Türkiye'de ayı popülasyonunda yaşanan artışın ardından artık neredeyse hemen hemen her ilimizde ayılara rastlamak mümkün hale geldi. Geçtiğimiz hafta ise ayılar Antalya, Muğla, Isparta'da evlere bile girmeye çalıştı. Aç ayılar, bu kez de Hakkari, Van, Şırnak, Bitlis ve Siirt'in başına bela olacak gibi duruyor.
Yüksekova’ya 56 kilometre uzaklıkta bulunan Dağlıca köyündeki yol şantiyesi, ayıların uğrak adresi oldu. Birçok gece şantiyeye inen ayılar, tedirginliğe yol açıyor.
Karanlığın çökmesi ile şantiyeye gelen ve orada bulunan çöp kovalarında yiyecek arayan ayılar, karnını doyurduktan sonra kayboluyor.
Şantiye çalışanlarından İskender Pertev, ayıların birçok akşam şantiyeye geldiğini söyleyerek, “Hava kararınca ayılar gelmeye başlıyor. Bazen bir tane ayı bazen birden fazla ayı oluyor.
Onlara zarar vermiyoruz ama bazen bize zarar vermelerinden çekiniyoruz. Çoğu zaman dışarıya, hava almaya çıkamıyoruz” ifadelerini kullandı.
Zeynel Ayvalık isimli çalışan ise gece olunca ayılar karnını doyurmak için şantiyeye indiğini söyleyerek, “Burada bulunan çöp kovasını karıştırıp yiyecek arıyorlar. O kadar alışmışlar ki direkt çöp kutusuna yönelip yiyecek bulduktan sonra çekip gidiyorlar.
Çoğu zaman biz de onlara yiyecek bırakıyoruz, dışarı çıkarken de onlara denk geliyoruz. Çok şükür bize daha zarar vermediler ama açıkçası tedirgin olduğumuz anlar oluyor.
Bazen ses çıkararak, bağırarak onları uzaklaştırmaya çalışıyoruz. Tek temennimiz kimseye zarar vermemeleridir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de özellikle Doğu ve Batı Karadeniz başta olmak üzere Doğu Anadolu Bölgesi’nde de sıkça görülmeye başlayan ayılara yönelik adım atılması gerektiğini belirten Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, “Ülkemizde ayı sorunu yıllardır mevcut bir sorun. Giderek artıyor. Bu sorunun çözümüne yönelik önerimiz var. Ancak her şeyden önce bu önerilere kulaklarını tıkamamaları gerekiyor. İyiye doğru değil, sürekli kötüye doğru giden bir gidişat var. Yasal olarak ayı koruma altında, sürekli artıyor. Bir ayı yavrusuna sadece diğer büyük yırtıcılar zarar verebilir.
Ama rekabet ayıyı önlemeye, perdelemeye yetecek bir rekabet değil. Ülkemizde besin kaynakları artıyor. Ayı bitkisel beslenen bir hayvandır, ancak et bulduğunda bunu kulak arkasına atmaz. Hem et hem de ot yiyebilen hayvandır. Bu sefer insanların kendisine de zarar verebiliyor. Yılda ortalama 2 insanımızın ölümüne sebep olan, birçok yaralanmaya da sebebiyet veren, ayrıca maddi zararlara da konu olan ayı ile ilgili maalesef çözüm noktasında attığımız hiçbir adım yok. Biz sadece önlemeye yönelik işte arı kovanları şu şekilde korumaya alın, bahçelerimizin etrafını şu şekilde elektrikli telle çevirelim, grup halinde yürüyüş yapalım, bunları anlatıyoruz ama bunlar ayı sorununu azaltıcı şeyler değil” dedi.
Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin bazı bölgelerinde ayı popülasyonun dünya ortalamasının üzerinde olduğunu kaydeden Başkaya, “Ayının her yıl 2-4 arasında yavrusu oluyor. Büyük bir ihtimalle bunların bir tanesini büyütüyor, yani sürüye katıyor. Ayılar her yıl böyle birer ikişer yavru büyütürse popülasyon iyice dolup taşıyor. Bugün Türkiye’de dünya ortalamasının üzerinde diyebileceğimiz ayı popülasyonuna sahip yerlerimiz var. Doğu ve Batı Karadeniz’de, Doğu Anadolu’da önde olan yerlerimiz var. Türkiye’nin diğer bütün bölgelerinde de ayı popülasyonları var fakat çok yüksek olduğu yerlerden bahsediyoruz. Biz çok yüksek olduğu yerlerde önlem almazsak elbette insanımız bununla karşılaşacak. Köyler ve yaylalar artık eskisi gibi kalabalık değil. Hayvancılık yapan yok.