Kaybettiği ailesini internette buldu

Bir tren yolculuğu sırasında dört yaşındayken Belarus’ta kaybolan ve kendisini esrarengiz bir biçimde Rusya’da bulan genç kadın, erkek arkadaşının ‘trendeki kız’ yazarak yaptığı basit bir internet araması neticesinde 20 yıl sonra ebeveynlerine kavuştu.

Kaybettiği ailesini internette buldu

24 yaşındaki Yulia Gorina, 4 yaşındayken Belarus’un başkenti Minks’ten Asipoviçı kentine doğru yaptıkları 100 kilometrelik yolculuk sırasında babasının uyuyakalması sonrası kayboldu.

Kendisini esrarengiz bir biçimde Rusya’da bulan Gorina, burada kendisini evlat edinen bir aile tarafından büyütüldü. Gerçek ailesi ise, tüm çabalarına rağmen minik kızlarının izini bulamadı.

Olaydan 20 sene sonra genç kızın 31 yaşındaki erkek arkadaşı İlya Kryukov, yaptığı basit bir internet araması sonucu Gorina’nın gerçek ailesini buldu.

Yapılan DNA testinin ardından, Gorina’nın Viktor ve Lyudmila Moiseenko çiftinin kızı olduğu kanıtlandı. Onu yıllar önce kaybeden babası ise, kızına onu affetmesi için yalvardı.

Günümüzde 50’li yaşlarının sonunda olan çift, vakti zamanında kaybolan kızlarını bulmak için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ancak en nihayetinde kızlarının öldürüldüğünden şüphelendiklerini açıkladı.

2017 yılında dava yeniden açıldığında ise, polisin yaptığı yalan testini her ikisi de geçti.

Yulia’nın Asipoviç’ten Ryazan’a nasıl geçtiği hala bilinmiyor olsa da, kendisi yaptığı yolculuğu hayal meyal hatırladığını söylüyor.  Olayda bir çiftin daha –muhtelemen kızı kaçıran- dahli olduğu düşünülüyor.

Yıllar sonra kavuştuğu ailesine sarılan Yulia, “Artık tüm yaşadıklarımın gerçek olduğunu biliyorum. DNA testi yaptırmış olsak da, testten önce de fotoğraflarını görür görmez onların ailem olduğunu anlamıştım. Birbirimize çok benziyoruz, aile olduğumuza hiç şüphem yok. Belarus’a gittiğimde yalnızca ebeveynlerimi değil, Dmitriy isimli ağabeyim ve Nadya isimli kız kardeşimi de bulmuş oldum” açıklamasını yaptı.

ulia, 1999 yılında bulunduğu tren istasyonunun yer aldığı Ryazan şehrinde yaşıyor. Bu şehir, kaybolduğu Asıpoviçı’ya yaklaşık 885 kilometre uzaklıkta.

Yulia’nın öz annesi Lyudmila, “20 yıl insana bir ömür gibi geliyor. Ancak umudumuzu hiç kaybetmedik ve bir gün onu bulacağımıza inandık. Ve işte, sonunda kavuştuk” açıklamasını yaptı.

Yulia, Maryina Horka kasabasındaki polis merkezinde gerçekleşen büyük kavuşmayı şu sözlerle anlattı:

“Hepimiz gözyaşları içindeydik. Konuşmadan yalnızca birbirimize sarılıp ağladık. Ebeveynlerim beni çok uzun süre aradıklarını söylediler. Eninde sonunda bulacaklarına inanıyorlardı. Annem bana sarılmadan duramıyor, küçük bir kızmışım gibi beni sürekli kucağına alıyor. Saat üçe kadar sohbet ettik, ancak sonrasında İlya’yla beraber Rusya’ya dönmem gerekti. Zira kardeşim evde beni bekliyordu. Ancak eve dönmeden önce babamla beraber 1999 yılında kaybolduğum tren istasyonuna yeniden gittik. Babam gözyaşları içinde onu affetmem için bana yalvardı, ben de tabii ki affedeceğimi söyledim. Yıllar önce kaybolduğum tren istasyonunda gözyaşları içinde yürüdük.”

Polis ekipleri tarafından bulunduğu 21 Ekim 1999 gününü hatırlayan Yulia, “Polis memurlarından saklanan bir kadın ve adamla beraber yolculuk ettiğimi hatırlıyorum. Yol boyunca terk edilmiş evlerde kaldık, ancak her detayları hatırlayamıyorum. Belarus aksanıyla konuştuğumu ve yöremize özel kelimeler kullandığımı anımsıyorum. Polis memurlarının ailemi araştırırken neden bunu göz önünde bulundurmadıklarını bilmiyorum” dedi.

Yulia, bugüne dek internet üzerinden ailesini bulmak için çok çabaladığını ancak her seferinde elinin boş kaldığını anlattı. Erkek arkadaşı İlya’ya hikâyesini anlatmasının ardından ise genç adam, internette Yulia’nın Rusya’da bulunmasından çok kısa bir süre önce Belarus’ta kaybolan bir kız çocuğuna dair haberleri buldu. Ne Belarus polisi kayıp kız çocuğunun Rusya’da olduğundan haberdardı, ne de Rusya’da bulunan bu minik kızın Belarus’tan geldiği tahmin ediliyordu.

O anları anlatan Yulia, “Okumaya başladığımda pek çok detayın kendi hikâyemle uyuştuğunu gördüm. Ardından gözyaşlarına boğuldum. Doğum günümü 1 Ekim olarak kayıtlara geçirmişlerdi. Söz konusu gün ise, kaybolduğum gündü” ifadelerini kullandı.

Yulia birkaç kez babasıyla sosyal medya üzerinden iletişime geçmeye çalıştı, ancak hiçbir yanıt alamadı. Zira babası mesaj yazmayı bilmiyordu. Ardından Yulia telefon numaralarına ulaşıp evlerini aradı ve ‘merhaba, ben sizin büyük kızınızım’ dedi. Gözyaşlarına boğulan baba, telefonu derhal eşine verdi. Ve nihayetinde aile, kavuşmuş oldu. (Sputnik)