İt ve gizli görüşme

Öncelikle herkesin sandığa ve oyuna sahip çıkması çağrısında bulunmak istiyorum. Sonradan şikayet etmemek, ‘vah vah’ dememek için, neredeyseniz işinizi gücünüzü, tatilinizi bırakıp Pazar günü mutlaka oyunuzu kullanın.

Şöyle bakıyorum da 31 Mart öncesi ile sonrası arasında, özellikle de YSK’nın iptal kararı sonrası, çok büyük fark görüyorum. Bu fark bariz bir şekilde CHP adayı Ekrem İmamoğlu üzerinde kendini hissettiriyor. 31 Mart öncesi süreçte sinirleri alınmış, kucaklayıcı kimliğiyle ön plana çıkan İmamoğlu, ikinci süreçte agresif tavırları ve skandallarla karşımıza çıktı. Önce devletin valisine it dedi. Bununla da kalmadı görüntüler ve sesler çok net olmasına rağmen özür dilemekten kaçtı, “Ben böyle bir şey demedim” diyerek ciddi yara aldı.

Sonra bütün kamuoyunun dikkat kesildiği münazara günü geldi çattı. İmamoğlu ilk bölüm hariç ikinci ve üçüncü bölümde rakibi Binali Yıldırım’ın gölgesinde kaldı. Yıldırım performansıyla kırgın, küskün, artık ne derseniz deyin, seçmen de dahil olmak üzere tabanı konsolide etti. Tam bunlar konuşulurken çok daha büyük skandal patlak verdi. Tarafsızlığı, münazarayı nasıl yöneteceği tartışılan İsmail Küçükkaya ile İmamoğlu’nun otel görüntüleri sızdı. İmamoğlu ile Küçükkaya’nın münazaradan 3 gün önce bir otelde 45 dakika başbaşa görüştükleri belgelendi. Bu görüntülere rağmen İmamoğlu, Küçükkaya ile otelde sadece 3 dakika görüştüklerini söyleyerek yine puan kaybetti.

Tablo çok net ortada. İmamoğlu için 31 Mart öncesi ve sonrası, siyah-beyaz kadar farklı. Görülüyor ki; İmamoğlu bütün planlarını 31 Marta kadar yapabilmiş. YSK’nın iptal kararı sonrasına tabir yerindeyse nefesi yetmedi. Bu durum siyasette 1 günün bile ne kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtladı. Yaşananların sandığa nasıl yansıyacağını Pazar akşamı hep birlikte göreceğiz. 

Son söz olarak; Pazar günü sandığa gidip oyumuzu kullanalım, bu işi bitirelim ve şu kasvetli seçim ortamından bir an önce kurtulalım. Unutmayalım ki sadece İstanbul’a belediye başkanı seçiyoruz. Kim seçilirse seçilsin saygı gösterelim. Ülkemizin önünde çok ciddi sorunlar var. Seçimi alnımızın akıyla, demokrasi şöleni şeklinde tamamlayıp bu sorunlara odaklanalım.