Teknolojiyi değil ecnebiyi gördük

Kemal Kılıçdaroğlu; "Millet teknoloji görsün" diyerek CHP'lileri topladığı salona ABD'den Jeremy Rifkin'i "video görüntüyle" bağlamakla övünmeye devam ederken Recep Tayyip Erdoğan TOGG marka yerli otomobilin teknolojik fabrikasını yapmayı başardı, sıra seri üretimde!

Kemal Bey siz “Millet teknoloji görsün” dediniz, ama millet “ecnebiyi” gördü!

(Ecnebi: Yabancı, başka devlet uyruğunda olan kimse)

“BAŞKAN ERDOĞAN 2018'DE KAYBETSEYDİ NE OLURDU?”

Girdiği tüm seçimleri açık farkla kazanan Recep Tayyip Erdoğan en son 24 Haziran 2018 seçimlerinde rakiplerini yüzde 52,59 oyla geçmişti! CHP adına Muharrem İnce yüzde 30,64; HDP adına Selahattin Demirtaş yüzde 8,40; İYİ Parti adına Meral Akşener yüzde 7,29; Saadet Partisi adına Temel Karamollaoğlu yüzde 0,89; Vatan Partisi adına Doğu Perinçek yüzde 0,20 yani hepsi toplamda yüzde 47,41 oy almışlardı.

Başkan Erdoğan tek başına yüzde 52,59; diğerlerinin hepsi yüzde 47,41 aldılar. Erdoğan'a "tek adam" vurgusu yapmalarının arkasında bu yatıyor. Hepsinden fazla oy alan tek lider, tek kişi, tek adam!

Başkan Erdoğan 2018 seçimini kazanamamış olsaydı neler olurdu, daha doğrusu "neler yapılamazdı" kısaca bakalım:

-Yerli marka otomobilin Gemlik'teki 1 milyon 200 bin metrekare alandaki fabrikasının yerinde yeller eserdi. “Devrim” öksüz ve yarım kalmaya devam ederdi.

-TSK'nın sınır ötesi operasyonları son bulur, PKK ile yine Hakkâri’de, Şırnak 'ta mücadele edilirdi. (CHP tezkereye HAYIR demişti)

-2023’te ülkemiz sistemine bağlanacak Karadeniz doğalgazı bulunamazdı.

-Türkiye'nin yıllık 4 milyar TL'lik enerji ihtiyacını karşılayacak olan ve geçtiğimiz günlerde açılan dünyanın en büyük beşinci barajı “Yusufeli” olmazdı.

-Libya ile aramızda Deniz Yetki Antlaşması olmaz, Doğu Akdeniz’de gemilerimiz dolaşmazdı.

-Karabağ'da 40 yıllık Ermenistan işgalinin son bulması için hiç kimse lobi yapmaz, yardım etmez, Azerbaycan’ımız yalnız kalırdı.

-Rusya-Ukrayna Savaşı’nda Türkiye tıpkı Avrupa gibi “Ukrayna’dan yana” taraf olur ve tahıl koridoru açılmazdı. Bize ait olmayan bir savaş üzerinden Rusya ve Çin’le gereksiz düşman olurduk.

Listeyi uzatabiliriz… Hele “fişlemeler, andıçlar” o konuya hiç girmiyorum. Peki, bugün Başkan Erdoğan’ın karşısında hangi rakip var? Muhalefet bile “2002’de AK Parti şöyleydi, 2008’de böyleydi” diyerek Erdoğan’ı yine “Erdoğan dönemleriyle” karşılaştırıyor!

“Muhalefetin adayı kim?” diye sormak artık milli spor haline geldi; ancak geciktikçe kaybeden yine muhalefet oluyor, benden söylemesi!

"SON KEZ DESTEK NE DEMEK?"

Başkan Erdoğan iki gün evvel Samsun'da; "2023'te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye Yüzyılı’nın inşasına başlayıp, bu kutlu bayrağı gençlerimize teslim edeceğiz" ifadelerini kullandı.

2023'de seçimleri Başkan Erdoğan kazanır ve beş yıl daha yetki alırsa 2028'de “73 yaşına” gelmiş oluyor. Kemal Kılıçdaroğlu şu anda zaten “73 yaşında” ve aday olmak için her şeyi yapıyor. Demek ki mevzu “yaş” değil! Bu artık gelinen son büyük eşik; Türkiye'nin “ilgi ve etki alanlarını” netleştirme zamanı!

20 yıldır milletin seçtiği Başkan Erdoğan "son kez" diyerek;

1) “Son gelinen eşikteki büyük desteği" kastetmiş olabilir;

2) “Son kez adayım” da demiş olabilir.

Millet hangi şıkkı tercih ederse o olacaktır. Ben çoğunluğun “birinci şıkkı” seçeceğini biliyorum.

