Game of Thrones, muhalefet oyunlarında son perde!

0:00/ 0:00

Muhalefette büyük "taht kavgaları" yaşanıyor!

Recep Tayyip Erdoğan'a "diktatör" diyenler defalarca seçim kaybetmelerine rağmen "koltuklarını" koruma derdine düştüler!

Oysa vaat ettikleri hiçbir şey olmadı!

Bakanlık bölüşmeler, cumhurbaşkanı yardımcısı atamalar falan derken seçmenleri oyaladılar!

Defalarca söyledim; bunlar tamamen "tabanı konsolide etmek" için yapılan toplantılar, buradan netice alınamaz!

Ve netice alınamadı!

Hâl böyleyken pek bir "öz eleştiri" görmedik!

"Japonya'da ufak bir hata yüzünden Bakan istifa etmiş, ah ah bizim ülkemizde neden yok?" diyenler birdenbire sus pus oldu!

"TAHT KAVGALARI 1. BÖLÜM"

Saadet, Gelecek, Deva partileri kendilerini "kaybeden" olarak görmüyor!

Oysa “6 genel başkanın” hiçbiri milletvekili olamadı!

Hiçbiri “bakan” olamadı!

Hiçbiri “cumhurbaşkanı yardımcısı” olamadı!

CHP'nin stepnesi olarak TBMM'ye girdiler, sonra CHP'yi birer birer terk ettiler!

Ah be dostlar!

Bunların "yol ve dava arkadaşlığı" buraya kadarmış!

Ahmet Kaya’nın;

 "Önce dişlerimiz döküldü,

sonra saçlarımız,

ardından birer birer arkadaşlarımız" şarkısındaki gibi oldu!

Artık hep beraber Zagrep Radyosu’nda Lili Marlen Türküsü dinlerler!

Yahut Özdemir Asaf’ın;

“Geliyorum bekle dedi, gitti;

ben beklemedim, o da gelmedi;

ölüm gibi bir şey oldu;

ama kimse ölmedi” şiirindeki gibi!

Şiir ve orkestra gibi başladıklarını zannedenler, birer “düttürü konçertosu” olduklarını anlamış mıdır?

Bazıları zaten biliyordu değil mi?

Bakın şimdi, Gelecek ve Saadet Partisi TBMM’de “grup kurmak” için birleşme çalışmaları yapıyorlar. Eş Başkanlar gibi Temel Karamollaoğlu ve Ahmet Davutoğlu birer hafta değişimli “Meclis Konuşması” yapacaklar. Ayrıca TBMM’deki komisyonlara üye de verebilecekler!

CHP nerede?

Atilla İlhan’ın “Ne kadınlar sevdim, zaten yoktular” şiirinde olduğu gibi efendim; CHP zaten yoktu!

"GAME OF THRONES 2. BÖLÜM"

HDP'de değişen bir şey yok! “Doğal bir liderlik” olmadığı ve kendi iradeleri tam olarak tecessüm etmediği için oradaki "Eş Başkanlık" değişiminin hiçbir önemi yok!

Hatta tüm vekiller A'dan Z'ye değişse önemi yok!

HDP kendi kendine kapanma kararı alıp yeniden kurulsa da fark etmez!

Üzerlerinde PKK'nın eli olduktan sonra tıpkı Mustafa Destici’nin dediği gibi; “Ha Pervin Buldan ha Murat Karayılan!”

HDP’yi kurtarırsa yine hükümet ve TSK kurtarır! PKK terörü biterse belki HDP de normalleşir; aksi takdirde HDP yöneticileri açısından gökyüzünün altında değişen hiçbir şey olmaz!

"GAME OF THRONES 3. BÖLÜM"

Geldik en heyecanlı bölüme; CeHaPe…!

Kemal Bey "yenildik ama ezilmedik" modunda!

Ekrem İmamoğlu "delegelerden" isyan bayrağı açmalarını istiyor!

"Siz kazan kaldırın, ben arkanızdan gelirim" havasında!

Oysa “gerçek lider” önce kendi ortaya çıkar, şöyle bir yürür ve millet ona; "Sen yürü, millet yürüsün arkandan" der!

Ama işte kardeşim herkes bir Recep Tayyip Erdoğan olamıyor ki!

Kemal Kılıçdaroğlu istifa eder mi?

Şu aşamada mümkün değil?

17 kişilik MYK’nın tamamını değiştiremedi bile, 60 kişilik Parti Meclisi olduğu gibi kendisine ait, bin 300 küsur delegeyi kendi belirledi! Ama çok özgürlükçü, eşitlikçi ve demokrat!

Çav bella çav çav çav...!

Böyle buyurdu CHP’nin 13.katı...!

"GAME OF THRONES SEZON FİNALİ"

Bu işin finali yine Başkan Erdoğan da bitecek!

Muhalefeti de yine o dönüştürecek!

Coming soon!

Pek yakında...!

SON SÖZ: Biliyorsunuz Millet İttifakı dağıldı, masa bozuldu. İyi Parti yerel seçimlerde ittifak şartı olarak, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin “CHP” logosu altında değil “İyi Parti” logosu altındaki bir belediye olması isteniyor. Yani İyi Parti İstanbul’da, CHP Ankara’da aday göstermezse belki yerel seçim ittifakı kurulabilir. Bu ittifakta sadece CHP-İyi Parti olacak, diğerleri olmayacak.