Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumunda konuştu: Her türlü yolu denediler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur Konferans Merkezi'nde gerçekleştirilen Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumunda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuala Lumpur Zirvesi açılış oturumunda konuştu: Her türlü yolu denediler

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı konuşmada "İçerde ve dışarda Türkiye'yi susturmak, sesini kısmak için iftira, darbe, ekonomik terör dahil her türlü yolu denediler. Allah'a hamdolsun bunların hiçbirisine boyun eğmedik, eğmiyoruz, eğmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı tarihinde ilk defa üst düzey Kamu ve Özel Sektör Yatırım Konferansı ile Sosyal Gelişim Bakanları Konferansı'na ev sahipliği yaptıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ancak bu dönemde İslam dünyasının sessizliğinden, Müslümanların ataletinden, parçalanmışlığından beslenen çevreleri ise çok ciddi rahatsız ettik. Ülkemizi terörle sokak olaylarıyla dize getirmeye çalıştılar. Besleyip büyüklükleri FETÖ'cü taşeronları ile bizi yolunuzdan vazgeçirmek istediler. Uluslararası medyadaki kiralık kalemleri ile ülkemize ve şahsıma iftira attılar. Teröristlere onbinlerce tır ve uçak dolusu silah vererek, ülkemizi terör koridoruyla kuşatmaya kalktılar. İçerde ve dışarda Türkiye'yi susturmak, sesini kısmak için iftira, darbe, ekonomik terör dahil her türlü yolu denediler. Allah'a hamdolsun bunların hiçbirisine boyun eğmedik. eğmiyoruz, eğmeyeceğiz."

Kendilerini susturmaya çalıştıkça ısrarla Filistin, Gazze, Arakan, Libya, Somali, Suriye dediklerini vurgulayan Erdoğan, "Onlar üzerimize geldikçe biz daha gür bir sesle 'Dünya 5'ten büyüktür' diyoruz. Onlar bizi bölmeye, parçalamaya çalıştıkça kardeşliğimize çok daha sıkı bir şekilde sarılıyoruz. Terörü meşrulaştırma çabalarına inat hiçbir ayrım yapmadan tüm terör örgütleriyle mücadele ediyoruz. Nasıl Müslüman katili DEAŞ'lı canilere Suriye'yi dar etmişsek, PKK/YPG'li teröristleri de tek tek işgal ettikleri yerlerden çıkarıyoruz." ifadelerini kullandı.

Ekonomik bağımsızlığı tahkim edecek, milli paralarla ticaret gibi stratejik projelere ağırlık verdiklerine de işaret eden Erdoğan, "İnşallah bundan sonra da Müslümanlar kardeştir inancı ile mücadelemizi sürdüreceğiz." dedi.

"Potansiyelin çok altında rakamlarla karşı karşıyayız"

Ticaretten siyasete, dış politikadan savunma sanayi ve teknolojiye kadar hemen her alanda potansiyellerinin çok altında rakamlarla karşı karşıya olduklarını vurgulayan Erdoğan, İslam ülkelerinin dünya ekonomisindeki toplam payının yüzde 10'u dahi bulmadığını anlattı.

En zengin İslam ülkesi ile en yoksulu arasındaki gelir farkının 200 katı aştığına dikkati çeken Erdoğan, "İslam ülkeleri küresel petrol rezervlerinin yüzde 59'una, doğalgaz rezervlerinin ise yüzde 58'ine sahiptir. Ancak buna rağmen 350 milyon kardeşimiz aşırı yoksulluk şartlarında hayatta kalma mücadelesi veriyor." ifadelerini kullandı.

Dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların küresel sağlık harcamalarındaki payının sadece yüzde dört olduğunu belirten Erdoğan, dünya genelinde okuryazarlık oranı yüzde 82,5 iken bu oranın İslam dünyasında yüzde 70 civarında seyrettiğini, İslam ülkelerinin milli gelirlerinin yalnızca 3,7'sini eğitime ayrılırken diğer ülkelerin ortalama yüzde 4,8'ini tahsis ettiğini aktardı.

Şu an dünya genelinde yaşanan çatışmalarda ölenlerin yüzde 94'ünü Müslümanların oluşturduğunu, halihazırda dünyada satılan her 3 silahtan birinin Ortadoğu'ya gittiğini ifade eden Erdoğan, Müslümanların çoğu zaman basit sebeplerle birbirine kurşun sıkarken, kaynaklarını eğitim, sağlık, araştırma-geliştirme yerine silahlanmaya ayırırken zenginleşenlerin Batılı silah tüccarları olduğunu bildirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Az önce izledik yapay zekanın, kuantum bilgisayarlarının, robotik teknolojilerin konuşulduğu bir dönemde ne yazık ki biz enerjimizi iç kavgalarla heba ediyoruz. Yüz milyonlarca Müslüman'ın sorumluluğunu taşıyan liderler olarak hiçbirimizin bu tablodan mutmain olmadığını biliyorum. Ancak biz her zorlukla beraber muhakkak bir kolaylığın olduğunu müjdeleyen bir dinin mensuplarıyız. Biz 'Kıyametin kopacağını bilseniz bile elinizdeki fidanı dikin' buyuran Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın ümmetiyiz. Ümitsizliğe kapılmak, yeise düşmek, karamsar olmak bize yakışmaz. Şartlar ne olursa olsun, ne kadar zor olursa olsun alemlerin Rabbi'nden ümit kesilmez. Zira her kriz beraberinde mutlaka fırsatları da getirir. Şayet biz bir olursak, beraber olursak, kardeş olursak, geçmiş yerine geleceğe odaklanırsak Allah'ın izniyle rahmet kapıları önümüzde açılacaktır. Unutmayalım 'birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır' emrine mütenasip şekilde saflarımızı daha da sıklaştırmalıyız. Sürekli sorunları konuşmak yerine bunlara deva olacak çözüm önerilerine yoğunlaşmalıyız. Potansiyelimizi harekete geçirecek, birbirimizin eksikliğini giderecek projelere ağırlık vermeliyiz."

.Savunma, enerji, ileri teknoloji, finans başta olmak üzere stratejik önemi haiz alanlarda iş birliğini daha da ilerletmeleri gerektiğini belirten Erdoğan, milli paralarla ticaretten yatırımlara, zekat müessesesinin ihyasından israfının önlenmesine, çevreden eğitime, sağlığa, turizme kadar kısa süre içerisinde atılabilecek pek çok adım olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah toplantımızın bundan sonraki bölümünde bu konulardaki somut önerilerimizi sizlerle paylaşacağız. Rabbim bizleri Kur'an-ı Kerim'in aydınlığından, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam'ın kutlu yolundan ayırmasın diyorum." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi ve ev sahipliği için Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed ve Malezya halkına teşekkür etti.