Kılıçdaroğlu istifa etmemeli

0:00/ 0:00

Her ne kadar yine mağlup olduysa da… Her ne kadar yol arkadaşlarını yanlış seçtiyse de… Her ne kadar yanlış stratejiler izlediyse de… Her ne kadar Kandil’den gelen desteklere ses çıkarmadıysa da… Her ne kadar hesap uzmanlığını kullanamadıysa da…

Kemal Bey istifa etmemelidir… 

Kaç gündür onun penceresinden bakmaya çalışıyorum… 

Gördüğüm tablo korkunç… 

Önce “O benim evladım, onunla aramızda baba oğul ilişkisi var” dediği Ekrem İmamoğlu hiç vakit kaybetmeden mesajlar vermeye başladı… 

Adama sormazlar mı “Bu nasıl evlat” diye… 

Ardından CHP’nin ağır isimleri Kemal Bey’e “Yeter artık” demeye başladı… 

Altılı Masa ortakları boş durur mu? 

Teker teker yalnız bıraktılar Kemal Bey’i… 

DEVA’sı, Gelecek Parti’si, İYİ Parti’si, Saadet’i, Demokrat Parti’si… 

Peki CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na güzelleme yapan gazetecilere ne demeli? 

“Beş benzemez bir araya geldi, buradan bir şey çıkmaz” dediğimizde, ağızlarından köpükler saçarak “Büyük fırsat, Kılıçdaroğlu büyük iş yaptı, demokrasi budur” naraları atanlar daha ertesi gün “Kılıçdaroğlu istifa” sloganları savurmaya başladı… 

Hani Altılı Masa çok iyi bir stratejiydi? 

Meral Akşener’i bir kenara bırakıyorum… 

Kemal Bey, “Süleyman Şah Türbesi’ni getireceğim” dedi, götüren Ahmet Davutoğlu ile oturdu… 

Kemal Bey, “Ülkenin ekonomisini ne hale getirdiler” dedi, ekonomiyi o hale getiren Ali Babacan ile oturdu… 

Kemal Bey, CHP’nin yıllarca “Madımak’ın katili” diye suçladığı Temel Karamollaoğlu ile oturdu… 

İşte bu yüzden bu strateji yanlıştı… 

Ancak seçim öncesi Kılıçdaroğlu güzellemesi yapanlar, seçim sonrası bu gerekçelerle Kemal Bey’i istifaya davet etmeye başladı… 

“Bangır bangır geliyoruz, bavullarınızı toplayın” tehditleri savuranlara sesleniyorum! 

Sizin hiç mi payınız yok bu yenilgide? 

Siz niye gereğini yapmıyorsunuz? 

Dediğim gibi Kemal Bey’in penceresinden bakmaya çalışıyorum ve kararımı veriyorum… 

İstifa etmiyorum…