Yozgat Üniversitesi'nden araştırmacılar Türkiye'deki dağın tepesinde binlerce yıl öncesinden kaldığı tespit edilen yapıları sonunda tespit etti. 8 yıl süren uzun araştırmalar sonucunda keşfedilen taş kaleler ve tapınaklar gçmişten günümüze hala ayakta duruyor. Yozgat Bozok Üniversitesi'nden araştırmacı Serkan Erdoğan, McClatchy News'e gönderdiği e-postada, kalelerin 2016 yılında Tunceli'de bulunduğunu söyledi.
DEMİR ÇAĞ VE HELENİSTİK ÇAĞ
Demir Çağı ve Helenistik Çağ Tunceli Yüzey Araştırması projesi kapsamında, 8 yıldır moloz yığını üzerinde çalışan araştırmacılar, bulgularını 22 Mart'ta Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi'nde yayınladı. Araştırmaya göre Masuma-Pak Kalesi daha önce arkeolojik kayıtlara geçmemişken, diğeri olan Aşağı Doluca Kalesi ise Orta Çağ'da inşa edilmesine rağmen yakın zamanda keşfedildi. Araştırmacılar, kalelerin özellikle ulaşılması zor olan ve zorlu arazilerle çevrili alanlarda inşa edildiğini söyledi. Erdoğan, daha sonra devam eden bölgesel çatışmaların bölgeyi otuz yılın büyük bir bölümünde ıssız bıraktığını söyledi.
ORTA ÇAĞA BENZİYOR
Araştırmaya göre araştırmacıların bölgeye geri dönmesine izin verildiğinde orta çağa benzeyen büyük harçlı şehir duvarı onları Masuma-Pak Kalesi'ne doğru yönlendirdi. Araştırmacılar, duvarın yamaca inşa edildiğini ve muhtemelen kaleyi saldırılardan korumak için kaleyi çevreleyen duvarın bir kısmı olan bir burç olarak hizmet ettiğini söyledi. Araştırmaya göre buraya dağa oyulmuş bir kaya merdivenle ulaşılıyordu. Çalışma, yaklaşık 50 basamak tespit edildiğini ve merdivenler boyunca kayaya iki büyük oyuk açıldığını söyledi. Araştırmacılar, bu deliklerin bir zamanlar kalenin merdiven girişini koruyacak büyük bir kapıyı barındırdığına inanıyor.
DİKDÖRTGEN TAŞLARLA SÜSLENMİŞ
Araştırmaya göre kaleden uzaklaşan güneybatı yamaçta dikdörtgen taşlarla süslenmiş bir kaya platform bulunuyordu. Araştırmacılar, taşların muhtemelen bir açık hava tapınağı için sunak görevi gördüğünü söyledi. Araştırmaya göre, her bir taş sunakta, hayvan (ve bazen insan) kurbanlarından alınan kan da dahil olmak üzere, sıvının taştan leğenlere akmasına izin verecek bir oluk bulunuyordu.
YEREL MİMARİYE UYGUN
Erdoğan, kurbanın Eski Yakın Doğu'da normal ibadetin bir parçası olduğunu, tanrılara karşı bir görev ve onlara saygı göstermenin bir yolu olduğunu söyledi. Erdoğan , insanların genel olarak yardım ve korunma istediğini, tanrılardan refah ve bereket getirmesini istediklerini söyledi. Sunaklar yerel mimariye uygun olarak yapıldığından hayvanların burada yerel tanrıları onurlandırmak için kurban edildiğine inanıyor. İkinci kale olan Aşağı Doluca Kalesi de benzer coğrafi özelliklere sahip olup, yine bir yamaç üzerinde bulunmuştur. Terk edilmiş bir köyün yakınında bulunan kaleye, araştırmacılara göre yerel dilde "kırmızı yılan" anlamına gelen "More Sur" (Kırmızı Yilan) adı veriliyor. Araştırmaya göre mekanın, fiziksel ve ruhsal rahatsızlıklara iyileştirici etkisi olduğuna inanılıyor ve bu güne kadar kurbanların kesildiği kutsal bir mekan olarak kabul ediliyor.
ÇARPICI BENZERLİK
Araştırmacılar, bir zamanlar kalenin bulunduğu yere ve aşağıda başka bir açık hava tapınağına giden, taşa oyulmuş benzer basamakların bulunduğunu söyledi. Doluca Kalesi'nin, büyük bir taş yüzeye oyulmuş sunaklar da dahil olmak üzere Masuma-Pak'a çarpıcı bir benzerlik taşıdığı belirtildi. Ancak araştırmacılar, ikinci konumun onu diğerlerinden ayıran ek işaretlere sahip olduğunu söyledi.
BİZANS İKONOGRAFİSİ
Araştırmaya göre, kalıntılarda bulunan bazı taşların üzerinde kayaya oyulmuş Arapça yazılar, Bizans ikonografisi ve Malta haçları bulundu. Araştırmacılar, bazı oymaların Orta Çağ'a kadar uzandığını, taş duvarın ise muhtemelen Demir Çağı'nda inşa edildiğini söyledi.
HEM DEMİR HEM DE ORTA ÇAĞ'DAN KALMA
Araştırmaya göre araştırmacılar, taşlardan bazılarının zamanla kalenin yasadışı kazıları yoluyla dış duvarlardan taşınmış ve başka amaçlarla kullanılmış olabileceğine inanıyor. Erdoğan, araştırmacıların her iki kalede de hem Demir hem de Orta Çağ'dan kalma çanak çömlek parçaları bulduğunu söyledi. Çömleklerin el yapımı olduğunu ve bazılarının Doluca Kalesi'nin daha da eski, tarih öncesi bir geçmişe sahip olabileceğini gösterdiğini söyledi. Erdoğan, kazıların devam edeceğini söyledi. Tunceli, Türkiye'nin doğu yarısında, Suriye ile Karadeniz'in yaklaşık yarısında yer almaktadır.