Ankara ve İstanbul başkan adayları

Herkes merakla bekliyor, ancak bu kez CHP veya İyi Parti’nin değil AK Parti ve MHP ittifakının adayları merak ediliyor.

Doğru ve net bilgileri madde madde yazayım:

1) AK Parti Genel Merkezi henüz “isimler” hususunda bir liste hazırlayıp Başkan Erdoğan'a sunmadı.

2) Önce 7 Ekim’deki kongrenin tamamlanması isteniyor.

3) Kongreden sonra “üç dönemlik belediye başkanları” hakkında yeni MYK “devam etsinler yahut artık aday olmasınlar” diyecek. Bu karar yeni oluşacak MYK’ya bırakıldı.

4) O vakte kadar “aday ismi” değil, strateji çalışılacak.

5) Ankara ve İstanbul hakkında AK Parti Genel Merkezi’ne en çok giden görüş şu imiş: “Aday şehrin içinden olsun, dışarıdan olmasın, teşkilatlarla uyumlu olacak bir isim olsun.”

Sevgili okuyucularım, inanın bir isim gelse ilk ben yazarım; ama henüz yok.

Bu hususta son kararı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verecek ve adayların kim olduğunu onun açıklamasıyla net olarak öğreneceğiz.

Ancak kuvvetli ihtimaller ve kulis bilgileri geldikçe de aktaracağım.

“2019’DA YAVAŞ DIŞINDA İSİMLERLE GÖRÜŞÜLMÜŞ”

Bu bilgiyi ilk kez tv100 ekranlarında, Erdoğan Aktaş’ın programında verdim.

Bilginin “kesin ve net” olduğunu söyleyeyim ve bir de buradan yazayım.

2019 yerel seçimleri…

Görüşmeler 2018’de yapılmaya başlanıyor…

İyi Parti’den Mansur Yavaş’a “Adayımız ol” mesajı iletiliyor.

Yavaş buna sıcak bakmıyor ve “CHP’nin rozeti altında” seçime girmek istediğini bildiriyor.

Henüz aday olması netleşmemiş…

Meral Akşener’in görevlendirdiği parti yetkilisi Mansur Yavaş haricinde Ankara’da “iki isimle” görüşüyor.

Onlara; “İyi Parti’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı olun. Siz aday olursanız CHP aday çıkarmayacak” deniliyor.

İyi Parti aslında Ankara’da CHP’nin aday göstermemesini istiyor.

Devam edelim…

Görüşülen bu isimler teklifi nezaket çerçevesinde geri çeviriyor.

Bu esnada Yavaş’ın “CHP’nin adayı” olacağı kamuoyuna deklare edilmeye başlanıyor.

“İttifak kuralım, İstanbul’da CHP’nin adayı, Ankara’da İyi Parti’nin adayı olsun” diyen İyi Parti bu süreç içerisinde Ankara’yı CHP’ye kaptırıyor.

Meral Akşener bu konu hakkında bugüne dek hiç konuşmadı. CHP’ye olan öfkesinin bir sebebi de bu mevzu olabilir.

Ankara’yı CHP’ye kaptırdığı yetmezmiş gibi 2023 seçimlerinde de Cumhurbaşkanı Adaylığı’nı CHP’nin tekeline kaptırdı.

“İyi Parti 81 ilde kendi adaylarıyla seçime girecek” kararını bu bilgiler ışığında daha sağlıklı okumak mümkün görünüyor.

Peki ya bugün?

Mansur Yavaş ve çevresi, “CHP olmazsa başka partiden aday olmayız” diyor.

“GÖKÇEK ADAY OLUR MU?”

“AK Parti Ankara Milletvekili Osman Gökçek’in belediye başkan adayı olmak istediği” yönünde iddialar ortaya atılmaya başlandı.

Bu hususta kulislere şöyle bir baktım.

Osman Gökçek çok genç ve çalışkan bir isim…

Henüz üç aydır milletvekili…

Bu süreçte yüzlerce toplantıya katılmış.

Sanırım Ankara’da böyle aktif koşturunca kendisine “Büyükşehir Adaylığını” yakıştırıyorlar.

Ancak bana gelen bilgiler Gökçek’in “milletvekili olarak” çok iyi işler başarmak istediği ve motivasyonunu bu yönde kullanacağı şeklinde.

Şunu da belirtmek isterim.

Birileri siyasetçilere “tuzak sorular” soruyor.

Mesela; “Cumhurbaşkanı Erdoğan görev verirse aday olur musunuz?” sorusu soruluyor.

Allah aşkına, bu soru karşısında siyasetçiler; “Yok, Başkan Erdoğan görev verirse kabul etmem” mi diyecek?

Net söylüyorum: Başkan Erdoğan bir partilisini yanına davet edip, “Ankara’da yahut İstanbul’da sana iş düşüyor” dediği andan itibaren artık bu onlar için bir görevdir, her şeyden evvel yol ve dava arkadaşlığıdır.

SON SÖZ: Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi restorasyonunun 50 yıl süreceği ve bu sürede ibadet ve ziyarete kapalı olacağı iddia edilmişti. Bu saçma ve maksatlı yalan öyle bir yayıldı ki İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bir açıklama yayınlayarak bunun gerçek olmadığını belirtti. Restorasyon olacak; ama 50 yıl boyunca değil tabii! Birinci etabı 2024, ikinci etabı üç yıl içinde tamamlanacak ve bu süreçte cami ibadete ve ziyarete açık olacak. Bu açıklamaya rağmen az önce bir mesaj geldi; “Hacı Bey, Ayasofya kapanmış. 50 yıl kapalı kalacakmış. Ne oldu bak, kapatmak zorunda kaldılar” diyor. Zaten bu yalanı ortaya atanların amacı da ortalığı mümkün olduğu kadar uzun süre karıştırmak! Girdikleri vebal umurlarında değil, zaten vebale girdiklerini de düşünmüyorlar. Hülâsa; hakikat daima kazanır, er veya geç!