Korona virüsle savaşan doktor yaşananları anlattı: Ağlayarak yalvarıyorlar...

Bir günde 368 insanın can verdiği İtalya'da korona virüsle savaşan doktorlardan biri sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Yaşlı hastalar ölmeden önce ağlayarak bize yalvarıyorlar. Ölmeden önce bilinçlerini kaybetmiyorlar, komaya girmiyorlar" ifadelerini kullandı.

Korona virüsle savaşan doktor yaşananları anlattı: Ağlayarak yalvarıyorlar...

İtalya'da, korna virüsü ile mücadele eden bir doktorun Facebook hesabına yazdıkları dünya çapında viral oldu. Kuzeydeki Bergamo kentinde görev yapan Dr. Daniele Macchini, hastanede yaşananları savaşa benzetiyor ve muharebelerin gece gündüz kesilmeden sürdüğünü belirtiyor.

Korona virüs salgınına grip denilmesine şiddetle karşı çıkan İtalyan doktorun mesajında tüyler ürperten detaylar var.

İşte doktorun yazdıkları: "Yaşlı hastalar ölmeden önce ağlayarak bize yalvarıyorlar, en yakınları ile vedalaşmak için. Yakınları ile kamera aracılığıyla vedalaşıyorlar.

Ölmeden önce bilinçlerini kaybetmiyorlar, komaya girmiyorlar: Can çekişiyorlar, boğuluyorlar, her şeyin farkındalar… Genelde karı koca aynı gün ölüyorlar. Çocukları torunları uzaktalar.

Bu hastalık gripten çok çok daha ağır geçiyor. İnanın çok çok daha farklı. Lütfen ona grip demeyin. Alakası yok. Hastalar en az 7 gün 10 gün evde kalıyor, kimseye bulaştırmak istemiyorlar. Ateşleri çok yüksek. Ağırlaşınca geliyorlar çünkü artık dayanamıyorlar boğulma hissine. Nefes alamıyorlar. Oksijene ihtiyaçları var.

Erken ya da geç hastaneye gelmeleri hiçbir şey değiştirmiyor. Son aynı son… Yaşlılar dayanamıyor. Hemşirelerin gözlerinden yaşlar akıyor. Herkesi kurtaramıyoruz. Farkındayız. Hayati fonksiyonları düşük olanların sonu belli.

Makineler yalan söylemiyor. Çok acil yeni yataklara ihtiyacımız var. Ağırlaşanlar çok fazla. Hastanelere akın akın geliyorlar. En ağır hastaların isimleri kırmızı ile yazılı. Ki artık baksa bir renk yok!

Yaygın Pnömoni, çift taraflı. Lütfen söyleyin, hangi grip bu trajediye sebep olur? Grip bu kadar bulaşıcı değildir ve çok nadir pnomoniye dönüşür. Bu virüs ise çok farklı. İnanılmaz bulaşıcı ve inanılmaz ağır seyrediyor belirli bir grup için.

Bütün hastaların evrakları üzerinde ayni şikâyetler yazılı. 'Yüksek ateş. Nefes darlığı. Öksürük. Boğulma hissi.' Çoğu yoğun bakımda. Bazıları zor nefes alıyor oksijen maskeleri altında. Bazıları ise artık almıyor.

Hepimiz çok yorgunuz. Kimse durmak istemiyor. Herkes, gece yarılarına kadar hastanede. Doktorlar hemşire gibi çalışıyor. Ben; bir doktor olarak iki haftadan beri evime gidemiyorum.

Ailem için korkuyorum. Bulaşırsa, onlardan da yaşlı akrabalarımıza bulaşır. Kamera ile çocuğumla görüşüyorum. Ara sıra fotoğrafına bakıyorum. Ağlıyorum...

Önlem alınmadı. Geç kalındı. Lütfen evlerinizden çıkmayın. Bizi dinleyin. Sadece çok acil durumda çıkın. Kesinlikle markete alışverişe gitmeyin! Bu en kötüsüdür. Herkes ilk önce oraya gider. Hasta birisi ile orada görüşmeniz, büyük olasılıktır. Kapanmaya az kala gidin. Az insan varken alışveriş yapın. Kalabalık yerlerden uzak durun. Sinemaya, müzeye, spora gitmeyin. Yaşlılarınıza söyleyin, dışarı çıkmasınlar!" (Milliyet)