Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Katar'da konuştu: Zap'a ulaşmamız, örgütte paniği artırdı

Katar merkezli bir televizyon kanalına röportaj veren Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Teröristlerin kalbi olan Zap'a ulaşmamız, örgütte paniği artırdı. İyice köşeye sıkışan teröristler, can havliyle direnç gösterme çabasına girdi. PKK, hâlâ kullanışlı aparat olduğunu göstermeye, varlığını ispat etmeye çalışsa da bu çabaları beyhudedir. Zira Mehmetçik'in çelikten yumruğu, her defasında daha ağır bir şekilde teröristlerin başına inecektir" ifadelerini kullandı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Katar'da konuştu: Zap'a ulaşmamız, örgütte paniği artırdı

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Katar merkezli bir televizyon kanalına röportaj verdi. Güler, röportajında Türkiye'nin uzun yıllardır PKK terör örgütü ve uzantıları ile mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü anlattı.

Özellikle 2015'ten itibaren Irak ve Suriye'de yaşanan istikrarsızlıkların, terör örgütleri ve destekçileri tarafından istismar edildiğini belirten Güler, bu sebeple Irak ve Suriye topraklarından Türkiye'ye yönelik saldırıların gerçekleştiğine dikkat çekti. Bu nedenle 2016 yılından itibaren terörle mücadelede, kapsamlı bir konsept değişikliğine giderek sınır emniyetinin ileriden sağlama ve terörü kaynağında yok etme stratejisinin uygulamaya konulduğunu belirten Güler, şunları söyledi:

"BUNDAN SONRA DA MEŞRU HEDEFİMİZDİR"

"Suriye ve Irak'ın kuzeyinde icra edilen harekatlarla sınırlarımızın ve asil milletimizin güvenliğini sağlarken ülkemizin güneyinde kurulmak istenen terör koridorunu da parçaladık. Burada özellikle ifade etmek isterim ki icra ettiğimiz operasyonlarda tek hedefimiz teröristlerdir. Ülkemize ve milletimize tehdit oluşturan PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ'ın Suriye ve Irak'taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir.

"HERKES GİBİ GEREKENİ YAPARIZ"

Diğer yandan Irak'ın ve Suriye'nin kuzeyinde örgüte yönelik icra ettiğimiz tüm harekatlar; söz konusu ülkelerin egemenliğine karşı bir faaliyet değil, terörle mücadele bağlamında uluslararası iş birliği olarak görülmelidir. Terör örgütleri ile mücadele konusundaki tutumumuz nettir. Irak ve Suriye'nin kuzeyinden ülkemize yönelik tehdit ve tehlikeler bittiğinde, huzur ve güven ortamı tesis edilip gerekli şartlar oluştuğunda biz de herkes gibi gerekeni yaparız."

Son dönemlerde icra edilen başarılı operasyonlarla aralarında PKK/KCK'nın üst düzey yöneticilerinin de yer aldığı çok sayıda kadronun etkisiz hale getirildiğini söyleyen Güler, şunları söyledi:

"BU ÇABALARI BEYHUDEDİR"

"Son dönemde ağır tahribata uğrayan, eleman temin etmekte zorlanan ve yok oluşa sürüklendiğini anlayan PKK/KCK terör örgütü; bu durumdan kurtulmak ve mevcut durumu aşmak maksadıyla çetin arazi ve kış şartlarından yararlanarak harekat alanlarımıza saldırı arayışlarına girişti. Ayrıca, teröristlerin kalbi olan Zap'a ulaşmamız, örgütte paniği artırdı. İyice köşeye sıkışan teröristler, can havliyle direnç gösterme çabasına girdi. PKK, hala kullanışlı aparat olduğunu göstermeye, varlığını ispat etmeye çalışsa da bu çabaları beyhudedir.

"SON TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLENE KADAR MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Zira Mehmetçik'in çelikten yumruğu, her defasında daha ağır bir şekilde teröristlerin başına inecektir. Nitekim Irak kuzeyindeki üs bölgelerimize düzenlenen son saldırılar sonrasında bölgelerimize sızma girişiminde bulunan teröristleri, bulundukları yerlere gömdük. Eş zamanlı olarak da Irak ve Suriye'nin kuzeyinde etkili ve kapsamlı hava harekatları gerçekleştirerek terör örgütüne ait çok sayıda hedefi başarıyla imha ettik. Sonuç olarak, asla geri adım atmadan son terörist de etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz."

Uluslararası alanda yaşanan gelişmelere de değinen Bakan Güler, dengelerin yeniden belirlenmekte olduğu kritik bir süreçten geçildiğini söyledi.

Güler, Kızıldeniz'de devam eden askeri operasyonlara ilişkin de şöyle konuştu:

"Türkiye, bulunduğu her coğrafyada; güvenliğin, huzurun, barışın ve istikrarın temsilcisi konumundadır. Bölgedeki barış ve istikrarı tehlikeye atacak girişimlerden uzak durulmasını; mevcut gerilimlerin de mantık ve sağduyu çerçevesinde bir an önce son bulmasını temenni ediyoruz. Türkiye olarak tüm sorunların uluslararası hukukun temel ilkeleri çerçevesinde, kardeşlik ve dostluk temelinde karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış birliği içerisinde, daha fazla diyalog ve iş birliği ile çözülebileceğine inanıyor, adımlarımızı buna göre atıyor, tüm çalışmalarımızı ve faaliyetlerimizi bu doğrultuda gerçekleştiriyoruz."