Ömer Çelik'ten MYK sonrası önemli açıklamalar: "PKK'nın feshi bir dönüm noktası olacaktır"
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK sonrası açıklamalarda bulundu. Özgür Özel'e yapılan saldırı hakkında konuşan Çelik, "Yapılan saldırıyı topyekün tüm siyaset kurumuna yapılmış saldırı olarak değerlendiriyoruz. Demokrasiye ve kendimize yapılmış saldırı olarak değerlendiriyoruz, lanetliyoruz" dedi. Terörsüz Türkiye konusunda konuşan Çelik, "PKK'nın bütün şubeleriyle, tüm terör unsurlarıyla, bütün illegal unsurlarıyla silah bırakması ve kendisini feshetmesi bir dönüm noktası olacaktır." dedi.
AK Parti'nin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) gündemdeki gelişmeleri görüşmek üzere Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik MYK sonrası açıklamalarda bulundu.
İşte Çelik'in o açıklamaları; "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinin açılışı gerçekleştirildi. Tabi burada sağlam devlet saygın gelecek çerçevesinde ortaya koyulan irade ve orada meclis binalarının açılması ve Kuzey Kıbrıstık Cumhuriyeti'nin geleceğine dönük olarak yepyeni bir vizyonun yapılması Kıbrıstık davası açısından son derece tarihi öneme sahip. Bundan sonrasında da Kıbrıstık devletinin dünyada daha çok tanınması, Kıbrıstık devletinin dünyada diplomasi alanında hak ettiği yeri alması için bu mücadelenin nasıl devam edeceğinin bir göstergesi olarak bu adımlar atıldı ve atılmaya devam edecek. Sayın Cumhurbaşkanımız orada da ifade ettiler, Kıbrıstık davası bizim her zaman en büyük önceliklerimizden bir tanesi. Önümüzdeki dönemde de bununla ilgili yeni adımlar atmaya devam edeceğiz. Aynı anda orada Tekmofest 2025 icra ediliyordu. Burada doğrusu yüz binlere aşan bir kalabalığın orada toplanmış olması son derece kıymetli.
'KIBRIS TÜRK'ÜNÜ İNKAR EDEREK VARILACAK HİÇBİR YOL YOK'
Özellikle de 22 farklı ülkeden 50 bin genç burada katılım gösteriyor. Bizim gittiğimiz günde en son 150 bine yakın bir rakam oluşmuştu katılımla ilgili ve daha da devam ediyordu. Tabi bu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin bilim, eğitim ve teknoloji üstü olarak kendi geleceğini planlaması açısından da son derece önemli bir mesaj oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse Teknofest'teki coşku, oradaki genç arkadaşlarımızın ilgisi, alakası, yapılan projeler, yarışmalar bambaşka bir tablo ortaya çıkardı. Tabi gelinen noktada bir sürü mesaj veriliyor ama halen Rum tarafından verilen mesajlar adada iki halk ve iki devlet olduğunun kabulünü inkar eden yaklaşımlar. Ama kim ne dese desin, adada iki devlet var, iki egemen devlet var ve iki bu egemenliğe sahip halk var. Bu çerçevede bir müzakere zemini, bir barış zemini, bir diyalog zemini olacaksa olacak ama Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni inkar ederek, Kıbrıs Türk davasını, Kıbrıs Türk'ünü inkar ederek varılacak hiçbir yol olmadığını bir kere daha kendilerine ve bütün dünyaya Rum tarafından ilan ediyoruz.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER'İN VEFATI
Dün bizim için üzüntü verici bir gündü gerçekten. Arkadaşımız, dostumuz, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder'i son yolculuğuna uğurladık. Son zamanlarda kendisiyle mecliste çalışmalar bittikten sonra geç saatlere kadar, gece yarısına kadar, sabah saatlerine kadar uzun oturumlarımız oluyordu. Terörsüz Türkiye gündemi çerçevesinde. Tabi uzun yıllardır tanışırız, konuşuruz. Siyaset tabi her zaman gündemimizde ama daha çok bir araya geldiğimizde sinemadan, felsefeden uzun uzun sohbetlerimiz olurdu. Son zamanlarda ise tabi siyaset daha yoğun bir şekilde bütün bir sohbetimizi katlıyordu ve Terörsüz Türkiye söz konusuydu. Daha önce de ifade ettim, biz kendisine biraz sağlığına dikkat etmesi gerektiğini ifade ederken, şu sonuca bir ulaşalım, ondan sonra sağlığımla ilgilenirim diyordu. Bunun için de gerçekten bütün mesaisini, bütün entelektüel birikimini, bütün kapasitesini kullanıyordu.
