Mansur Yavaş Ankara'yı çökertiyor

2019’da seçildiği günden beri Mansur Yavaş’ın “başarılı olmasını” istiyoruz; çünkü Yavaş başarısız olursa başkent Ankara yıpranır, çöker, şehre yazık olur diyorduk.

Maalesef öyle oldu!

Mansur Yavaş hortumları kesecekti, tasarruf edecekti ve belediyenin öz kaynaklarıyla devasa hizmetler yapacaktı.

Bütün sözlerini elbette tam olarak tutamayabilir, şartlar değişebilir; ama bir kısmını yapabilmeliydi! Bu yerel ve genel tüm yöneticiler için geçerli!

Beş sene önce Yavaş’ın millete verdiği sözlerin sadece az bir kısmı şunlar:

*58 kilometre yeni metro hattı

*Ulus trafiğinin alta alınması

*Her semte bir kreş (1425 mahalle var, sadece 18’ine kreş yaptık demişti, onun da 1’i yeniymiş)

*Atanamayan öğretmenlerin belediye bünyesindeki kurslarda çalıştırılması

*EYT’yi çözme vaadi (Hükümet çözdü, zaten belediyenin alanı değildi, ama popülizm yapıldı)

*Evlere rüzgâr ve güneş enerji sistemi kurulması

*Barajların üzerine güneş panelleri kurularak elektrik üretilmesi

*Taksicilere iki tablet dağıtılması

*Kızılay’ın araç trafiğine kapatılarak Cebeci-Dışkapı istikametinde troleybüs yapılması

*Çubuk’a mobilya organize sanayi kurulacak

*Siteler’den Çubuk’a metro yapılacak

*Uzay ve Havacılık Endüstri Bölgesi, Robot Teknolojileri Endüstri Bölgesi, Yazılım Teknolojileri Endüstri Bölgesi, Askeri Teknolojiler Endüstri Bölgesi kurulması

Liste uzayıp gidiyor.

Yavaş ve ekibi de bunların yapılmadığını zaten biliyor, kendileri yapmadı.

1 milyon metrekarelik yemyeşil ANKAPARK çürüyor!

Ne diyor Yavaş: “Yapmadı desinler, ama çaldı demesinler”

Mansur Bey biraz yavaş yahu!

O vakit, “Ankara’nın devasa bütçesini ne yaptınız?” diye sorarlar.

Savurdunuz mu? İş bilmezlerin elinde çar çur mu ettirdiniz?

Eleştirildiğiniz anda sizi savunanlar; “Ama Melih Gökçek” diye başlıyor.

Yahu sizi savunanlar Melih Gökçek’siz bir cümle kuramıyor mu?

Vatandaş diyor ki: “Mansur Yavaş doğru hizmet üretemediği için sürekli önceki dönemden bahsediyorlar. Hizmeti olsaydı sürekli kendinden bahsederdi.”

Beş sene sonra Ankara’nın trafiği kilitlenecek! Büyük trafik sorunu olmayan Ankara’ya bu sorunu devretmek üzeresiniz!

Mansur Bey’i ayakta tutan şey ideoloji!

Lakin ona oy veren seçmenin bir kısmı olaya ideolojik bakmıyor.

Bu sebeple Yavaş hâlâ seçimlerde iddialı olmasına rağmen yüzde 47’lere kadar gerilediğini söylemek mümkün!

Hakikati görmek lazım; Ankara ve İstanbul hizmetsiz beş yıl geçirmesine rağmen 2024 yerel seçimleri buralarda “bıçak sırtı, eşit oranlarda, başa baş” geçeceğe benziyor. En azından aralık ayının başındaki tablo bu şekilde!

Şimdi Ekrem İmamoğlu’nun tutmadığı vaatlerden bir demet sunarak yazıyı noktalayalım.

Kaldı ki İBB Başkanı ve ekibinin ana cümleleri “üzülüyorum, mağdurum, engelleniyorum” kelimelerinden ibaret! Üç kelimeyle koskoca beş seneyi heba ettiler.

İstanbul’da yaşayanlar aşağıdaki sözlerin tutulup tutulmadığını daha iyi biliyorlar:

- 100 bin araçlık otopark

- 5 senede 100 bin konut

- 30 yeni yüzme havuzu ve 30 yeni kapalı spor salonu

- 15 yeni yaşam vadisi

- 40 doğumhane, 20 Kadın Sağlığı Merkezi, 10 Çocuk Sağlığı Merkezi

- 5 sene içinde metro hatlarını iki katına çıkartma

- Şehir Tiyatroları sahne sayısını iki katına çıkartma

Bunun gibi bir sürü söz var, ama yapan var mı?

Artık hiç kimse, “Her şey çok güzel olacak” demiyor.

“Her şey çok güzel oldu” diyen de yok!

“Mansur Yavaş yapar” diyen de yok!

İBB Başkanı deyince akla gelen devâsa hizmetler şunlar: Temel Atmama Töreni, Ulaştırma Bakanlığı'nın metroları önünde poz verme, çeşme açılışı, ibrik, Hamidiye Suyu'nun ismini HMD yapmak!

Beş sene önce “Hakkımızı almaya geliyoruz” diyen CHP’nin adayları popülist ve ideolojik bir havayla seçimi kazanmıştı. Rakip adayların hataları da onların kazanmasında önemli bir faktör oldu.

Ancak şimdi Cumhur İttifakı’nın dersine çalıştığı ve “Yeniden Ankara, Yeniden İstanbul” sloganıyla seçimlere en azından “başa baş” gireceği görülüyor.

Bu da Yavaş ve İmamoğlu’nun beş sene içinde yüzde 50’nin altına indiğinin bariz sonucudur.

SON SÖZ: Gazeteci Osman Diyadin şöyle yazmış: “Bir arkadaş ile sohbet ediyorum. Yılmaz Özdil’in yeni kitabına bakarken çok ilginç bir yorum yaptı. Dedi ki; ‘22 yıl AK Parti’yi eleştiren yazılar yazdı. Ama ne zamanki ‘Demokrat CHP’yi’ eleştirdi, aktif gazetecilik yaşamı CHP baskısı ile sona erdirildi.’”