NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’

NASA’nın James Webb Uzay Teleskobu'nun var olmaması gereken galaksiler bulduğu uyarısı yapıldı. Söz konusu durum, bilim insanları bir hata yapmadıysa, evren hakkındaki bazı temel bilgilerin kaçırılmış olabileceğine işaret ediyor.

NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) tarafından geliştirilen teleskoplar, dünya ve evren hakkında bilgiler toplamaya devam ederken James Webb Uzay Teleskobu (JWST) önemli bir durumla gündem oldu. 

Independent Türkiye'nin haberine göre, bir bilim insanı, James Webb Uzay Teleskobu'nun (JWST) 'var olmaması gereken galaksiler bulup durduğu' uyarısı yaptı. Yeni bulgular, bu galaksilerin evrenin başlangıcından gelen Samanyolu kadar olgun olduğunu bildirdiği önceki bilimsel araştırmaların üzerine ekleme yaparak ilerleme sağladı.

NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’ - Resim : 1

An itibarıyla yeni bir makale, nasıl oluştuklarını daha iyi anlamak için galaksileri 'stres testine' tabi tutarak bu bulguları doğrulamış görünüyor. Bu çalışma, bilim insanları bir hata yapmadıysa, evren hakkındaki bazı temel bilgilerin kaçırılmış olabileceğine işaret ediyor.

NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’ - Resim : 2

“ KEŞFEDİLMEMİŞ BİR BÖLGEDEYİZ”

Sıra dışı galaksileri inceleyen yeni makalenin yazarı, Austin'deki Texas Üniversitesi'nden Mike Boylan-Kolchin "Eğer bu kütleler doğruysa, demek ki keşfedilmemiş bir bölgedeyiz" dedi ve ekledi:

“Galaksi oluşumu hakkında çok yeni bir şeye ya da kozmolojide bir değişikliğe ihtiyaç duyacağız. En uç olasılıklardan biri, evrenin Büyük Patlama'dan kısa süre sonra tahmin ettiğimizden daha hızlı genişlemesi ki bu da yeni kuvvetler ve parçacıklar olduğu anlamına gelebilir.

Galaksilerin daha fazla gözlemlenmesi, yaşlarını ve kütlelerini daha çok açıklığa kavuşturmayı amaçlarken, bu, gözlemlerin yanlış olduğunu; merkezlerindeki süper kütleli kara delikler galaksiyi ısıttığı için olduklarından daha büyük göründüklerini ya da aslında sanıldıklarından daha geç bir dönemden geldiklerini ama görüntüleme sorunları nedeniyle daha yaşlı göründüklerini ortaya koyabilir. Ancak bu gözlemler doğrulanırsa, gökbilimciler kozmosa ve galaksilerin nasıl büyüdüğüne dair anlayışlarını değiştirerek alışılmadık derecede büyük ve olgun galaksileri hesaba katacak şekilde modellerini ayarlamak zorunda kalabilir."

NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’ - Resim : 3

BİLİM İNSANLARININ BEKLEDİĞİNDEN FARKLI BİR DURUM

Profesör Boylan-Kolchin'in 'Stress testing ΛCDM with high-redshift galaxy candidates' (Yüksek derecede kırmızıya kayma gerçekleşen galaksi adaylarıyla ΛCDM'ye stres testi yapma) başlıklı makalesi bu hafta Nature Astronomy'de yayımlandı. Bu makale, JWST'den gelen bilgilerin bilim insanlarının karşısına derin bir ikilem koyduğunu öne sürüyor. Veriler, onlarca yıldır kozmolojiye yön veren karanlık enerji ve soğuk karanlık madde paradigmasında, yani ΛCDM'de bazı yanlışlıklar olabileceğine işaret ediyor.

Genellikle galaksiler gazlarının yaklaşık yüzde 10'unu yıldızlara dönüştürür. Fakat yeni keşfedilen galaksiler gazın neredeyse tamamını yıldızlara dönüştürüyor olmalı. Bu, makaleye göre teorik açıdan mümkün olsa da bilim insanlarının şimdiye kadar beklediğinden farklı bir durum.

NASA’nın çığır açan teleskobu, bilim insanlarını şoke etti! 'Var olmaması gereken galaksiler bulup duruyor’ - Resim : 4

Galaksilerin daha fazla gözlemlenmesi, yaşlarını ve kütlelerini daha çok açıklığa kavuşturmayı amaçlarken, bu, gözlemlerin yanlış olduğunu; merkezlerindeki süper kütleli kara delikler galaksiyi ısıttığı için olduklarından daha büyük göründüklerini ya da aslında sanıldıklarından daha geç bir dönemden geldiklerini ama görüntüleme sorunları nedeniyle daha yaşlı göründüklerini ortaya koyabilir. Ancak bu gözlemler doğrulanırsa, gökbilimciler kozmosa ve galaksilerin nasıl büyüdüğüne dair anlayışlarını değiştirerek alışılmadık derecede büyük ve olgun galaksileri hesaba katacak şekilde modellerini ayarlamak zorunda kalabilir.