AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: İsrail'in öldürmekten çekincesi yok

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, İsrail'in Gazze'de TRT Arabi ekibine yönelik saldırısına ilişkin yaptığı açıklamalarda, "Hem TRT ailesine hem basın camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. İsrail'in öldürmekten, katletmekten herhangi bir çekincesi yok" ifadelerini kullandı.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: İsrail'in öldürmekten çekincesi yok

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki Nusayrat Mülteci Kampı'nı bombalaması sonucu aralarında TRT Arabi ekibinin de bulunduğu bir grup gazeteci yaralandı.

AK Parti Sözcüsü Çelik, saldırıya sert tepki göstererek şunları kaydetti;

"Öncelikle geçmiş olsun hem TRT ailesine hem basın camiasına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Burada görev yapan arkadaşlarımız aslında insanlık için büyük bir vazifeyi yerine getiriyorlar. İsrail'in öldürmekten, katletmekten herhangi bir çekincesi yok. Fakat sadece bunların duyulmasını engellemeye çalışıyor.

"İSRAİL'İN ORADA BASIN MENSUPLARININ OLDUĞUNU BİLDİĞİNDEN ŞÜPHEMİZ YOK"

Bu arkadaşlarımız da bu zor şartlarda herhangi bir sağlık ekibinin bile giremediği şartlarda bu görevleri yaparak aslında bütün bir insanlık vicdanı adına doğruyu göstermek için ölümü göze alarak haber yapıyorlar. Nitekim muhabir arkadaşımız ayağını kaybetmiş. İsrail gerçekten bunu bilerek yapıyor. Orada basın mensuplarının olduğunu bildiğinden hiçbir şüphemiz yok. Elindeki istihbarat, en son açıklananlar var. Şimdiki Netanyahu ve ekibinin tamamen akli kontrollerini kaybettiğini, herhangi bir ahlaki veya vicdani şeyleri yok.

"NETANYAHU VE EKİBİ, İSRAİL'İ DÜNYANIN EN GÜVENSİZ ÜLKESİ HALİNE GETİRDİ"

Bu birden çok şeye yol açıyor. Birincisi şunu görmek lazım, Netanyahu ve ekibi geçmişte Nazilerin yaptığını aynısını daha da haddini aşarak, daha da ileriye götürerek bu şekilde yapmış oluyorlar. Yani bir bakıma bu son derece trajik bir öyküye dönüşüyor. Bir halkın geçmişte yaşadığı soykırımdan sonra şimdi Netanyahu ve ekibi aynı soykırımı Filistinlilere uyguluyor. Kuşkusuz bunun uluslararası alanda muhakkak eninde sonunda bir karşılığı olacak ve bir ceza görecekler. Aynı zamanda Netanyahu ve ekibi İsrail'i dünyanın en güvensiz ülkesi haline getirdi. Etraftaki herkese saldırıyorlar, Suriye'ye, Lübnan'a, İran'a saldırdılar. Burada gördüğümüz şey şu, bütün bunları yaparak Bazen insan şöyle düşünüyor; bu kadar kötülüğü yapıp, bu kadar kötü imaj çizdikten sonra bu vahşeti niye artırır diye bugün bunu sormak lazım.

"NETANYAHU KÜRESEL BİR SAVAŞ ÇIKARMAK İSTİYOR"

Bugün de TRT muhabirine yapılan saldırı vahşette yeni bir boyuta geçildiğini gösteriyor. Anlaşılan aslında vahşet kartını Netanyahu ve ekibi her geçen gün daha yükseğe taşıyarak bölgede çok daha büyük bir savaş istiyor. Bütün bölgeyi ateşe atacak bir savaşın başlamasını istiyor. Burada kendisinin uluslararası alanda başına gelecekleri bildiği için de sinsi bir oyun oynuyor. O da, bölgedeki vahşet politikasını Netanyahu kendisinin ve ekibinin bölgeye yaygın bir ateş olmak ötesine taşıyarak ABD ile bölgenin bir sorunu haline getirmeye çalışıyor. En son İran meselesinde gördüğümüz gibi. Burada herkesin görmesi gereken şey şu; Bu vahşetin boyutunu her geçen gün artırarak Netanyahu bütün bir bölgeyi, hatta küresel bir savaş çıkarmak istiyor kendini kurtarmak için.

"BÜTÜN DÜNYAYI SALDIRIYI LANETLEMEYE DAVET EDİYORUZ"

Burada sağ duyulu olmak gerekiyor. Muhakkak suretle bu suçlardan yargılanmasının önünü açmak gerekiyor. Bugün yapılan saldırının yani biz şimdiye kadar İsrail'in davranışlarını biliyoruz ama Netanyahu ve ekibinin 7 Ekim'den bu yana yürüttüğü politikaya baktığımızda TRT ekibinin kasten hedef alındığından hiç bir kuşkumuz yok. Kuşkusuz TRT, Anadolu Ajansı, Türkiye'den giden diğer gazeteci arkadaşlarımız büyük bir cesaretle, en zor şartlarda Filistinli çocukların, kadınların, oradaki çaresizlerin haberlerini bütün dünyaya yayarak hakikatin, doğrunun sesi oldular. Dolasıyla Netanyahu'nun ve ekibinin en nefret ettiği şey doğruların duyulması. Maalesef bu saldırı da vahşetin yeni bir boyutunu ortaya koyuyor. Bütün dünyayı, bütün basın kuruluşlarını, hükümetleri ve siyasi partileri bunu lanetlemeye davet ediyoruz."