Hatta biraz sürecin sürekli olarak hızlı bir şekilde sonuçlanması gerektiğiyle ilgili olarak da sürekli olarak buna vurgu yapıyordu, görüşmelerimizde. Geçmiş dönemde de tabi gerek çözüm sürecinde, gerek milli birlik kardeşlik projesi süreçlerinde kendisiyle beraber çalıştık bir mesaimiz oldu. Bu aradaki tecrübelerimizi de aktarıyorduk ama son zamanlarda en büyük gündemimiz buydu. Tabi farklı mahallelerin birbirinin sesine kulak kapadığı, kimlik çatışmalarının, kimlik kavgalarının çok olduğu bir siyasi tarihten geliyoruz. Siyasi tarihimizin bir boyutu da bu.
Kuşkusuz görüşlerimiz farklı olabilir, farklı düşünenler olabilir ama o gün cenazesinde de ortaya çıkan tablo, farklı görüşlerden insanların da özellikle onun farklı kimlikler arasındaki duvarları eritmeye, farklı kimlikler, farklı düşünceler arasında köprüler kurmaya dönük kaygısını, mücadelesini takdir eden orada bir çoğunluk oluştu. Ve tabi en önemlisi terörsüz Türkiye konusundaki bu tabakat, farklı kimliklerden, farklı partilerden vatandaşlarımız bu konuya verdikleri desteği çeşitli vesilelerle beyan ettiler.
"TERÖRSÜZ TÜRKİYE İLE HATIRASINI YAŞATMIŞ OLACAĞIZ"
Sırı Süreyya kardeşimizin rahmetlinin kızı Ceren orada HKM'deki anlada çok mütellidli, çok etkileyici bir konuşma yaptı. Orada söylediği şey, hastane koridorlarındaki sessiz, sınıfsız kalabalıkların aslında bir mesaj verdiğiydi. Birçok kesimden, birçok mahalleden insan farklı düşüncelerle geldiler. Hatta tamamen sırrıyla, zıt düşünceli olan insanlar orada, hastanede gördük. Onlar bize de yaklaşıp şunu söylediler, biz buradayız, hazırız. Kan vermemiz gerekiyorsa, herhangi bir şey bize düşerse bunu yerine getirmeye hazırız diye. Dolayısıyla burada bu hatıra Türkiye'nin, her zaman söylüyorum adlarımız farklı olsa da, soyadımız Türkiye Cumhuriyeti'dir. Adlarımız ne kadar, mezheplerimizden kaynaklı adlarımız farklı olabilir, mezheplerimizden, etnik kökenlerimizden kaynaklı adlarımız farklı olabilir. Ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Dolayısıyla buna birliğe, dirliğe, kardeşliğe yapılan bir vurguydu. İnşallah bu sürece destek vererek, teresüz Türkiye'ye ulaşarak da, Sırrı Süreyya'nın hatırasına da güçlü bir gönderme yapmış olacağız. Hatırasını bu şekilde yaşatmış olacağız. Bir kere daha değerli ailesine, Yüce Meclisimize, Denpantli ailesine, bütün sevenlerine, hepimize başsağlığı diliyorum.
ÖZGÜR ÖZEL'E YAPILAN SALDIRI DEMOKRASİYE YAPILMIŞTIR
Aynı gün üzücü bir saldırı gerçekleştirildi. CHP Genel Başkanı sayın Özgür Özel'e alçakça saldırı yapıldı. Bir kere daha lanetliyoruz. Siyasetin geçmişte bireysel ve kurumsal olarak pekçok şiddetle karşı karşıya kaldığı tarihe sahibiz. Siyaset kurumunun her türlü şiddet karşısında birlik ve beraberlik içinde olması son derece kıymetlidir. Yapılan saldırıyı topyekün tüm siyaset kurumuna yapılmış saldırı olarak değerlendiriyoruz. Demokrasiye ve kendimize yapılmış saldırı olarak değerlendiriyoruz, lanetliyoruz. Hangi siyasetçiye yapılırsa yapılsın, hangi genel başkana yapılırsa yapılsın hepimize yapılmış saldırıdır. Hep beraber lanetliyoruz. Sayın Özel'in ailesine dönük tehditlerin, çirkin ifadelerin sosyal medyada yayıldığı görüldü. Emniyet birimleri yakından takip ediyor, hukuk önünde gereği yapılacaktır. Saldırganın hukuk önünde hesap vermesi hepimiz açısından takip edilmesi gereken süreçtir. Sayın Özel'e, CHP'ye ve tüm siyaset kurumuna geçmiş olsun dileklerimizi bir kez daha iletiyoruz.
