilyon dolara yaklaştı. 

Üretim cephesinde, zirai dona bağlı olarak daralan tarım sektörü hariç tüm sektörlerde katma değer artışı oldu. İmalat sanayimiz, son 12 çeyreğin en yüksek performansını sergiledi.

İşsizlik oranımız 28 aydır tek haneli seviyelerde. Bütün bunları umut verici rakamlar olarak görüyoruz. Ama bu süreçte reel sektörümüzün talep ve beklentilerine de kulaklarımızı asla tıkamıyoruz.

Şunu açıkça ifade etmek isterim ki yaşanan her türlü sıkıntının, her türlü ihtiyacın, karşılaşılan her türlü zorluğun farkındayız. Ekonomik istikrar programımıza halel getirmeden bu talepleri karşılamaya büyük önem veriyoruz.

Hükûmet ve siyaset kurumu olarak bizim asli görevimiz, sorunlara çözüm bulmaktır. 23 yıldır hep bunu yaptık. Bundan sonra da çözüm üreten biz olacağız. Bu süreçte sizden gelen bilgilerin ve sizin yapacağınız bilgilendirmelerin son derece mühim olduğunu tekrar hatırlatmak istiyorum.

Bu kadroya inanıyor ve sonuna kadar güveniyorum. Allah’ın izniyle Türkiye’yi başarıdan başarıya koşturacak, Türkiye’ye yeni rekorları, yeni sevinçleri, yeni heyecanları sizlerle birlikte yaşatacağız.

"MİLLETİMİZ, MUHALEFETİN “EKONOMİYİ DURDURMA” ÇAĞRILARINA PRİM VERMEDİ"

İktidar olarak karşımızda sadece küresel ve bölgesel sınamalar yok. Bunlarla birlikte Türk ekonomisine çelme takmaya adeta ahdetmiş bir ana muhalefet partisi de var.

Yolsuzluk operasyonları başlayınca, Beytülmale çöreklenmiş yankesicileri yargıdan kurtarmak için  “boykot” diye bir şey uydurdular. Kendilerine destek vermeyen hangi marka, kurum, şirket, basın-yayın kuruluşu varsa hepsini bu boykot torbasının içine doldurdular. Mitinglerinde bu markaları yuhalatmaktan, hedef göstermeye kadar akıl ve vicdanla bağdaşmayan her şeyi yaptılar. Fakat ne yaptılarsa muvaffak olamadılar. Ülkemiz genelindeki boykot çağrıları, diğer bütün işleri gibi, yine ellerinde patladı.

Milletimiz, bunların önünü arkasını düşünmeden yaptıkları “ekonomiyi durdurma” çağrılarına prim vermedi. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları, millî markaları tehdit edip haraca bağlamakmış. Suç örgütleriyle haşır neşir ola ola iyice onlara benzemeye başladılar.

 "TEMENNİMİZ, CHP’NİN YAŞADIĞI BU KİMLİK BUNALIMINI BİR AN ÖNCE AŞMASIDIR"

Milletimiz artık bunların siyasi parti mi, mafya mı olduğunu karıştırır oldu. Öyle ya, önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olur mu? Kendisine destek vermeyen herkesi tetikçilerine linç ettiren bir siyasi parti olur mu?

Sayın Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybediyor. Daha önce de söyledim: CHP yönetilmiyor. Dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor.

Kaptanın ise ne gemi umurunda, ne yolcular. O, boş işlerle, boş gündemlerle günü kurtarmanın derdinde. Rakibimiz de olsa biz, kimsenin böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Tam tersine biz, rakiplerimizin kalite ve kalibremize uygun olmasını isteriz. Temennimiz, CHP’nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır.

Değerli kardeşlerim, kimlik bunalımının yansımalarını sadece ekonomi politikalarında değil, dış politikalarında da görüyoruz. Yurt dışına gidince, yabancılara kendi ülkelerini şikâyet etme alışkanlığını bir türlü bırakamadılar.