“TARİKATLAR KAPATILABİLİR Mİ, HANGİSİ?”

“Tarik” yol demektir, “tarikat” ise yol kelimesinin çoğulu olup “yollar, yöntemler” anlamına gelir.

İslam’da tarikat, “Allah’a ulaşma yollarından her biri”dir. Esasen tarikatlar “tasavvufi/felsefi” yapılardır. Mezhepler ise “şeriat/din kuralları için yollar” anlamına gelir.

İslam dışı tarikatlar da var. Güney Kore’de Moon tarikatı; Hristiyanlık’ta Katolik, Ortodoks, Protestan mezheplerinin yanında birçok “tarikat” var.

Şahsi olarak hiçbir tarikata, cemaate mensup değilim; hiç olmadım, ama olanlara da karşı çıkmadım. Yeter ki “yollar” Allah’a ve Peygamberimize (SAV) çıksın!

Farklı “yollar” benimseyenler var. Müslüman benimseyince “tarikat” oluyor da gayri müslim yahut ateist benimseyince “özgür düşünce” mi oluyor? Herkesin “tarikatı” kendisine, herkesin “yolları” kendisine!

Yunus Emre derviştir, Şeyh Edebali bir şeyhtir; Türkiye'yi “vatan” yapan öncüler bu dervişler ve şeyhlerdir. Bunun yanında “sahte dervişler ve şeyhlerle” mücadele elzemdir. “Şeyh ve derviş kılığına girmiş” ama toplumu aldatan kişilerden hukuki olarak hesap sorulmalıdır.

Özetle söylemek gerekirse; tarikatlar/yollar KAPANAMAZ yahut AÇILAMAZ! Tarikatların resmi veya gayri resmî statüsü yok! “Bazı tarikatların derneği var” diyenler oluyor. Tüm dernekler aslında birer “yol” değil mi? Eğer dernekler “illegal/yasadışı” işler yapıyorsa “şucu/bucu” demeden gerekli yasal prosedürü işletirsiniz, buna da kimse itiraz edemez.

İnsanlar isterse bilim adamının sohbetine gider ister şarkıcının konserine gider ister sevdikleri İslam âliminin konuşmasını dinlemeye gider. İnsanların “toplanma hakkı” vardır. Yeter ki başkalarının özgürlük alanına zarar vermesin!

“TARİKATLAR/YOLLAR VE DEVLET”

Hiçbir yapı, kuruluş, holding, topluluk, cemaat, grup, kulüp “devletin ve milletin önüne” geçemez! Hiçbir grubun “devlet içinde” sistematik biçimde yapılanmasına müsaade edilmez. Biz bir milletiz, kim hak ediyorsa buyurur “devlet memuru” olur ki öyle de oluyor!

“SİYASİ ADALET TERAZİSİ”

Suçu işleyen CHP'liyse şahsi...! Küfür eden İYİ Partiliyse şahsi...! Ama aynı şeyleri yapan mesela sakallı biriyse İslam ilk indiği günden bu yana tüm Müslümanlar suçlu...! Adaletinizin terazisi paslanmış Bay Monşer!

VATANDAŞ EYT İÇİN NE DİYOR?

Kiminle görüşsem; "Yaş şartı olmasın" diyor. Vatandaş; "Bakan Vedat Bilgin 'en kapsamlı şekilde halledeceğiz’ deyince umutlandık, şimdi tersine dönmesin" diyor. Sokaktaki durum budur!

“AHAT ANDİCAN BOMBAYI PATLATTI”

tv100’de Pınar Işık Ardor'un sunduğu programda İYİ Parti Milletvekili Ahat Andican; "Sayın Akşener’in ifade ettiği şey aslında şu; CHP’nin burada 6’lı masada beş tane sağ eğilimli partiyle bir araya gelmesinden rahatsız olan CHP çevreleri var. Nasıl Cumhur İttifakı, İYİ Parti’nin burada olmasından rahatsız oluyorsa aynısı CHP çevrelerinde var" dedi.

Sayın Andican bombayı patlattı! AK Parti ve MHP sadece İYİ Parti’den değil diğerlerinden de rahatsız; çünkü rakipleri! Ama CHP'li bazı çevrelerin İYİ Parti’den rahatsız olması tam bir muhalefet felâketi! Felaket ki felaket!

“KEMAL BEY DE BOMBAYI PATLATTI”

Taha Akyol ve Elif Çakır'ın sorusunu cevaplayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; “Cumhurbaşkanı adayını belirledikten sonra eğer liderlerle uyum gibi bir sorun çıkarsa o başka felakete yol açar. Hepimiz bunun farkındayız. Seçimden sonraki süreç çok daha önemli” diye konuştu.

Sayın Andican’dan sonra Kılıçdaroğlu da bombayı patlattı; katmerli felâketler silsilesi!