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ DEVLET POLİTİKASIDIR'
Değerli arkadaşlarım, Terörsüz Türkiye süreciyle ilgili çok yakından takip ediyoruz bu süreci. Ve İmralı'dan yapılan çağrıdan sonra günler içerisinde terör örgütünün kendini feshetmesi ve silah bırakmasıyla ilgili sürecin somutlaşmasını günler içerisinde bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu iç cehpenin güçlendirilmesi çağrısı, tabi ki iç cehpenin güçlendirilmesinin bir sonucu da Terörsüz Türkiye hedefine ulaşmaktır. Bunun tabi bölge içinde bir ilham kaynağı olacağını net bir şekilde söylüyoruz, bu kesindir. Bölgede de mezhepler temelinde, etnik gruplar temelinde fay hatları oluşturmaya çalışanlara karşı terörsüz bir bölge ilhamı verecektir ve burada da bir kardeşlik cephesi ilan edilecektir. Kuşkusuz burada öteden beri bir takım dış güçlerin bir takım emperyalist emelleri gerçekleştirmek için vekalet savaşlarını terör örgütleri, bir takım mezhep grupları, bir takım radikal etnik gruplar üzerinden vermeye çalıştığını görüyoruz. Bunun bölge halkına, bölge insanına hiçbir faydası yoktur.
"PKK'NIN FESHİ BİR DÖNÜM NOKTASI OLACAKTIR"
Yakın bölgemizde, Orta Doğu'da, Mezopotamya'da, Akdeniz'de ortaya koyulan bu denklemlerin hepsi çıkar odaklı ve sömürü odaklı, acımasız denklemlerdir. Dünyayı cehenneme çevirmeye çalışanların attığı sis bombalarıdır, provokasyonlardır. O yüzden Terörsüz Türkiye hedefine iç cehpeyi güçlendirme temelinde ulaşma çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tabi terörün ortadan kalkmasıyla birlikte, bunun somut olarak gerçekleşmesiyle birlikte siyasi sistemimiz üzerindeki, demokrasimiz üzerindeki siyasi tansiyon da kalkacaktır ortadan. Bu siyasi tansiyonun kalkması demokrasimize ve siyasi hayatımıza yepyeni siyasi enerjiler verecektir. Her olumlu adım terörün ortadan kalkmasıyla ilgili her olumlu adım bir diğer olumlu adımı otomatik olarak çağıracaktır. O sebeple PKK'nın bütün şubeleriyle, tüm terör unsurlarıyla, bütün illegal unsurlarıyla silah bırakması ve kendisini feshetmesi bir dönüm noktası olacaktır. Böylece de vekalet savaşlarıyla bölgeye hükümranlık kurmak isteyenlerin elinden önemli bir boyut da alınmış, önemli bir zeminde alınmış olacaktır.
Tabi bura yaklaşımımız Cumhurbaşkanımızın iç cehpeyi güçlendirme çağrısını mecliste yapmasından sonra Sayın Devlet Bahçeli'nin stratejik ve tarihi çağrısı siyasi denklemde yeni bir tablo ortaya çıkardı. Cumhurbaşkanımızın yüksek bir irade koymasıyla da bu bir devlet politikasına dönüştü. Dolayısıyla terörsüz Türkiye hedefi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir politikasıdır. Bu çerçeveden baktığımızda çeşitli provokasyonların yapılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bu provokasyonlara karşı bu sürece dönük bir takım sis bombaları atılmaya çalışıldığını görüyoruz. Bunlara karşı son derece hassas olduğumuzu ve asıl odaklandığımız konunun şimdiye kadar defalarca ifade ettim. Herhangi bir müzakere alışveriş süreci olmaksızın devletimizin temel niteliklerini koruyarak milletimizin asli değerlerini koruyarak bunlardan hiçbir şekilde vazgeçmeksizin bu yolda ilerlemek olduğunu ifade etmek isterim.
