İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla konuşmasını anlattı: Beni aradı ve rica etti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB'de yürütülen 'terör soruşturması'na ilişkin açıklamalarda bulundu. "Anayasanın yetkisini kullandığımız için eleştirildik" diyen Bakan Soylu, teröre karşı hem sahada hem de kamuda mücadele edildiğini belirtti. Öte yandan Bakan Soylu, "İmamoğlu beni arayıp 'CHP Genel Merkezi beni sevmiyor. Bana bu konuda yardımcı olur musunuz?' ricasında bulundu. Ben 'Kanun ne gerekiyorsa onu yaparız' cevabını verdim" ifadelerini kullandı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla konuşmasını anlattı: Beni aradı ve rica etti

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde (İBB( yürütülen 'terör soruşturması'na ilişkin açıklamalarda bulundu.

İşte Bakan Soylu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde: 

Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor. 40 yıldır bu mücadelenin içerisinde yaşanmışlıklar var. Ödediği büyük bedeller var. Dolayısıyla çok büyük tecrübesi var.

"Devlet önlem alır"

Altını çizerek söylüyorum. Dağdaki terörle mücadele ne kadar zorsa, bu o kadar veya ondan biraz daha zordur. Çünkü dağdaki teröristi biliyorsunuz kendisini terörist olduğunu tanımlıyor. Ona terör örgütü tarafından yüklenmiş bir vazife var. Bu sebeple devlet bunun için kendi adına kararlar ve önlemler alır.

Bizim aldığımız Terörle Mücadele Kanunu, 15 Temmuz sonrası çıkan kanunlar, kararnameler. Zaman zaman terörle iltisatlı belediyelere görevlendirmeler yapıldı. Buradan yöneticilere 900 yıla yakın cezalar çıktı.

"Bakanlığımızdan 50 bini aşkın kişi çıkarıldı"

Doğu ve Güneydoğu'da PKK/KCK ile irtibatlı oldukları belediyeler, personeller, soruşturma neticesinde görevden alındılar. İrtibatlı ve iltisaklı olan yaklaşık 165 bin kişi kamudan çıkarıldı. Ve yine bizim Bakanlığımızdan 50 bini aşkın kişi çıkarıldı. Yani devlet PKK, KCK, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ile mücadele ediyor. Hepsiyle mücadele ediyor.

"İmamoğlu beni aradı ve ricada bulundu"

Biz hiç iki yüzlü olmadık. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi kaybedilen itibarı bizlere saldırarak meseleleri demogoji yoluyla anlatmaya çalışanlar boşuna çırpınış içindedirler. Biz samimi insanı yüzünden anlarız. Bundan belli bir süre önce İmamoğlu, saygılarını sunarak beni aramıştır. Bana belli bir konuda "Cumhuriyet Halk Partisi zaten beni sevmiyor, ne olursunuz, bana bu konuda yardımcı olur musunuz?" diye bir ricası da olmuştur. Ama ben "kanun ne gerekiyorsa onu yaparız" dedim ve onu yaptık. 

 İşine geldiği zaman alttan almasını bileceksin diğer taraftan dönüp hakaret edeceksin ve bunu kendine hak göreceksin. Bu iki yüzlülüktür. Böyle bir ikiyüzlülüğe sahip olmadık.

Sabah yaptığı açıklamada terlemiş, sıkıntısından alnını silmek zorunda kalmış, kendine ait kaybettiği itibarı, hizmet yapamadığı için, tarihin en başarısız belediye başkanı olarak nitelendirilen, İETT otobüslerini çalıştırmaktan, çöp toplamaktan yoksun böyle bir belediye başkanı tüm bunları kapatabilmek için buradan bulmaya çalışıyor.

Kamuyu büyük terör örgütlerinden arındırdık

Bu devleti tüm terör örgütlerinden temizlemek ve sızmayı önlemek için ortaya koyduğumuz cansiper bir sonucudur. Zorlu bir sürecin sonucunda Allah'a şükürler olsun kamuyu çok büyük bir şekilde terör örgütlerinden arındırdık. Bu yüzde yüz müdür? Elbette biliyorsunuz ki kriptosu var.

Devlet dediğiniz bir çadır yönetimi değildir. Kimse kusura bakmasın. Kuralları, ilkeleri, anayasası var.

Onlar arzu ediyor ki Ağustos'un sonunda ziyaret ettikleri terör örgütü üyesi olduğu için hapiste yatan Diyarbakır Eski Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve onun gibilere dokunulmasın...

"'Nasıl yalan söylerizin' peşindeler"

Geçen yıldan itibaren biz 1 yıllık bir çalışma yaptık. Bu soruşturmayı 8 kişilik müfettiş heyetiyle yaptık. Bunların içerisinde Maliye Bakanlığı, MASAK'tan kişiler vardı. Birisi çıktı yerinebaşka birisi geldi. Bu da yalan. 8 kişi başladılar ekibin başındaki başmüfettiş insani durumla İzmir'deki tedavisini görebilmek amacıyla işine dönmüş oldu. 7 kişi de aynı şekil işine devam etti. "Nasıl yalan söylerizin" peşindeler. Arif Bey tam 33 yıldır meslektedir. Bu soruşturmaya itiraz ediyorsun da burada söyleyeceğim İETT ile ilgili savcılığa ileticelecek olan milyonlarca yolsuzluğu içeren soruşturmalara niye bugüne kadar en ufak ses çıkarmadın? Çünkü neler yaptığınızı en iyi siz biliyorsunuz. Bizim görevimiz bu soruşturmaları yapmak ve yargıya havale etmektir.

