250 yıllık tarihin üstüne 4 kat çıktılar

Fathi'te 250 yıllık Zeynep Sultan Çeşmesi'nin üzerine 4 katlı bina inşa edilince çeşme görünmez hale geldi.

250 yıllık tarihin üstüne 4 kat çıktılar

Fatih'teki Zeynep Sultan Çeşmesi, üzerine inşa edilen 4 katlı bina ile görünmez hale geldi. Bir zamanlar İstanbul'da 10 bine yakın çeşme olduğu, ancak şu an kayıt altında yalnızca 1200 çeşmenin kaldığı biliniyor. Bunlardan yalnızca 60-70 tanesinin suyu akıyor.

Zeynep Sultan Çeşmesi gibi İstanbul'da tahribata uğrayan çeşmenin olduğunu vurgulayan Tarih araştırmacısı Mehmet Dilbaz, şunları söyledi: "1930'larla beraber, yaklaşık 1940'lara kadar Suriçi İstanbul'unda bulunan yaklaşık 900 tane çeşme var. Bu çeşmelerin tamamına yakınında sular akıyor. 1930 ve 40'larda şehirde evlere Terkos suyu şebekesi verilmeye başlayınca mahalle çeşmelerinin önemi ortadan kalkıyor. Devamındaki süreçte 1960'larla beraber şehrin hızlıca büyümesi ile bu çeşmelerin pek çoğunun su kaynağı buranın çok yakın yerleri. Mesela, bu çeşmenin su kaynağı hemen arkadaki Gülhane Parkı'ndan geliyordu. Şimdi bunun gibi pek çok çeşmenin su kaynakları üzerine bina yapınca, çeşmelerin suyu kuruyor. Kuruduktan sonra da bu çeşmeler atıl duruma geliyor. Şu an İstanbul'da özellikle Fatih ilçesinde, Fatih Merkez ve Balat hattında buna benzer ve bundan çok daha kötü durumda yüzlerce çeşme örneği var. Bu çeşmelerin büyük bir kısmı zamanla yolun kot farkının yükselmesi ile yolun altında kalmış. Büyük bir kısmın üzerine grafiti ve yazılar yazılmış, çeşmeleri çalınmış, mermerleri ve kitabeleri kırılmış durumda. Halbuki bunların büyük bir kısmı vakıf eseri ve vakıf eserlerinin kıyamete kadar devam edilmesi konusunda vakıf senetleri var. Ama maalesef ki şu an 1000'e yakın çeşmeden, Suriçi'nde suyu akan 40-50 tane çeşme kaldı. Bu da bizim ayıbımız aslında."

'Statüleri belirlenerek koruma altına alınmalı'

Bu çeşmelerin koruma altına alınması için öncelikle çeşmenin resmi statüsünün kesinleşmesi gerektiğinin altını çizen Dilbaz, "İstanbul'da tarihi eserlerde çeşmeler bazında şöyle bir sorun var. Bir tarihi yapının, aynı tipteki tarihi yapıların 5-6 tane farklı sahibi çıkıyor. Mesela burada gördüğümüz çeşmenin sahibi Vakıflar Genel Müdürlüğü iken, başka bir çeşmenin bir İlçe belediyesinde, başka bir çeşmenin bir özel kurumda olduğu görülüyor. Bu çift başlılık, çok başlılık yüzünden çeşmelere bazı kurumların, özellikle Kültür Bakanlığı'nın direkt müdahale etmesi söz konusu olmuyor. İlk yapılması gereken bir kültür envanterinin net bir şekilde çıkartılması. Ondan sonra çeşmelerin özellikle Su Vakfı gibi resmi bir kuruma bağlanması. Ya da İSKİ'ye. Daha sonra o kurum üzerinden çeşmelerin sırayla onarılarak, hepsinin sularının akıtılması lazım" dedi.