'PKK'NIN SİLAH BIRAKMASINI BEKLİYORUZ'
Tabii ki bütün bu süreç içerisinde, geçmişte de yaşadık bunu, iç kaynaklı ya da dış kaynaklı bir takım provokasyonlar olabiliyor. Türkiye'nin bu terörden kurtulmasını istemeyen bir takım odakların kullandığı çeşitli enstrümanlar ya da aparatlar olabiliyor. Bunlar karşısında da hassasiyetimizi azami düzeyde tutuyoruz. Terörist Türkiye hedefine ulaşılması için Türkiye'nin içinde oluşmuş mutabakatın son derece önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede bütün bu çalışmalar yürürken, tabii ki şimdiye kadar siyasi partiler arasında pek çok ziyaret yapıldı, pek çok istişare de yapıldı. Rahmetli Sırrı Süreyya da onlara katıldı. Bütün bunlar siyasi partiler arasında sürecin yönetilmesiyle ilgili, sürecin değerlendirilmesiyle ilgili huşkusuz farklı yaklaşımlar söz konusu olabilir. Ama herkesin bütün hassasiyetini ve odağını terörsüz Türkiye hedefine doğru yönlendirmesi gerektiği konusunda da bir mutabakat ortaya çıktı. Tabii ki farklı yöntem düşünenler olabilir, farklı dile sahip olanlar olabilir. Ama yan yollara sapmadan, ana yoldan ilerleyerek devletimizin nitelikleri ve milletimizin değerlerinden hiçbir şekilde vazgeçmek için bu yolda yürümek esas olmalıdır. Ve bu şekilde bu süreç ilerleyecektir. Biz de bundan sonrasında da bu hassasiyetle hem parti olarak hem Cumhur İttifakı olarak bu sürece desteğimizi vermeye devam edeceğiz. İnşallah günler içerisinde de olacak gelişmelerle birlikte PKK'nın kendisini feshetmesi ve silahlı unsurlarını bütün illegal unsurlarıyla ve uzantılarıyla bırakmasıyla birlikte yeni bir aşamaya geçilmiş olacaktır. Süreci yakın bir şekilde takip ediyoruz, tizlikle takip ediyoruz.
SORU KISMI
"BIRAKTIĞI EN BÜYÜK VASİYETİN 'SAĞLIĞIMDAN BİLE DAHA ÖNEMLİ' DEDİĞİ HEDEFE ULAŞILMASIDIR"
Sırrı Süreyya'nın, rahmetlinin kişisel kapasitesinin bu süreçlere katkısı büyüktü. Bir araya geldiğimizde bu süreci konuşurken, Meclis'te bazen oturumu yönetirken, oturum sonrası buluşalım diye haberleşiyorduk. Sabah saatlerine kadar birtakım konuları görüşüyorduk. Başka partilerden arkadaşlarla görüşüyorduk. Sık sık hastalığı gündeme geldiğinde hep dediği buydu 'Bu konu sağlığımdan bile daha önemli' diyordu. Biz de sağlığına önem vermesi gerektiğini düşünüyorduk. Bıraktığı en büyük vasiyetin 'sağlığımdan bile daha önemli' dediği hedefe ulaşılmasıdır. Bundan sonrasında da eminim sürecin ana gidişatı ile ilgili olarak cenazesinde ortaya çıkan tablo aynı hassasiyetin sürdürüleceğini gösteriyor.
"DÜN YAPILAN SALDIRININ HEMEN ÜSTÜNE CHP'Yİ ELEŞTİRMEK İSTEMİYORUM"
Sayın Özel'in alçakça saldırıdan sonra 'Yapanın partisinin kökeninin ne olduğu önemli değil' dediği takdire şayandır. Bize karşı incitici dil kullanan konuyu yanlış yere götüren bazı CHP'lilerin açıklamaları oldu. Müsaadenizle bugün CHP'yi hiçbir şekilde eleştirmeyeceğim. CHP'li arkadaşlara cevap vermeyeceğim. Dün yapılan saldırının hemen üstüne CHP'yi eleştirmek istemiyorum, tek mesajımız CHP ile ilgili öne çıksın, sayın Özgür Özel'e yapılan saldırıyı lanetliyoruz, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Bugün eleştiri yapmayacağım. Daha saldırı dün gerçekleştirildi. Eleştiri haklarımızı önümüzdeki günlerde kullanırız. Bugün vereceğim tek mesaj geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ
Değinilmedik konu kalmadı. Uzun bir görüşme oldu. Geçmişten tanışıyorlar ve beraber çalışmışlıkları var. Ortak sonuca varmaya dönük belli sitilleri de oluştu. Bundan sonra yakın temasta olunması mutabakatı çıktı.