"2-3 gazete yazdırdığın yazıyla sorumsuzluğunu örtemezsin"

Daha önce bir yalan var. Benim bunlarla ne sorumluluğum olabilird diyorsunuz. 2-3 kişiyi işten atan irade kimin iradesiniz. İBB'nin iradesidir. 2-3 kişiyi işten atan irade diğerleri için neden aynı iradeyi göstermemiştir? Hepsini kendi ağzınla söylüyorsun. 2-3 gazeteye yazdırdığın yazıyla sorumsuzluğunu örtemezsin. Biz bugün de güvenlik ve arşiv soruşturması istenirse veririz.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'yla konuşmasını anlattı: Beni aradı ve rica etti - Resim : 1

"Bir soruşturma yok, üç soruşturma var"

Bir soruşturma yok, üç soruşturma var. DİAYDER soruşturması devam ediyor onu niye sormuyorsun? Bir de Belediye içinde yakalanan Şafak Duran'la ilgili soruşturma var. Belediye'ye gassalolarak girip çıkmış. Biz 9 Aralık'ta durumu izah ettikten sonra baktı ki mesele başka yöne gidecek kurmadıkları değerlendirme komisyonunu kurdu.

"Bu terör soruşturmasını açarsanız Gök kubbeyi başınıza yıkarım"

Bütün bunları ortaya koyduktan sonra, esas itibariyle İmamoğlu ne yapmak istedi? Bir önceki mahkemede olduğu gibi alenen yargıyı tehdit etti. Dedi ki: Bu terör soruşturmasını açarsanız Gök kubbeyi başınıza yıkarım. Daha sonra "Ben bu lafı yargıya söylemedim, Süleyman Soylu'ya söyledim" diyebilir. Dil papuç, bunu rahatça yalan söyleyebiliyor.

İmamoğlu'nun paylaşımlarına yanıt

İstanbul'da yardım toplarken yardımla ilgili, bu yardımın kanunlara uygun olmadığını tespi ettikten sonra çok doğal olarak yardım toplanan paralara el konuldu. İBB Başkanı Beni aradı ve dedi ki: CHP zaten bana karşı, hemşehriliyiz ne olur onları bana ezdirme. Hayatı yalan olduğu için elbette bunu söyleyemez. Aramızda bir telefon daha gerçekleşti. Onu da gidip CHP ye şikayet etti. İçişleri Bakanı bana böyle böyle söyledi diye.

"HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım! O zaman biz ahmak oluruz..."

Fikri Karabulut, 2014'te PKK-KCK kırsala katılmış.Ömer Keleş, Nuri Çiçek; İbrahim Doğan, Muharrem Kılıç. Bunlar kim dağdakiler. Bunlar sadece bir kısmı. Biz o zaman görevimizi yapmayalım, işe gitmeyelim. HDP ile anlaşılsın biz de aval aval bakalım! O zaman biz ahmak oluruz, görevimizi istismar etmiş oluruz. Mazlum Şimşek, kardeşi Selim Şimşek 2014'te PKK'ya katıldı.

"DHKP-C'den FETÖ'den birçok isim söz konusu"

Sabah bunları açıklasaydı! HDP, terör örgütü teklif etti deseydi. İnsanlara iftira atmak kolay bir iştir. Bu ülke terörle mücadele ediyor. Biz şehitlerimize, gazilerimize borcumuzu ödeyemeyiz.

DHKP-C'den FETÖ'den birçok isim söz konusu. Ama suçlayınca iftira atabilme kabiliyetine sahip olabiliyorsunuz.Ayıptır, yazık günahtır. 

Hepimizin bir kamu sorumluluğu var, ama bu sorumluluğu anayasa ve kanunlar içerisinde götürüyoruz. Ama siz kibrinizin ve hırsınız mağlubu olursanız yolda giderken adeleti vicdanı, hukukun üstünlüğünü hesap etmezseniz, PKK'lıyı da DHKP-C'liyi de FETÖ'cüyü de doldurursunuz. 

"Bizim görevimiz Türkiye'nin terörden ağzının bir kez daha yanmamasıdır"

Bedeli ne olursa olsun biz bunu öderiz. Bizim görevimiz Türkiye'nin terörden ağzının bir kez daha yanmamasıdır. Hangi hakereti yaparlarsa yapsınlar, hangi bilboardlarda ismimizi ifşa ederlerse etsinler bu devlet büyüktür. 9 Aralık 2021 tarihinde bu konuda Türkiye'ye gerekli bildirimi bulmasaydık, bu belediyeler terör bataklığına dönerdi. 3-5 siyasi hesapla bu ülkenin en önemli kurumları teröre peşkeş çekilmedi.

"Can atıyor aday olmak için"

“Sayın İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini hepiniz biliyorsunuz değil mi. Can atıyor aday olmak için.”